IŞIĞA DELİL; GÖLGE
Aramalarımız olanca hızıyla devam ediyor. Hakikati bulmak uğruna çıktığımız yolun mukaddes olduğuna inanıyor olmalıyız. Aradığımızı bulabilecek miyiz? Bulduğumuzu düşündüğümüz menzil, aramayı bihakkın yapmadığımız anlamına geliyor oysa. Bulacağımız, “aramanın” kendisi olmasın!
Ruhlar âleminde “elestü bi rabbiküm, Rabbiniz ben değil miyim?” sualine, “galu bela, evet, Rabbimizsin” cevabını verdik. Sahip olduğumuz üstün özelliklerden ve yaratılışımızdan gelen akıl nimeti bu soruya, doğru cevabı bulmamızı sağladı. Cevabı bulduk lakin cevabımızda sabit kalabilmek, istikamet üzerinde durabilmek için arayışımızı devam ettirmek zorundayız.
“Kendimi arıyorum” dedi Bey, “arıyorsan bulmuşsun” diye karşılık verdi Paşam. Kendini arayan aslında ruhlar âleminde doğru cevabı bulanı arıyor demektir.
Varlığımın görünen âlemde kapladığı yekûn, bana bir sorumluluk alanı da vermiş oluyor. Sorumluluğumu yok saymak, inkâr etmemi gerektiriyor. Oysa inkâr etmek için ya olmadığını ispata ihtiyaç duyarım ya da görmezden gelirim. Var olduğumu idrak ediyor ve yokluğuma delil bulamıyorsam, varlığımın gereğini yerine getirmek durumundayım.
Arıyor olmam, hiç bulamayacağım anlamına gelmez. Bulduğumu zannettiğim an, aslında bulamamış olduğumu ispat eder. Bir anlam, derin bir mana yüklemeye çalışıyoruz varlığımıza. Yanlış yapıyor değiliz. Ruhumuza yöneltilen ilk soruya ki bir nevi imtihan sorusu idi, doğru cevabı verebildim. Sadece bu bile, yani doğru cevabı bulmuş olmam bile, kıymetli bir arayışta olduğumu ifade eder.
Kimi zaman aramalarımızdan bizar olur ve ümitsizliğe kapılabiliriz. Bulamayacağımızı sanabilir ve aramaların beyhude kalacağı zannına kapılabiliriz. Bu durum “hakikat” dediğimiz özün olmadığı vehmine kapılmakla eş değerdir. Oysa hakikatin bizatihi var olduğunu yakın bilgi sahibi olarak biliriz.
Aradığımızın “ne olduğu” sorusu bile, aranacak şeyin varlığına işaret eder. Işık olmadan gölge oluşması muhaldir. Işığa dair çok net ve kesin bilgilerim var. Beni Yaratan, aradığımı bulmam için vahiyle destekledi elçilerini. Her bir peygamber ışığın var olduğunu ispata yetecek zaviyededir. Işığın varlığını gölgelerin varlığından biliyorum.
Işığı bulsam bile onu göremeyebilirim. Gölgelerin varlığı ışık için kuvvetli bir delildir. Gölgelerin bazen kaybolması, yön değiştirmesi benim aramalarıma ket vurmadığı gibi arayış yollarımı çoğaltmış olur.
Kendini arayan adam, hata yapıyor değildir belki de. Lakin aradığı şeyin yine arayan kişi olduğunu unutmamalı. Gerçeği, güzeli, iyiyi, doğruyu arayışımız gölgeleri takip etmek gibidir. Hakikati buluşumuz ışığı da bulmak demektir. Gölgeleri görüp “buldum” demek, aramalarımızı nakıs kılar.