Ömer Kocabaş
Ömer Kocabaş Mesele seccade değil hâlâ anlamadılar

Mesele seccade değil hâlâ anlamadılar

Anlaşılan seçime kadar Kemal Kılıçdaroğlu’nun gaflarıyla uğraşacağız. İlkokulda okuduğumuz Ayşegül serisi gibi her hafta yeni bir macerası var. Bence asıl sorulması gereken şey bunlar gerçekten gaf mı yoksa bilinçli olarak insanların ilgisi farklı bir tarafa mı çekilmeye çalışılıyor. Kılıçdaroğlu’nun CHP’nin başına geçtiğinden bugüne kadar yaptığı gafları sıralayacak olursak Konya’dan Ankara’ya yol olur. Lakin adam her geçen gün üzerine koyarak ilerlemeye devam ediyor(!) Şimdi ise koskoca muhalefetin umudu oldu. İktidar kanadının gevşemeyip safları sık tutması lazım. Gülüp, dalga geçmeyle kaybedilecek vakit yok.

Muhalefet gündem değiştirme refleksi kazandı. Reklamın iyisi, kötüsü olmadığı gibi gündem değiştirmenin de olmaz. Seccade meselesi üzerinden belli bir kesime gereken mesaj verildi. Diğer yandan özür dilenerek dini hassasiyeti yüksek kesime de bir hata yaptıysak özür dilemesini de biliriz denildi. Lafa geldiği zaman iktidara yakın basın yandaş diye eleştirilir. Fakat bu seccade mevzusunda son olarak Nevşin Mengü resmen vaaz veriyordu. Sosyal medya ile aram o kadar iyi değil. Acaba seccadenin kutsal olduğuna dair Kuran’da her hangi bir ayet mi var diyen oldu mu gerçekten merak ediyorum.

Seccadenin elbette bir kutsiyeti yoktur. Klasik CHP zihniyetindekilerin anlamak istemedikleri şey oy bekledikleri vatandaşlardan ne kadar uzak oldukları. Bu ülkede yaşayan insanların yüzde 90’ından fazlası evine ayakkabı ile girmez. Diziler, filmlerdeki hayatlar hikâye. Çünkü ayakkabıda dışarının pisliği vardır, evini kirletmek istemez. Halıya bile ayakkabı ile basmayan insanın seccadeye ayrı bir özen göstermesinden daha doğal bir şey yoktur. Mesele bu kadar basit. Seccade bir araçtır, her şeyden seccade olabilir falan diye saçmalamanın bir anlamı yok. Sizin ne düşündüğünüz vatandaşın umurunda olmaz. Herkes kendi değerine saygı gösterilmesini ister. Fakat bu kadar basit meselenin bile suyu çıkarıldı. İlahiyatçılardan görüş alınır oldu.

Kılıçdaroğlu’nun, İmamoğlu’nun inancı, ibadeti kimsenin umurunda değil. Sıradan vatandaşın sinir olduğu şey rol kesme çabaları. İmamoğlu’na bu konuda kimse yetişemez. Eyüp Sultan’da Yasin okur, büyükelçilerle içkili balık lokantasında yemek yer. Çakır keyif verdiği röportajından yanındaki karısı bile utanır. Anadolu’yu şehir şehir gezdiği programlarda hangi camide Cuma namazını kılacağını açık açık yazar. Kılıçdaroğlu’nun da oruç tutup tutmadığı kendisini bağlayan bir şey. Geçtiğimiz yıllarda ezandan önce orucunu açtığı görüntüler çıktı da ne oldu. Öte yandan 75 yaşında bir insandan bahsediyoruz. Mutlaka çeşitli sağlık sorunları da vardır. Rol kesmeyi bıraksa kendisi de rahatlayacak, onu destekleyen kitle de. Fakat ısrarla bu oyuna devam ediyorlar. Sonra vatandaştan tepki görünce de saçmalamaya başlıyorlar.

Kılıçdaroğlu ABD başkanı Biden gibi olacak galiba. Biden’ın da ne söylediği anlaşılmıyor, görülmez insanlarla tokalaşıyor ama adam kâğıt üzerinden koskoca ABD’nin başkanı. Kılıçdaroğlu’nun sembolik cumhurbaşkanlığı dediği şey belki de böyledir. Kim bilebilir. Biz Konya’yı ikinci kez ülke yapmasıyla makara yaparken arka planda işler çevrilmeye devam ediliyor. Özellikle hükümet kanadının, aklı başında gazetecilerin madalyonun diğer yüzüyle ilgilenip, vatandaşa gereken bilgileri vermesi gerekiyor. Gülüp eğlenerek bu seçimin kazanılması çok zor.

İYİ Parti’nin binasının kurşunlanması da bir başka gündem değiştirme çabasına dönüştürüldü. Daha akşamı olmadan gerçek ortaya çıkarıldı. Akıllarda kalan ise sıcağı sıcağına Akşener’in kurşunlu camın önünde partisi ve Kılıçdaroğlu’na oy istemesi oldu. Yavuz Ağıralioğlu’nun istifasının ardından yaşanılan kaosu unutturmaya çalıştılar ama etkili olmadı. Kılıçdaroğlu’nun basit, gülüp geçilecek bir insan olmadığını İYİ Parti’nin başına gelenlerden bile anlayabiliriz. Bugüne kadar CHP’de kendisine rakip olan herkesi ekarte etmeyi başardı. Resmen İYİ Parti’yi de yeniden dizayn edip kendisine muhtaç hâle getirdi. Bugün ittifak olmasa İYİ Parti barajı geçemeyecek bir durumda. Akşener’de bu durumun farkında olduğundan dolayı sesini çıkaramıyor.

Seçime kadar her hafta yeni maceralarla, gündem değiştirme çabalarıyla karşı karşıya kalacağız. Akıntıya kapılmamak için gündemle oyalanan değil, gündem belirleyen olmak lazım. Hükümetin kendi planı, gündemi doğrultusunda ilerlemesi, vatandaşa da bunu doğru bir şekilde aktarması gerekiyor. Emniyet teşkilatımız da uyanık olmalı. İYİ Parti binasına yanlışlıkla sıkılan kurşunların benzeri bir başka yere rahatlıkla sıkılabilir. Birkaç serseriye verilecek üç, beş kuruşla yapılmayacak şey yoktur. Önemli olan testi kırılmadan önlem alabilmek…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ömer Kocabaş Arşivi