Fatmanur Bektaş
Fatmanur Bektaş İnsanat Bahçesi

İnsanat Bahçesi

Bir zamanlar hayvanat bahçelerinde insanların da sergilendiğini biliyor muydunuz?

Çok gerilere gitmeye gerek yok. Neredeyse yarım asır öncesine kadar yaşanmış bir gerçek. Hem de Avrupa’nın göbeğinde.

“Human zoo” tabirini duyanlar olmuştur. Türkçeye çevrildiğinde “İnsanat Bahçesi” anlamına gelen bu tabir, 65-70 yıl kadar öncesinde insanların da sergilendiği hayvanat bahçelerine verilen isimdir.

O yıllarda Afrika’dan kaçırılan siyahi insanlar burada tıpkı hayvanlar gibi kafeslerin içine konularak para karşılığında sergilenmiştir. Afrika’dan kaçırılan siyahi pigmelerin yanı sıra Kızılderililer ve aborjinler bu yerlerde sergilenmiştir. Ancak en büyük ilgiyi Afrika’dan kaçırılan köleler görmüştür.

Buradaki insanların pek çoğu çırılçıplak bir şekilde sergilenmişler. Kimi hayvanlarla aynı kafese konulmuş kimi zorla dans ettirilmiş. Ziyarete gelen insanlara vahşi, saldırgan, ilkel ve geri zekalı olarak tanıtılmışlardır. Bazılarının ölüleri bile mumyalanıp sergilenmeye devam edilmiştir.

Öyle ki izlemeye gelen insanlar için tıpkı hayvanat bahçelerinde olduğu gibi “yiyecek vermeyiniz, daha önce beslendiler” gibi uyarılar yer almıştır.

Ne acıdır ki tarih böyle bir şeye tanıklık etmiş ve yüzlerce insan 20. Yüzyılın başlarına kadar başka insanlara sergilenmiştir.

ABD’nin birçok eyaletinde, Fransa, İngiltere, Belçika, Hollanda, İspanya, Almanya, Macaristan, İsveç, İtalya’da o kadar çok ilgi gömüştü ki İnsanat Bahçeleri, bu ülkelerin bir değil birçok şehrinde 1870’lerden 1958’e kadar, Belçika’daki son insanat bahçesi kapanıncaya dek devam etmiştir.

İnsanat bahçeleri dünya tarihinin en ırkçı ve aşağılayıcı olaylarından biri. Peki ya bu rezilliği izlemeye giden ve onları zevkle izleyen insanlar? Bugün hâlâ kendilerini siyahilerden üstün gören, Müslümanlara zulmeden, Filistin’e yapılan soykırıma karşı İsrail’i destekleyen ırkçı güruh, işte bu insanların torunları.

Evet, Batı’ya körü körüne düşman olmaya gerek yok ama kim olduklarını da unutmamak gerek vesselam..

Önceki ve Sonraki Yazılar
Fatmanur Bektaş Arşivi