Libya ile Mutabakat
Geçtiğimiz ağustos ayında dünya savaş tarihinde ilk kez gerçek bir savaş ortamında ve gerçek bir hedefe karşı ilk kez bir lazer silahı kullanıldığı haberleri tüm dünyada yankı uyandırdı bu haber üzerine bazı çevreler özelikle Yunanistan ve Avrupa ülkeleri ile Amerika ve İsrail gibi ülkeler Türkiye’nin bunu nasıl başardığını ve batının haberi olmadan nasıl silah haline getirdiğine yönelik birbirleri ile tartışmalarını özellikle dış basını takip edenler bilmektedirler.
Bilmeyenler ilk kez duyanlar olabilir bizde anlatalım buyurun; BM‘nin kabul ettiği ve Libya’yı temsil eden Ulusal Mutabakat Hükümeti Türkiye’nin ve tüm dünyanın kabul ettiği bir hükümettir ve biz Türkiye olarak Libya ulusal Mutabakat Hükümetine (UMH) askeri yardım yapan bir ülkeyiz, ne var ki Libya da UMH dışında Fransa, Mısır, BAE, Yunanistan gibi ülkelerin desteklediği General Hafter hükümeti de var ve aralarında uzun zamandır bir iktidar mücadelesi var. Geçtiğimiz ağustos ayında General Hafter’e bağlı güçlerin kontrolünde Çin yapımı bir İHA’nın İlk kez bir lazer silahı ile gerçek savaş ortamında düşürülmesinden sonra Hafter’in Türkiye’ye karşı zaten düşmanca olan tutumunu iyice artırmasına sebep oldu Libya’ya giden Türk gemilerinin çalışanlarını tutuklamasının dışında Türkiye hakkında sürekli tehditler savuran General Hafter geçtiğimiz hafta Akdeniz de Libya ile varılan Güvenlik ve Askeri İşbirliği Muhtırası ve Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılmasına ilişkin Mutabakat Muhtıraları sonrası özellikle Yunanistan ve Güney Rum kesimi ve tabi ki Fransa, Mısır ve İsrail gibi ülkeleri fazlası ile rahatsız etmeye yettiği için bu devletlerin Libya’daki maşası olan General Hafter geçtiğimiz gün yine Türkiye hakkında tehditler savurmaya başladı. Ulusal basında yer alan habere göre Hafter’e bağlı donanma başkanı Türk gemilerini batırma emrini aldım gibi açıklamaları ile gündemdeki yerini aldı. Zaten doğu Akdeniz de parsel telaşına düşmüş diğer devletler bölgede Türkiye’yi devre dışı bırakarak Akdeniz’i pay etme telaşına Türkiye’nin uluslararası hukuktan doğan haklarını kullanacağını ve bu oldu bittilere asla göz yummayacağını ilan etmesinde sonra Libya hükümeti ile varılan anlaşma sadece Doğu Akdeniz ile olayı sınırlandırmayıp bölgeyi çevreleyen bir mutabakat olması açısından çok önemlidir. Tıpkı 15 Temmuz darbe teşebbüsünden sonra Suriye de gerçekleştirilen Fırat Kalkanı harekatı gibi potansiyel gerginliği ve Terörle mücadele yöntemini sınırlarımız dışına alan bir operasyon gibi sadece Doğu Akdeniz de değil de orta Akdeniz’i de içine alan bir hamle olarak çok önemli bir mutabakattır. Önümüzdeki günler de her iki taraf Türkiye ve de Libya hükümetleri bu anlaşmayı BM ye götürerek bilgilendirme yaparak meşrulaştırılacak bu mutabakat sonrası Türkiye’nin Libya’ya Asker gönderme ve Üs kurma faaliyetleri özellikle Fransa gibi batılı ülkeleri fazlasıyla rahatsız edeceğe benzer. Yunanistan ve özellikle Fransa bu mutabakata karşı General Hafter üzerinden UMH ye bir darbe yaparak iktidardan indirmek isteyecek ve AB Avrupa birliğinin Türkiye ve Libya’ya yönelik yaptırım kararı almak için girişimde bulunacakları aşikardır. Türkiye’nin meşru UMH ne verdiği Askeri destek Doğu Akdeniz gerginliğinde Türkiye’nin dışlanmasının hata olduğunu diğer ülkelere göstermeye fazlası yetip artmaktadır.
Son zamanlarda özellikle doğu Akdeniz de ortaya çıkan gerilim bizlere şunu göstermektedir Denizlere hakim olmak için güçlü bir donanmanın varlığı her geçen kendisini hissettirmektedir. Yeni Barbaroslar ve Piri Reisler Akdeniz’i bir iç deniz gibi görerek geleceğe yelken açacağı günlere gebedir. Kalın sağlıcakla.
Saygılarımla..