Ötenazi Bir İnsanlık Suçudur ve Günahtır
İslam’la Batı düşüncesinin insana bakışını vermek bile dinimizin ne büyük kurtarıcı bir rahmet dini olduğunu ortaya koyar. İslam inancının temelinde insana saygı vardır. İnsan mükerrem olarak yaratılan bir varlıktır. Onun ölüsü de dirisi de muhteremdir. Dinimizde her insana olduğu gibi daha çok mağdur konumunda bulunan; yaşlı, hasta, zihinsel ve fiziksel engelli insanlara karşı daha fazla sahip çıkma ve değer verme vardır. Batı düşüncesinde ise insan “ürettiği sürece ya da sağlıklı olduğu sürece değerlidir.” Ya da bu değer kimi zaman “ırk” temel alınarak belirlenir. Biz bunun örneklerini geçmişte ve salgın dönemi Avrupa’sında yaşlılara, hastalara, engellilere ve siyah ırka mensup olan kimselere uygulanan kötü muamelede gördük. Bugün bunun en daniskasını “Gazze’de” Siyonist İsrail’in Müslümanlara uyguladığı soykırım karşısında aleni olarak görüyoruz.
Adına Action T4 operasyonu denilen geçmişte Nazi Almanya’sında zorla ötenazi programı uygulaması meşhurdur. Ötenazi uygulamaları Eylül 1939’da başlayıp 1945’ten ötesine kadar devam etmiştir. Bundan amaç, Alman halkından engelliler dâhil çürük ırkın temizlenmesi gerektiği inancıdır. Nazilerin kullandığı şekliyle “ötenazi” sözcüğü” Nazilerin sözde genetik hastalıklar ya da doğuştan gelen rahatsızlıklar sebebiyle yaşamaya değer bulmadığı Almanların sistematik olarak öldürülmesini ifade eder. 1939 sonbaharından başlayarak Almanya’nın yedi yerleşim yerinde gaz odası tesisleri kurulur. Hastalar doktorlar tarafından seçilerek kliniklerden merkezden yönetilen gaz odası tesislerine götürülür ve orada öldürülür. Öldürülenler arasında çocuklar da vardır. Daha sonra bu vahşet ve iğrenç uygulama iğne ile devam etmiştir. Elbette bu hareket Avrupa sınırlarında kalmadı, ABD’ye kadar ulaşmıştır. Maalesef bu zihniyet, II. Dünya savaşı yıllarında iyileşemeyecek durumda olan engelli, yaşlı hastaların ötenazi ile öldürülmesine, hatta krematoryumlarda yakılmasına kadar gitmiştir. Özellikle SS doktorları tarafından T4 raporu verilen kişiler toplama kamplarında ötenazi ile öldürülmüştür. Günümüz Avrupa ülkelerinin pek çoğunda ötenazi yasal hale getirilmişti
Bilindiği gibi Batı zihniyetinde ötenazi, uygulanmadığı takdirde acı çekecek, kronik ya da ölümcül hastalığı olan kişilerin acısız bir şekilde hayatına son verilmesi anlamına gelir. Bir katliam biçimi olan ötenazi, özellikle Nazi Almanya’sı döneminde Almanlar tarafından ilhak edilen bölgelerde yer alan bakımevlerinde yaşayan zihinsel ve fiziksel engelli hastaların sistematik bir şekilde öldürülmesini hedeflemiş ve binlerce kişi bu şekilde gaz odalarında öldürülmüştür. Bu korkunç Alman ırkını saflaştırma adı verilen uygulama sonralara çingenelere kadar ulaştırılan bir soykırım haline getirilmiştir.
Ötenazi meselesine değinmemin sebebi, Kanada’da ötenazinin yasal hale getirilmesiyle ilgili okuduğum bir haber olmuştur. Bu haberde 45 000 Kanada’lının ötenazi yoluyla hayatını kaybettiği ifade ediliyordu. Bu yasanın adı “ölümde tıbbi yardım” adını taşıyor. Bu yasanın içeriğini ölümcül hastalar, şiddetli ağrı çekenler, yaşlılar ve kronik hastaların enjeksiyonla intihar etmeleri oluşturuyor. Kanada, İsviçre, Belçika, Lüksemburg, Avustralya ülkelerinde ve bazı ABD eyaletlerinde yasal hale getirilen ötenaziyi talep etmek oldukça kolaylaştırılmıştır. İnternetten özel istek formunu indirip doldurduktan sonra imzalamak ve tarihini de belirlemek yeterlidir. Bu formları imzalayan kişiler kısa bir muayeneden geçirildikten sonra aynı gün de ötenazi ile hayatlarına son verilebilmektedir.
Bugün Kanada gibi ülkelerde yüzlerce gönüllünün ölümü ötenazi ile sessizce gerçekleştirilmektedir. Ölümlerin arkasında korkunç kişisel trajediler, yoksulluklar, engellilikler, zihinsel bozukluklar ve dışlanmışlık halleri etkili olmaktadır. Maalesef ötenazinin yasal hale getirildiği ülkelerde ötenaziyi seçen vatandaşlar, devlet tarafından sağlıkta tasarrufa neden oldukları için övülüyor. Acaba devlet bu insanların tam bakıma muhtaç oldukları bir zamanda imdatlarına yetişmeyecek de ne zaman yetişecek? Bizim medeniyetimizin bakış açısında “insanı yasat ki devlet yaşasın” zihniyeti vardır. Her ne tür hastalık ya da başka biçimde bir yaklaşım olsun, bunların hiçbiri ötenaziyi mubah kılmaz. Ötenazi intihardır ve haramdır. Keşke bütün insanlığa İslam’ın insana, tüm canlılara ve tabiata bakışını doğru bir şekilde anlatabilsek. İşte o gün insanların grup grup Allah’ın dinine koştuklarını göreceğiz. Bu konuda âlimlerimize ve dinimizi iyi bilenlere büyük sorumluluklar düştüğünü unutmayalım.