Peygamber Efendimizi Sevmek

Reh-i aşkında bî-sabr u şekîbim yâ Resûlallâh

Seni her kim severse ben rakîbim yâ Resûlallâh"

(Yahyâ Nazîm)

Ümmeti olmakla şeref bulduğumuz Efendimiz (sav)'in doğum günü olan Mevlid gecesini geride bıraktık. Bu özel gece, Efendimize olan sevgimizi anmanın yanı sıra onun bize bıraktığı yaşam modelini hatırlamak ve hayatımıza dahil etmek için güzel bir fırsattır.

Peygamber Efendimizin hayatı, her sınıftaki insan topluluklarına ve insanoğlunun her bir ferdine her zaman en güzel örnek teşkil ettiğinin sayısız örnekleriyle doludur.

Onun sünnetini öğrenmek ve tatbik etmek Müslüman olarak boynumuzun borcudur.

Bazılarımızın sünnetten anladığı sadece dış görünümden ibarettir. Mesela böyle düşünen kimseler için en önemli şey sakal, bıyığın kırpılması, elbisenin kısalığı ve benzerleridir. Şeklen sünnete uymak elbette kıymetlidir ancak bunların dışında kalan çok önemli şeyleri unutur veya önemsemezsek İslam'ın bize sunduğu yaşam modelinden başka bir yaşam sürdürmüş oluruz.

Oysa kalbin amelleri olan sevgi, merhamet, tevazu , saygı, edep, cömertlik, buğz, tevazu, hilm, havf, reca, gibi konuların hayata yansıması daha önemli ve daha önceliklidir.

Kur'an'ı Kerim'i ve Efendimizin hadislerini okuyup yalnızca ibadet kısmını esas almak İslam'ın özüne aykırıdır.

Kur’an ve sünnetin mahiyetini kavramadan, yoluna girmeden, ahkamına uymadan, hayatı onların ışığında tanzim etmeden, dilin âyet ve hadis okumasının ne anlamı olabilir? Hal ile sünnete uymak, söz ile konuşmaktan daha etkili ve isabetlidir.

Peygamber Efendimizi sevmek, her yönüyle Onu doğru bir biçimde tanımak, anlamak, bize bıraktığı değerlere sahip çıkmak, Onun sevdiklerini sevip sevmediklerinden uzak durmak, Onun ahlakı olan Kur'an ahlakıyla ahlaklanmakla olur.

Kuran'ı Kerim'de Allah'ı Teâlâ şöyle buyurur:

"Şüphesiz sen çok büyük bir ahlak üzeresin" (Kalem/4)

"Andolsun ki, sizin için, sizden Allah’a ve Ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah’ı çokça ananlar için Allah’ın Resulü’nde güzel örnekler vardır" (Ahzab, 21)

"O asla kendi arzu ve hevesine göre konuşmaz. Onun bildirdikleri, kendisine Allah tarafından gelen vahiyden başka bir şey değildir." (Necm/3,4)

Öyleyse Efendimizin ahlakının Kur'an ahlakı olduğunu bilmek ve onun her sözünün Rabbimizin katından gelen emirler olduğuna iman etmeliyiz vesselam..