Musab Seyithan
Musab Seyithan İnananları Diri Diri Yakmak, Yahudinin Karakteridir

İnananları Diri Diri Yakmak, Yahudinin Karakteridir

Güçlerini, Müslümanların dağınıklığından alan Gazze kasabı Netanyahu ve kabinesindeki köpekleri, siyonistleşmiş emperyalist Batı dünyasının gözleri önünde Filistin’deki katliamlarını ve vahşetini kudurarak şiddetlendirmektedir. Daha önce “Güvenli bölge” ilan ettiği Refah şehrinde kurulan çadır kampındaki Gazzeliler üzerine, arka arkaya yaptıkları bombardımanın birincisinde elli, ikincisinde de yirmi masum insanın diri diri yakılarak şehit olmasına sebep olmuştur. Bunların çoğu da çocuk ve kadındır.

Gazze kasabı Netanyahu, İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah şehrinde yerinden edilmiş Filistinlilerin kampına yaptığı bu vahşi saldırıyı "trajik terslik" diye ifade ederek âdeta dünyanın aklıyla dalga geçmiştir.

ABD Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Sözcüsü John Kirby denen yahudi piyonu da, gayri meşru çocukları İsrail'in Refah saldırısının "çok trajik ve yürek burkan" görüntülere neden olduğunu söylemiş. Ve Refah'taki son ölümlerin ABD'nin kırmızıçizgilerini aşan, nüfusun yoğun olduğu bölgelere büyük bir kara operasyonu teşkil etmediğini de eklemiş. Vay senin vicdanına ve insanlığına… Gerçekten bunlar insan mı yoksa insan suretinde yaratılmış sırtlan mı?

İşte dünyada yapılan zulümleri önlemeyi bunlar gibi insan görünümlü sırtlanlardan beklemek, eşşek arısından bal yapmasını ve balıktan kavağa çıkmasını beklemek kadar abes ve imkânsızdır.

Sakın ola ki, “Filistin’de yapılan bu soykırımı sadece İsrail yapmakta, Amerika da ona ara sıra yardım eden bir ülkedir” zannedilmemeli. Soykırımın başladığı 7 Ekim 2023 tarihinde ABD, İsrail’e sınırsız destek vereceğini açıkça ilan etti ve bunu sürekli de yeniledi. Şimdi de kalkmış utanmadan; “İsrail, Amerika’nın kırmızıçizgilerini aşmamıştır” demekte. Bu konuda Amerika’nın İsrail’e karşı kesinlikle bir kırmızıçizgisi yoktur. Çünkü suç ortağıdır. İsrail, ABD’nin ileri karakoludur. İsrail ne kadar katilse Amerika da o kadar katildir. Avrupa Ceza Mahkemesinde sadece İsrail’in yargılanması büyük eksikliktir. Sanık sandalyesine İsrail’in yanında ABD de oturmalıdır.

21 Ağustos 1969 yılında Mescid-i Aksay’a yönelik ilk büyük kundaklama düzenlenip, Selahaddin Eyyubi’nin yaptırdığı ahşap minberin tamamen yandığında, dönemin İsrail başbakanı Golda Meir: “O gece sabaha kadar korkudan uyuyamadım. Zannettim ki, Müslümanlar dört taraftan İsrail’e girecekler. Ama korkulan olmadı. O zaman anladım ki, BİZ DİLEDİĞİMİZİ YAPABİLİRİZ, ZİRA MÜSLÜMAN ÜMMETİ UYUYAN BİR ÜMMETTİR.” demişti.

İşte o günden sonra siyonist güçler, İslam ümmetinin bu uyku halinden cesaret alarak Filistin topraklarını tamamen ellerine geçirmek ve oradan da arzı mevûda ulaşmak için planlarını bir bir uygulamaktadır. Siyonist hahamların yetiştirmesi olan Gazze kasabı Netanyahu da bu konuda biçilmiş kaftandır. Siyonist emellerine ulaşmak için her türlü insanlık dışı uygulamaları kudurmuşçasına icra etmektedir. Siyonistlerin esaretinde bulunan ve insanlık değerlerini yitirmiş olan Batılı emperyal küresel güçler de Netanyahu kasabına destek vermektedirler. Yani dünya zalimlere teslim. Kimi kime şikâyet edeceksiniz?

Mü’minleri diri diri yakarak şehit etmek, Peygamberler öldüren ve kutsal kitapları tahrif eden lanetli yahudilerin karakterlerinde mevcuttur. Hayat kitabımız Yüce Kur’an onları şöyle anlatır: “Şâhitlik edene ve şahitlik edilene andolsun ki, (Mü’minleri yakmak için) hendek kazıp (içinde) alevli ateş yakanlar lânetlenmiştir. O vakit, ateşin etrafında oturmuş, Mü’minlere yaptıklarını seyrediyorlardı. Onlar Mü’minlere ancak; göklerin ve yerin hükümranlığı kendisine ait olan, mutlak güç sahibi ve övülmeye lâyık Allah'a iman ettikleri için kızıyorlardı. Allah, her şeye şahittir.” (85/Bürûc:3-9).

Tefsirlerimizin verdiği bilgiye göre Necrân halkı Hz. İsa’nın getirdiği o günkü tevhid dini olan, henüz tahrif edilmemiş Hıristiyanlığı kabul edince, Himyer Kralı Yahudi Zû Nuvâs onlara savaş açmış, dinlerinden dönmeyen Mü’minleri, açtığı hendeklerde yaktığı ateşlere atmıştı.

Vicdan sahibi olan ve siyonist olmayan yahudileri istisna ederek söylüyoruz ki, şimdiki siyonist yahudiler de başta Gazze kasabı Netanyahu olmak üzere, karakterlerinin gereğini yaparak dedeleri yahudi kral zalim Zû Nuvâs’ın yolundan gidiyorlar. Yani cibilliyetlerinin gereğini yapıyorlar. Yahudiler tarafından kafaları ve keseleri ipotek altına alınmış olan ABD ve yahudiye diyet borcu olan, başta Almanlar olmak üzere Batı ülkelerinin kahir ekseriyeti de, verdikleri desteklerle bu zulme ortak olarak aynı cibilliyetsizliği yapmaktadırlar.

Yüce Allah, Hayat Kitabımızın birçok yerinde “Yeryüzünde fesat çıkararak bozgunculuk yapmayın” (Bkz: Bakara:60, 205; Âraf:56, 74, 85, 86,103; Enfal:73; İsra:4, 16; Şuara:152; Neml:14, 48; Kasas:77; Ankebut:36; Sâd:28) ifadesini kullanır ve bunların çoğunu da yahudilere söyler. Fakat yahudiler, bulundukları toplumda fesat çıkarmakla marka olmuşlardır. Bundan dolayı da hemen her ülkeden kovulmuşlardır. En son olarak da İspanya’dan kovulmuşlardı da Osmanlılar merhameten sınırları dâhiline almışlardı. Osmanlının güçlü dönemlerinde zararsız mikroplar halinde varlıklarını sürdüren yahudiler, Osmanlı zayıflarınca genlerindeki bozgunculuğu gün yüzüne çıkararak yuvalandıkları Selanik’te örgütlenip Sabetaistleşerek İttihat ve Terakki adıyla yapılanıp Osmanlıyı yıkmışlar ve siyasi uzantıları CHP vasıtasıyla da Halifeliği kaldırarak laik Türkiye Cumhuriyetini kurmuşlardır. Yani bunlar ihya ve inşa yapmazlar. İşleri imha ve ifsattır. Yaşatmak değil öldürmektir. Yapmak değil yıkmaktır. Sadâkat değil ihanettir. Bunlar, Müslümanı döverler ve “Müslüman beni dövüyor!” diye de çığlık atar ve iftira ederler.

Bu melun zihniyet, bu karakterini, tahrif ederek kendi kafalarına göre oluşturdukları bâtıl dinlerinden edinmektedirler. Tahrif edilmiş Tevrat'taki ölüm ayetleri şunlardır:

Ve Rabbinin sana teslim edeceği bütün halkları bitireceksin ve gözlerin onlara acımayacak…. O şehrin ahalisini mutlaka kılıçtan geçireceksin, onu ve onda olan her şeyi ve hayvanlarını tamamen yok edeceksin.(Tesniye 7/16; 13/15)

Parlayan kılıcımı bileyip yargılamak için elime alınca, düşmanlarımdan öç alacağım, benden nefret edenlere karşılığını vereceğim. Oklarımı kanla sarhoş edeceğim. Kılıcım, öldürülenlerin ve tutsakların kanıyla, düşman önderlerinin başlarıyla ve etle beslenecek.” (Tesniye 32:41-42)

Onun için ey Müslüman! Şunu iyi bil ki, yahudi yakar, acımaz. Âlemlere rahmet olarak gönderilen Rasûlullah’ın tebliğ ettiği din hayata hâkim olana kadar, yahudileşmiş dünyadan da merhamet bekleme! Bunun için de tek ve kesin çözüm; zor da olsa imkânsız olmayan Dünya İslam Birliğini kurarak uyuyan ümmet modundan kurtulup Golda Meir’in günümüzdeki mevkidaşı Gazze kasabı Netanyahu gibi tüm siyonistlerin korkulu rüyası haline gelerek uykularını kaçırmaktır. Teemmül oluna!!!

Önceki ve Sonraki Yazılar
Musab Seyithan Arşivi