Palyatif nedir biliyor musunuz?
Palyatif bakım tedavisi mümkün olmayan bir hastalıktan muzdarip olan kimselere ve ailelerine destek ve bakım veren multidisipliner bir tıp anlayışıdır. Amacı gerek hastanın gerekse ailesinin fiziki, ruhi ve sosyal ihtiyaçlarını karşılamaktır. Hasta ve ailesiyle temasa geçildiği zaman bu anlayıştakilerin hedefleri hastalığın menşei değil, hastanın kendisidir. Yani amaç tedavisi imkânsız olan bir hastalığa yakalanmış kimsenin hastalığını tedavi etmek veya bu hastalığı geriletmek değil, bu hastalıktan dolayı meydana çıkan sebeplerden hasıl olan ve hastayı rahatsız eden durumları ortadan kaldırmak değilse bile hastanın tolere edebileceği seviyeye indirebilmektir. Palyatif bakım spesifik bir hastalığa hitap etmez. Zamanı sınırlı olarak kabul edilen hastanın kalan günlerini hastalığın pençesinde kıvranarak geçirmesi değil, insan onuruna yakışır bir şekilde ve kalitede geçirmesini sağlamaktır. Bu zaman zarfında da hastanın değişen durumuna göre de tedbirler üretir.
Palyatifin ne olduğunu ben de bilmiyordum, ta ki işimiz düşene kadar. Yaklaşık bir ay önce babam vefat etti. Parkinson hastasıydı ve son bir senede artık kendi başına ihtiyaçlarını gideremez hâle gelmişti. Geçtiğimiz senenin aralık ayında Cihanbeyli’deki evinde bakımı da zorlaşınca hâl çaresi aramaya başladık. Bir arkadaşım Konya Eğitim ve Araştırma Hastanesinin Yazır’daki ek binasında bu şekildeki hastalar için bölüm olduğunu söyleyince oraya gittim. Ancak o zaman Palyatif Ünitesini öğrendim. Bölümün sorumlu hekimi Uzm. Dr. Sevdanur Yakıcı ile görüşmemde babamla ilgili bilgileri kendisine verince yerlerinin müsait olduğunu ve getirebileceğimizi söyledi. Hemen ertesi günü ambulansla babamı getirdik. Bütün hastalar gibi onu da refakatçisi olan annemle birlikte içinde hastanın ve refakatçisinin bütün ihtiyaçlarını gidereceği konforlu bir odaya yatırdılar. Yirmi dört saat gözetim altında ve her an doktorun, hemşire ve hasta bakıcıların çağırılabileceği bir hizmet var. Bütün giderleri de ilgili birimler tarafından karşılanıyor.
90’lı yıllarda gittiğim Almanya ve İsveç’te hasta ziyareti yaptığım zaman hastanelerin konforunu görünce imrenmiştim. Son on senede artık dünyada ilk sıralarda gelen bir sağlık sistemi kurduk ve son derece konforlu hastanelere kavuştuk. Yurt dışından gelenlerden edindiğimiz bilgilere göre oralardan daha iyi vaziyetteyiz. Kanada’da yaşayan bir arkadaşım eşinin acil serviste sekiz saat beklediğini söylemişti ve sağlık hizmeti yüzünden emekli olunca senenin altı ayını ülkemizde geçiriyor. Avrupa ülkelerinde yaşayan vatandaşlarımız da aynı durumdalar. Hatta sağlık turizmi bile oluşturduk.
Bu vesileyle Konya Eğitim ve Araştırma Hastanesinin Yazır ek binasında hizmet veren ve görevini fazlasıyla yerine getiren Palyatif Ünitesinin sorumlu hekimi Uzm. Dr. Sevdanur Yakıcı Hanım’a çok teşekkür ediyorum. Aynı şekilde çalışma arkadaşları Uzm. Dr. Cemal Kızılarslanoğlu ve Uzm. Dr. Ulviye Kevser Koyuncu’nun güler yüzlü ilgilerine minnettar kaldık. Ayrıca bütün hemşire ve hasta bakıcılara, birimde hizmet veren görevlilere de teşekkürü bir borç bilirim. Allah hepsinden razı olsun.
Evet, son sözüm; Allah hiç kimseyi hastanelere düşürmesin ama hastaneleri ve doktorlarımızı da başımızdan eksik etmesin.