Büşra Gülşah İyikan
Büşra Gülşah İyikan Ruh beden ilişkisi

Ruh beden ilişkisi

Bizler dünyaya gönderilirken bizlere dünyada yaşadığımız süre boyunca bizi hiç terk etmeyecek iki azık verilmiştir; Ruh ve beden...

Bedenimiz ruhumuza bir giysi olmuş, ruhumuz ise o giysiye güzellik katıp anlam kazandırmıştır. İnsan sadece et, kemik ve kandan meydana gelmemiştir. Sevgi, korku, acı gibi duygular onun ruh ile mânâ âleminin kapılarından geçmesi demektir. Bazı filozofların savundukları gibi insan sadece maddiyattan ibaret olsaydı bu duyguların hepsini nasıl farklı zamanlarda ve farklı şartlarda yaşayabilirlerdi?..

Mevlâna, bunu şöyle ifade eder: “Biz, saman gibi olan bu tabiat âlemiyle örtülmüş mânâ deryasıyız. Cismimiz bizim ruhumuza perde ve nikap olmuştur...” 

Ruh sadece mânâ âlemimizden ibaret değildir. Bedenimizi yönlendiren varlıktır aslında. Burada bir el düşünelim ruhun onu yönlendirmesi ile iyilikte de bulunur, hırsızlıkta yapar, bir çocuğu sever gibi şefkatli olurken, birini döver gibi şiddetli de olabilir, Rabbine dua etmek için göğe kaldırılan el de aynı bedene sahiptir, isyan etmek için kaldırılan el de... Fakat tüm bunları insana yaşatan ruh farklı farklıdır ve insanı nasıl yönlendirirse beden sadece arzuları gerçekleştirmeye yarayan bir kukla olur...

Bu ilişkiye bir başka örnek üzerinden bakarsak beden bir kafestir, kafesin içinde ki kuş ise ruhtur. Bu ikisi birlikte anlam kazanırlar. Kafes ne kadar güzel olursa olsun kuş güzel olmadıktan sonra bir anlamı kalmaz. Kafesi büyütüp geliştirmemiz kuşa bir şey kazandırmaz, kuşun gelişip büyümesi daha farklı yollarla olur. Kafes olmadan da kimse kuşu evinde barındırmaz. Ölen birini düşünelim öldükten sonra kaç gün evimizde barındırabiliyoruz?..

Bizler henüz ruh ile beden ilişkimizi kavrayamadık. Eğer ruhumuzun farkında olabilseydik gelip geçici olan bu bedenimizi güzelleştirmeye çalışmak yerine işe ruhumuzdan başlardık. Kitapları elimizde tutmak yerine ruhumuza işlerdik. İnsanları dış görünüşleri ile yargılamak yerine ruhlarına inmeye çalışırdık. Unutmayalım ki ruhumuz ne zaman bir şeylerden tatmin olursa mutlu olacağız. Ruhumuzun gıdası ise bize indirilen Kitap'ta...

Kuşumuz bir gün bu kafesten uçup gidecek. Acaba onu yaratıcısına ne şekilde göndereceğiz?..

Önceki ve Sonraki Yazılar
Büşra Gülşah İyikan Arşivi