Kerkük’te Türkmen Feryadı Dinmiyor
Irak Türkmenleri, Anadolu’nun, Azerbaycan’ın ikiz kardeşi, can paresidir. Fakat, ne yazık ki, Osmanlı Devleti o, bölgelerden çekildikten sonra Irak’ta Türkmen gözyaşı hiç dinmedi. Önce İngiliz karşı verdikleri mücadeleden dolayı sömürgecilerin, ardından da Türk olduklarından dolayı batılıların kuklası olan yöneticilerin zulmüne uğradılar.
Önce 1959 yılında masum Türkmenlere karşı Kerkük katliamını yaptılar, daha sonra Altınköprü’de isyankar Kürt kuvvetlerinin zulüm ettiği suçsuz Türkmenlerden, Kürt isyankar grubunun intikamını aldı Irak ordusu. Yetmedi Türkmence konuşmak yasaklandı her yerde. Binlerce yıldır Türkün vatanı olan yurtlarda, Türkçe konuşulmaz oldu. Ayrıca, Saddam rejiminden çok daha öncesinden başlayıp Saddam zamanın zirve yapan, Kerkük’ü Araplaştırmak politikasıyla bölgede, Arapların sayısı artarken, Türkmenlerin sayısı hızla azalmaya başladı.
Kerkük’te yapılan Araplaştırma politikasının diğer bir ayağı da Erbil’de, bu defa Kürtleştirme politikası olarak uygulandı. Netice olarak bugün tarihi Türkmen yurdu Erbil’de, neredeyse Türk varlığı silinmiş durumda. Ama belki de en korkuncu Kürtlerin Kerkük’te nüfus dairelerine girilip Türkmenlere ait olan her şey yok etmesiydi. Böylelikle gelecekte Kerkük’ün Türkmenlere ait olmadığını ispatlaya bilirlerdi.
Tarihler 2003 yılını gösterdiğinde ABD Irak’ı işgal ederek Saddam rejimini devirdi. Ancak bu işgalden sonra her ne kadar bazı özgürlükler kazanılsa da, sonrası Türkmenler için yine hüsran oldu. ABD’nin Peşmergeyi desteklemesiyle yeni bir Türkmen göçü ve demografik değişimler yaşandı. Sistemli şekilde Türkmenlerin yaşadığı bölgeler süratle Kürtleştiriliyor, Türkmenlerden gasp edilen mallarda bölgeye gelen Kürtlere bırakılıyordu. Bunun en büyük zirvesi, 2014 yılında DAEŞ’i bahane ederek Kerkük’e giren Peşmergelerle oldu. Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi Başkanı Barzani, Peşmergenin Kerkük’e girmesin gerçek sebebini “Kerkük’e kanla giren Peşmerger bir daha oradan çıkmayacaktır” sözleriyle açıkladı. Daha sonra Kerkük’e, Bölgesel Kürt Yönetiminin bayrağını asarak krizi daha da tırmandırdı. Zira Kerkük, Kürt Bölgesel Yönetimine dahil değildi. Anlaşılan o ki, Kerkük’te bulunan zengin doğal gaz ve petrol yatakları Barzani’n iştahını kabartmış.
Fakat bardağı taşıran son damla Barzani yönetimindeki Kürt Bölgesinin bağımsızlık referandumu yapması ve Kerkük’ü de buraya dahil etmesi oldu. Bu harekete ilk tepki de Türkiye ve İran’dan geldi. Barzani baltayı taşa vurmuştu. Sonuç olarak İran’a yakın şii kuvvetleri Kerkük’e girerek buradaki Barzani yanlısı Kürtleri kovdu. Kürtler gittikten sonra her ne kadar Türkmenler için biraz rahatlama olduysa da, arkasından gelen milletvekili seçimlerinde yapılan hile ile bir kez daha Türkmenlerin hakları elinden alındı.
Bölgeden aldığım yeni haberlere göre şimdi de Kerkük’e yeni tayin edilen Arap vali Türkmenlerin mallarını çeşitle bahanelerle gasp edip Araplara veriyor. Bununla da yetinmeyerek Türkmenlerin yaşadığı bölgelere, süratle Arapları göç ettirerek bölgedeki Arap nüfusunu çoğaltmak istiyor.
Hasılı kelam bizim Irak ve Orta Doğudaki gözümüz, kulağımız olan Türkmenler için yeni baskı ve zulümler kapıda. Yazıma Irak Türkmen Cephesi'nin Kuzey Irak Kürt Bölgesi sorumlusu ve Erbil Milletvekili Aydın Maruf beyin sözüyle son vermek istiyorum: “Irak'ta Türkmen olacağıma Türkiye'de Kürt olaydım”...