Ömer Kocabaş
Ömer Kocabaş İdam isteriz

İdam isteriz

Üç buçuk yaşındaki Irmak bebeğin, sapık komşusu tarafından iğfal edilerek öldürülmesinin ardından idam yeniden gündeme geldi. İnşallah bu sefer bari yetkililerin aklı başına gelir de bir an önce idam yasası çıkarılarak bu ve benzeri şerefsizlere gereken ceza verilir.

Münevver Karabulut, Özgecan Aslan gibi kamuoyunun günlerce tartıştığı cinayetler, bunun yanında her gün yaşanmaya devam eden bizim ancak bir kısmını gazetelerin üçüncü sayfasında gördüğümüz diğer isimsiz cinayetler, taciz ve tecavüz haberlerinin ardından gerek yetkililer gerekse basın ve halk sadece kınayıp adalete güvendiğimizi söylemekten öteye gidemiyoruz. Maalesef adalet mekanizması insanların vicdanını rahatlatma noktasında hiç iyi sınav veremiyor. Artık köhneleşmiş ceza kanunu ile bir yere gidemeyiz. Bu tür şerefsiz sapıklara verilebilecek en ağır ceza kanunlarımızda ağırlaştırılmış müebbet cezası görünüyor. Bu ceza kelime olarak afili duruyor ama öyle ömür boyu hapis falan değil. En fazla 36 yıl yatıp tahliye oluyorlar. 24 ve 30 yıllarda da büyük ihtimalle çıkabiliyorlar. Bugün ülkemizde 30 yıldır içerde olan bir suçlu bulunmuyor. İşte bu nedenle özellikle cinsel istismar ve bunun sonucunda öldürme, teröristler, birden fazla cinayet işleyen katiller vb. idam edilmesi gerekiyor ki adalet yerini bulabilsin.

Münevver Karabulut’un katili intihar etti, Özgecan Aslan’ın katili cezaevinde öldürüldü, bunun gibi çeşitli sapıklarında içeride öldürüldüğü, intihar süsü verildiğine dair bir kamyon haber var. İnsanlar benzer haberleri duyduklarında sadece “oh olsun, adalet yerini bulmuş” diyor. Eğer devlet kendi adaletini sağlamazsa bu gibi durumlarda millet devreye girip adaleti sağlıyor. Namus cinayeti adı altında duyduğumuz olayların büyük bir kısmında da benzer hikâyeler var.

Benim anlamadığım idam tartışmaları hep gündeme geliyor ama nedense somut bir adım atılmıyor. Yok, AB sürecindeki sözleşmeler, yok insan hakları beyannamesi vb. kılıflar altında hep bir geciktirme yoluna gidiliyor. Meclisteki vekillerimiz bilmem bulundukları makamın sorumluluğunun farkındalar mı? Dicle kenarında kurdun kaptığı koyunun bile hesabı Hz. Ömer’den sorulacakken bizim vekillerimiz hesap günü gelince Irmak bebeğe,  Özgecan’a ve diğer mağdurların utanmadan yüzüne bakıp, hesabını nasıl verecekler. Bizde idam dendi mi nedense akla bölücü başı, bebek katili Öcalan getiriliyor. Sanki onun eceliyle ölmesi bekleniyor(!) O öldükten sonra yasa çıkarılacak. Gerek hükümetin gerekse muhalefetin daha fazla top çevirmeye hakkı yok. Bir an önce idam yasası çıkarılmalı, Öcalan başta, sapık şerefsiz katiller ve diğer darbeciler yargılanıp hak edenler idam edilmeli. Geciken adaletin adalet olmadığı unutulmamalı.

 Irmak bebeği iğfal eden sapık daha öncede akrabasını taciz etmekten bir buçuk yıl hapis yatmış. Yani zamanında gereken ceza verilseymiş bugün Irmak bebek hayatta olabilirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan başbakanlığı döneminde tacizci, tecavüzcü sapıkların hadım edilmesini gündeme getirmişti. Fakat bir kısım sözde insan hakları taraftarı hadım uygulamasının insanlık dışı olduğunu savunmuştu. Sanki bu şerefsiz sapıklar insanmış gibi… İdamın yanında hadım uygulaması da gündeme alınmalı. Gerek biyolojik yolla hormon tedavisi gerekse doğrudan fiziksel tedavi(!) hangisi uygunsa -ki benim tercihim ikincisidir- tedavi edilmeli.

Her şeyin olduğu gibi her suçunda bir bedeli vardır. Böyle üç-beş sapık katil idam edilse, hadım edilse bu suçu işlemeye kalkanlar bunu gördükten sonra cesaret edemezler. Valla kimse kusura bakmasın bu tarz olaylarda insan hakkıymış, evrensel hukukmuş hepsi hikâyedir. Böyle düşünen romantikler gitsinler de Irmak bebeğin ailesinin yüzüne konuşsunlar. Eğer tabi karşılarına çıkabilecek yüzleri varsa.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ömer Kocabaş Arşivi