İslam’da Kadın
İslam kadına ve haklarına çok fazla kıymet veren bir dindir.
Allahu Teala kadına değer verilmeyen toplumlarda kadını sosyolojik ve psikolojik olarak vahiyle güvence altına almıştır. Kadın ve erkek birbirine ancak takva ile üstün kılmıştır.
"Ey insanlar! Biz sizi bir erkekle bir kadından yarattık. Birbirinizi tanıyıp sahip çıkmanız için milletlere, sülâlelere ayırdık. Şunu unutmayın ki Allah'ın nazarında en değerli, en üstün olanınız, takvada en ileri olandır. Muhakkak ki Allah her şeyi bilir, her şeyden hakkıyla haberdardır".(Hucurat/13)
Hz. Ömer şöyle anlatır:
"Cahiliye devrinde kadına hiçbir değer vermezdik, İslâm gelip, Allah'ın onlardan bahsettiğini görünce onların üzerimizde bazı hakları olduğunu gördük."
Hz. Peygamber Efendimiz (sav), bir yemeğe davet edilir. Davet edene Hz. Aişe annemizin davetli olup olmadığını sorar. Davet eden kişi, yalnızca Peygamber Efendimiz'in davetli olduğunu söyleyince, Peygamberimiz:
"Aişe'yi de davet edersen gelebilirim" der. Adam kabul eder, yemeğe Hz. Peygamber, hanımıyla katılır.
Efendimiz (sav) kadınlara karşı son derece nazik ve anlayışlıydı. Kırılmamalarına dikkat ederdi. Hatta bir seferinde kadınları camdan yapılmış şişeye benzetmişti.
Kadınlara şiddet kullanan erkekleri ikaz etmiş ve bunun anlayışla karşılanamayacağını belirtmişti.
"Kadınları dövmeyin, hakaret etmeyin, bu konuda beni esas alın, ben hayatım boyunca hiçbir kadına el kaldırmadım" buyurarak bu husustaki hassasiyetini ortaya koymuştur.
"Sizin en hayırlınız kadınlarına en iyi şekilde davrananlarınızdır" demiştir. Aynı zamanda yüce peygamberimiz kadınlar için "Kadınlar size Allah'ın bir emanetidir." buyurmuştur.
Peygamber efendimiz kız çocuklarına ayrıca kıymet vermiş ve kız çocuklarının hakir görüldüğü bir dönemde: "Her kim üç kız çocuğunu veya kız kardeşlerini himâye edip büyütür, güzelce terbiye eder, evlendirir ve onlara lütuf ve iyiliklerini devam ettirirse, o kimse cennetliktir." buyurmuştur.