Fatmanur Bektaş

Fatmanur Bektaş

Çocuklara Kıymayın Efendiler!

Çocuklara Kıymayın Efendiler!

"Koşuyor altı yaşında bir oğlan,

uçurtması geçiyor ağaçlardan,

siz de böyle koşmuştunuz bir zaman.

Çocuklara kıymayın efendiler..."

Yukarıdaki dizeleri, İkinci Dünya Savaşı'nda ABD'nin Hiroşima'ya atom bombası atması sonucunda yaşanan felaket için yazmış Nazım Hikmet Ran. Bomba patladıktan sonra bulut şekline benzediği için "bulutlar adam öldürmesin" diye eklemiş.

Eskiden çeşitli nedenlerle yaşanmış savaş, sömürge, işgal sonucunda insanların kadın, çocuk, ihtiyar demeksizin öldürüldüğüne şahit olurduk. Kapitalistlere, sömürgeci Avrupa zihniyetine kızar da kızardık.

Bugün, askerimiz sınırlarda ve sınır ötesinde bizim için canla başla savaşıyor ve bizler refah içinde bu topraklarda yaşıyoruz. Onlar sayesinde yıllardır bu topraklarda bulutlar adam öldürmüyor.

Ancak bulutların yerini maalesef insanlar aldı. Bugün bulutların yerini anneler, babalar, amcalar, Sıla-ı rahim dediğimiz ailemizden akrabalarımızdan en yakınlar aldı.

Birgün bir haber okuduk ve sonrası çorap söküğü gibi gelmeye başladı sanki. Küçücük, masum çocuklar en yakınları tarafından öldürülmeye, istismar edilmeye başladı.

Birgün Leyla'nın haberini aldık, birgün İkranur’un, birgün Müslüme'nin, birgün de Narin'in.. Dün Ordu'da üvey babaannesinin balkondan attığı iki yaşındaki bebeğin haberini okuduk, bugün istismara uğrayan Sıla bebeğin haberini.. Evet yan yana gelemeyecek iki kelime; bebek ve istismar..

Bizler düşmanının bile canına, namusuna kastetmeyen değer sahibi insanlardık. Bize ne oldu da bu kadar yozlaştık?

Bir toplum kendi değerlerini unuttuğu vakit yozlaşmaya başlar. Bu yozlaşma gün geçtikçe kendisini toplum içinde belli eder. Sonra İnsanoğlu değerini az bir meta karşılığında satmaya başlar.

Sonuç olarak böyle hissiz, değersiz, canileşmiş, Allah'tan korkmayan, kuldan utanmayan insanların haberlerini okumaya başlarız.

Toplumumuz değerlerinden uzaklaştıkça felaketimiz başladı. Nasıl ki bu toplum bir anda bu hale gelmediyse, bir anda düzelmesi de mümkün değil elbet.

Ancak bunca felaket üst üste yaşanırken, oturup uzun uzun değerlerimizi kazanacağımız günü beklememiz mümkün değil. Derhal yaşanan bu felaketlerin önüne geçilmesi için bir çözüm bulmalıyız. Çocuklarımızı korumak zorundayız.

Ve görünürdeki en hızlı çözüm kısasa kısastır.

İnsan hukukunu yine insanı yaratan Allah'ın kanunları korur.

Kısasta hayat vardır!

İdam cezası gelmelidir!

Derhal gelmelidir vesselam!

Önceki ve Sonraki Yazılar
Fatmanur Bektaş Arşivi

İhsan

17 Ağustos 2024 Cumartesi 00:01