Popüler nostalji sayfaları beyanındadır
Sosyal medyada nostaljik içerikte şehir sayfaları tüm Türkiye genelinde oldukça popüler ve yoğun ilgi görüyor. Dijital kültür ortamında sosyal medya sayfaları herkesin içinde yer aldığı popüler bir mecra oldular. Artık nerdeyse tüm şehirler adına ve önemli ilçeler adına hatta köy/mahalle adına açılmış nostaljik fotoğraflar yayınlayan ve binlerce takipçisi olan facebook ve instagram sayfaları var. Sosyal mecralarda sıradan insanların hayatına ışık tutan siyah beyaz fotoğraflar yoğun ilgi görüyor. Bu tür nostalji sayfaları yakın ve uzak geçmişe yolculuk yapma imkânı veren önemli bir uğrak noktası olmuştur.
Ancak çoğunlukla siyah beyaz ve nostaljik görünen fotoğraflar ile birlikte yapılan anlatımlar bilgiye, kaynağa ve tutarlı açıklamalara dayanmaktan ziyade rivayetlere yaslanıyor. Çoğunlukla isimsiz alıntılar ve kulaktan duyma eksik olan hatta yanlış bilgilerle yayınlanıyor. Çoğunlukla da uydurma ve posttruth anlatımlara dayandığı için içi boş paylaşımlara dönüşebiliyor. Bu kopukluğu giderecek en doğru adım rasyonel bilgi ile fotoğrafı bütünleştirmektir. Rasyonel ve doğrulanmış bilgi ile fotoğrafı bir araya getirmek var olan eksiklikleri, yanlışları ve tevatürden kaynaklanan sıkıntıları giderecek yegane anahtardır.
Bu anlamda nostaljik fotoğrafların arka planını ve bize göstermekte olduğu anı yakalamak ve kuşatmak gerekir. Konya tarihi ve kültürü konusunda bu tür sayfaları hazırlayan ve yöneten kişilerin kent sosyolojisi, fotoğraf sanatı, estetik boyut, kültürel yapılar, mimari eserler ve sanat tarihi açısından bilgili ve donanımlı olması şarttır.
Konya fotoğraf tarihi olarak 1880'lerde ilk fotoğrafların çekildiğini baz alırsak 1980 yılına kadar olan 100 yıllık zaman dilimi siyah beyaz fotoğraflarda yaşayan Konya olarak tarihi ve nostaljik bir karakter taşır. 1980-2010 yılları arası çekilmiş olan siyah beyaz ve renkli fotoğraflar ise yakın dönem olarak kısmen nostaljik karakter taşır. ( https://www.yenihaberden.com/siyah-beyaz-fotograflarda-yasayan-konya-14641yy.htm )
Her eski olan fotoğraf veya siyah beyaz olan her görsel materyal içerik olarak bir değer taşımaz. Sadece çekim tarihi eskidir o kadar yani. Ama her fotoğraf kendi içinde o günkü sosyal, kültürel ve günlük yaşantıya ilişkin bir iz taşır, sosyolojik, antropolojik ve folklorik açıdan bir yorum kaynağı olabilir. Ortalama her 25-50 yılda bir kentin ana arterleri, mahalle ve sokaklar üzerinde kentsel bir dönüşüm yaşanmakta, imar planları değişmekte ve sokaklar, caddeler hercümerç olmaktadır. Hatta Araplar, Şeker Tekke, Sedirler, Uluırmak gibi mahalleler kısmen ya da tamamen başkalaşmış ve beton bloklarla tanınmaz hale gelmiştir. Valilik ve Bedesten ve Türbe önündeki mahallelerden Dolav, Civar, Kalecelp, İhtiyareddin, Gazi Alemşah, Şeker Furuş gibi mahalleler ise hem ismen hem fiilen ortadan kalkmıştır.
Paldır küldür modernlik adına yapılan imar ve yol çalışmaları çoğu kez rant odaklı şekillenmektedir. Tarihi mahalleler, sokaklar, nitelikli Konya evleri, tarihi çeşmeler gibi şehrin kadim dokusunu gözetmeden kentsel dönüşüm adına yeniden dizayn edilmektedir. Adeta mahalleyi traşlayarak yapılan gofret küpü gibi üst üste dizilmiş kentsel dönüşüm blokları belki şehire yeni bir çehre kazandırmaktadır. Ancak genç kuşak, orta kuşak ve üst yaş kuşağındaki insanların belleğindeki anıları ortadan kaldırmaktadır. Bu yönüyle kentsel dönüşüm bizde kuşaklar arası bir kopma ile beraber kentsel hafıza ve bilinç kaybına yol açmaktadır. Artık herkes çocukluğundaki sokağı aramakta ve yitik cennet olmuş mahallesini nemli gözlerle anmaktadır..
İşte tam da bu noktada fotoğraflar sayesinde artık olmayan ve hatıralarda kalan o günlere gidebilmekte ve o günkü sosyal yaşantıdan haberdar olmaktayız. Eski Konya'da nerede ne vardı, nereden nereye geldik diyerek biz pastoral bir naiflik içinde ve mazideki realiteden kopuk bir hayat düzlemi tasavvur ediyoruz. Nerede o eski ve mutlu günler deyip o günlerde insanlık vardı, parasız ama mutluyduk gibi duygular ve yakınmalar dile getiriliyor. Oysa hayat sürekli geriye bakarak ve takıntılı biçimde özlem duyularak yaşanmaz. Maziye olduğu kadar, yeni olana ve yaşadığımız günlere de değer vermeliyiz. Yarına doğru giderken mazi, hal ve istikbal hakkında değerleri koruyan, yaşatan ve ferdan ferda benimseyen bir tavrımız olmalıdır.
Sürekli geçmişe ah vah diyerek sürekli karamsar olmak veya ahir zamana denk geldik demek anlamsızdır. Salt eski fotoğraflardan yola çıkarak Konya mahvolmuş tarzında melankolik tavırlar takınmak sağlıklı bir durum değildir. Sıklıkla ve gereksiz biçimde nostalji sayfalarında yapılan polemikler ve politik mülahazalar ile yakın tarihi, tek parti dönemini, çok partili dönemi, yerel yönetimleri ya da onu, bunu veya bazı kesimleri suçlayarak da bir yere varamayız. (https://www.lacivertdergi.com/dosya/2019/09/23/gerceklikten-kopmayan-nostaljiye-ihtiyac-duymaz)
Konya tarihi konusunda önümüzde geniş bir literatür ve yayın envanteri bulunmaktadır. M.Ö 3.bin yıla kadar giden çizgide Konya şehri hakkında Romalılar döneminden Selçuklu ve Osmanlı dönemleri ve erken Cumhuriyetin döneminden bugüne yapılan araştırmalar, raporlar, seyahatnameler vardır. Tanzimattan bu yana yazılmış edebiyat ürünü kapsamında hikâye, roman ve hatıra kitapları, karakalem ve suluboya tablolar, gravürler, çekilen fotoğraflar ve belgesel filmler değerli bir kaynaktır.
Karatay, İnce Minareli ve Sırçalı medreselerde yer alan tarihi eserler, yazıt ve kitabeler bu kadim tarihin izlerini yansıtır. Koyunoğlu müzesi gibi devasa koleksiyonlar, Etnografya müzesi, Arkeoloji müzesi ve en son hizmete giren Meram Belediyesi Şehir ve Yaşam Kültürü müzesi bu konuda en iyi bilgi kaynaklarıdır. Ayrıca Konya tarihi konusunda meslek odaları, yerel yönetimler, üniversiteler ve gazeteler tarafından hazırlanmış ansiklopedi, dergi, kitap, akademik sayfalar, akademisyenlerce hazırlanmış bilimsel makalele ve bildiriler, yüksek lisans ve doktora tezleri temel bilgi kaynaklarındandır.
Mademki bilgi temelli paylaşım esastır bu yönde başlangıç yapmak isteyenler için birkaç önemli kaynak belirtmek isterim. Gazeteci yazar ve kültür adamı Mehmet Ali Uz’un yönetiminde çeyrek asırdır aralıksız yayınlanan Akademik sayfalar külliyatı ile Konya kültürü ve tarihine başlangıç yapabilirler. Bu vadide KTO tarafından yayınlanan 19 cilde ulaşan İpekyolu dergisi de Konya ekonomisi, ticareti ve sosyal hayatını görmek için güzel bir kaynaktır. Konya Büyükşehir belediyesi tarafından 9 cilt olarak yayınlanan Konya Ansiklopedisi/Konyapedia ile diğer önemli kültür yayınları web ortamında yayınlanmıştır. Bu kaynaklarda Konya kültürü ve tarihine ilişkin konular incelenerek hem temel bilgiler hem karşılaştırma yapılarak doğrulayıcı bilgi bulunabilir.
Bu kaynakların geneli web ortamında çevrimiçi okunabilmektedir. Konyapedia hariç diğer kaynaklar bilgisayar ve akıllı telefonlara indirilebiliyor. Yalnız takdir edersiniz ki 30 bin sayfalık muazzam büyüklükte bir bilgi potansiyelini tek tek incelemek ve indirip okumak ancak erbabına ve araştırmacılara kolay gelir. Bu yüzden Akademik Sayfalar ve KTO İpekyolu dergisi ve Konyapedia sayfaları için genel bir arşiv ve konu tarama linki hazırlamak araştırmacılar için oldukça yararlı olacaktır.
Bir diğer önemli kaynak ise Konya kültürüne hizmet etmiş gazeteci, edebiyatçı, sanatçı ve yazarlar olarak Afif Evren, Nail Bülbül, Fevzi Halıcı, Ahmet Güldağ, Seyit Küçükbezirci, Rıdvan Bülbül, Mazhar Sakman, Zeki Oğuz, İhsan Kayseri, Saim Sakaoğlu, Sefa Odabaşı, Ahmet Özdemir, Rıza Konyalı, Tahir Sakman, Yalçın Dililitaş, Mehmet Ali Uz, Ali Işık ve Muzaffer Tulukçu gibi ismini sayamadığım birçok zat-ı nadir-ül emsal insanların ortaya koyduğu edebi ve fikri çalışmalardır. Konya’yı çalarlar diye ayrılmadım derecesinde Konya tutkunu olan merhum Seyit Küçükbezirci üstadım başta olmak üzere Konya’ya duydukları aşk ve sevgi ile eser bırakmış tüm yaşayan kültür insanlarına teşekkür ediyor, bu vesile ile vefat edenleri rahmetle anıyorum.
Birde o günlerde olup biten ve gündelik hayatın içinde olan doğrudan ve dolaylı olarak şahitleri olan insanlar vardır. Sözlü tarih kaynağı denilen insanların o günlere dair hatırladıkları ve aktardıkları bilgiler yazılı kaynakları tamamlayıcı olarak önemlidir.
Altını çizdiğim bu kaynakları tarayarak Konya tarihi, kültürü, ekonomisi, sosyal yaşamı ve mimari envanterlerimizi öğrenmek ve bilgi sahibi olmak gerekir. Rasyonel bilgi ve bilimsel araştırmalar olmaksızın sadece fotoğraftaki ögelere bakarak yorum yapmak yüzeysel bir girişim olur. Tek başına fotoğraf ile tarih yazamayız veya geçmişi yargılayamayız. Bu anlamda bilgiye dayalı olarak yüzlerce Konya fotoğrafı yayınlayan Konya Eski ve Yeni Fotoğraflar sayfası tutarlı çizgisiyle dikkat çekmektedir. (https://www.yenihaberden.com/bu-sayfada-konyaya-dair-her-sey-var-servet-degerinde-1808949h.htm)
Hülasa günümüzde internetin yaygınlaşması ve akıllı telefonlar sayesinde sosyal medya klasik medya ile başa baş gitmekte hatta ön plana geçmiştir. Sosyal medya içerisinde kişisel sayfalar kadar önem taşıyan popüler nostalji sayfaları kenarda köşede kalan ve unutulan albümleri ve fotoğrafları gün yüzüne çıkarmıştır. Kolektif belleği canlandırarak önemli bir sosyal boşluğu gidermiştir. Konya özelinde ve ülke genelinde bilgi kaynakları ile bağdaşan ve teyit edilen sosyal medya sayfaları bu anlamda hemşerilik bilincine ve kültürel birikimine önemli zenginlik katacaktır.