MUALLİMİN MESULİYETLERİ
Okulların bayramdan sonra açılacağını hatırlayınca kutsal meslek öğretmenlik hakkında bir yazı kaleme almak istedim. Daha önceki yıllarda okuduğum Türkiye’nin Maarif Davası adlı kitabından aldığım notları sizlerle paylaşmak istiyorum. İnşallah nasip olursa Türkiye’de itibarını kaybetmiş her mesleğin tekrar itibarını teslim etmek için de küçük proje çalışmalarımız olacaktır. Bu çalışmalarımızı da zamanla köşemizde sizlerle paylaşmak ve sizlerin de fikrine başvurmaktan büyük mutluluk duyacağımı belirtmek isterim.
Gelelim öğretmenliğe; bir diğer tabirle muallimliğe,
Ademoğlunu, beşikten alarak mezara kadar götürüp teslim eden, dünyanın en büyük mesuliyetine sahip insan muallimdir.
Kaderimizin hakikatinin işleyicisi, karakterimizin yapıcısı, kalbimizin çevrildiği her yönde kurucusu o dur. Fertler gibi nesiller de onun eseridir. Devletleri ve medeniyetleri yapan da yıkan da muallimlerdir. Medeniyetler muallimle kurulur. Muallim değer gördüğü sürece medeniyette değer bulur ve görür.
Muallime değer verildiği, muallimin hürmet gördüğü ülkede insanlar mesut ve faziletlidir.
Muallimin alçaltıldığı, mesleğin hor görüldüğü milletler düşmüştür, alçalmıştır ve yıpranmıştır.
Muallim; her şeyden evvel hayatımızın sahibi olmaktan ziyade sanatkarıdır. Kullanıcısı değil yapıcısıdır. Seyircisi değil aktörüdür. O en güzel, en doğru hayat örneğini yapar, hazırlar, bize sunar; biz yaşarız.
Muallim; geçeceği yol bütün engellerle örtülü olduğu halde, buna tahammül etmesini bilen, tahammül etmesini seven idealcidir.
Kime karşı olursa olsun, her düşmanlık mutlaka kendimize düşmanlıktır itikadını kalbimize maullim sokabilir.
Gücümüzün yetmediği yerde kalbimizin beddualarına, yüzümüzün güldüğü yerde gönlümüzün kin ve nefretlerine karşı gelerek, bu beddualarla kinleri, içimizdeki kirli bir şeyi yolarak atar gibi, ruhumuzdan sıyırıp atabilecek el, muallimin elidir.
Tahammülsüzlüğün başladığı yerde muallimlik davası biter. Muallim, daima başarısızlığın sebeplerini tahlil ve tespit etmeli kendisinden başlayarak düzenlemeye ve düzeltmeye çalışmalıdır.
Muallim nefsinden fedakarlık yapmayı göze alabilen cesur insan olmalıdır.
Muallimlik sevgi işidir. Ruh sevgisidir. Muallim, hepimizin her an muhtaç olduğu doktordur. İman ve anlayış vasıtaları ile bizi tedavi eder. Hakikat aleminden haberler verir.
Muallim, insan olan varlığımızı alır, ona sonsuzluk dünyası olan ruhi hayat istasyonlarında yol alacak kudretin ve değerlerin aşısını yapar. Ruhumuza aşılar yapan doktor olarak muallim, ruh dünyamızın hem duygu, hem bilgi, hem de irade bölgelerinde tedavisini aşısını yapmaya mecburdur.
Muallim disiplin kurucumuzdur, toplum düzenimizin bekçisidir, ekonomik münasebetlerimizin düzenleyicisidir ve siyasi yaşayışımızın üstadıdır.
Duygular sahasında eğitim en küçük yaşta başlayacaktır. Kalbe yapılan ilk aşı merhamet aşısıdır. Ve ardından mesuliyet aşısı gelir. Mesuliyet sahibi bir muallim, meçhul değil mesul bireyler yetiştirecektir.
Görülüyor ki muallim, bizim bütün ruh yapımızın sanatkarıdır.
Muallimi bu karakterleriyle tanımayıp onu millet ruhunun yapıcısı olduğuna inanmayan bir zihniyet, muallimi basit bir meslek haline koyar ve her tarafından çiçeklenecek kültğr ağacını kökünden baltalar.
Muallim aydındır. Aydınlarımızın değerini bilelim aksi halde karanlığa mahkum oluruz.