Fatma Betül Felhan
Fatma Betül Felhan KAFAMIZA TAKILAN BİRKAÇ NOT

KAFAMIZA TAKILAN BİRKAÇ NOT

Geçen Twitter’da gezinirken şöyle bir tweet’le karşılaştım. Bir bayan arkadaş bir fotoğraf üzerine “Geçenlerde Erzurum’da Hz. Muhammed’e sevgi yürüyüşü yapıldı fakat nedense yandaş medya bunu kanallarında yayınlamadı.” diye bir ifade yazmış. Böyle bir gezinin olup olmadığını bilmiyorum araştırma gereği de duymadım. Çünkü burada benim ilgimi çeken Hz. Peygamber adına bir sevgi yürüyüşü yapılması değil bunun çok normal bir şeymiş gibi algılanması. Yandaş medyayı da tebrik ederim bu rezaleti kanallarına taşımadıkları için.

 

Bir din adı altında farklı dinler yaşamaya başladık. Herkes kendine göre bir din icat ediyor fakat icat ettiği dinin farkında olmadan buna İslam diyor. Her gün yeni bir hoca çıkıp işte İslam budur diye ortaya bir sürü sapıkça fikirler ortaya koyuyor. Bunların masumane hareketler olduğunu söylemek komik olur. Yeni icatların ilki şuan devlet eliyle düzenlenen kutlu doğum haftaları! Peygamber’i kendi seküler hayatımıza empoze etmeye çalışıyoruz. Ve bu durum çok önemli tabi Hristiyanlar Hz. İsa’nın doğum gününü kutlarken bizim kutlamamız dünya düzeninden uzak kaldığımızı gösterir(!). Şimdi sevgi yürüyüşleri vesaire.

 

Özenti bir dinin mensupları haline gelindi. Müslümanlar –kendi ülkem için konuşuyorum- hiç olmadığı kadar güçlü fakat fikren de bir o kadar zayıf dönemde yaşıyor. Fikirden yoksun sadece Müslümanlığıyla övünen ve güç eline geçtiğinde insanları ezen bir yığın. Aliya İzzetbegoviç  şöyle diyor: “İslam’ı kabul eden halk ve birey, kabulden sonra, başka herhangi bir ideali için yaşaması ve ölmesi mümkün değildir. Bir Müslüman’ın adı ne olursa olsun herhangi bir kral ve hükümdar, bir milliyeti, partiyi yüceltmek ve ona benzer bir şey uğruna kendini feda etmesi düşünülemez. Zira en güçlü İslami bilinçaltı düşüncesine göre burada, bir çeşit putperestlik ve Allahsızlık adıyla ve İslam’ın yücelmesi adına ölebilir, yahut savaş alanından kaçabilir.” Maalesef şuan bir parti bayrağı altında toplanmış ve o bayrak üzerlerinden kalkınca her şeyin sona ereceğini düşünen bir kitle mevcut. İslam bir zümreye, partiye ait olacak kadar sığ bir din değildir. İslam Allah’ın nezdinde tek olan dindir ve dinin sahibi tarafından korunmaktadır. Ne oluyor da bu insanlara İslam’ı bir zümreye aitmiş gibi sanıp bunun üzerinden ahkam kesip, rahatlayınca da din adına yaptıkları söylenen bu aptal yürüyüşleri yapıyorlar. İslam her dönem ve şartta ayakta durmuştur ve Allah nurunu tamamlayıncaya kadar da duracaktır. Hz. Peygamberin benim ümmetimin helakı mal ile olacaktır sözüne uyar bir hal almışız. Güç elimizdeyken İslam’ı yaşamak önemlidir. Güçsüzken herkes bir dine sığınma ihtiyacı duyduğu için herkes dindardır zaten.
 

Son olarak şunu söyleyelim ki İslam’ı kendi zırva icatlarıyla bozamayacaklar. Fakat kendilerini mahvedeceklerdir. İsmet Özel “İnançsız aşk olur mu aşksız inanç neye yarar” diyor.  Aşk ile bağlandığımız dinleri ortadan kaldırıp aşkla kalmak ne işe yarar ki. Kendimize gelme demidir bu dem. Korkmadan ve bayrak altlarına sığınmadan yaşayabilme inancı gerek.


Vesselam.... 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Fatma Betül Felhan Arşivi