İçimiz de yanmasın!
Kışlar gibi yaz ayları da mevsim normalleri üstünde geçiyor. Yoğun ısı, yangın riskini de artırıyor. Geçtiğimiz hafta Anadolu’nun en büyük et-süt entegre tesisi olacak, Konya-Karaman yolu üzerindeki Konya Şeker kuruluşu Panagro’da büyük bir yangın çıktı. İlk başta olağan bir yangın gibi algılansa da zararın büyüklüğü kafalarda soru işaretleri bıraktı.
Konuyla ilgili basının karşısına geçen Pankobirlik Başkanı Recep Konuk yangınla ilgili ilginç bilgiler verdi. Yangının hemen başlamasından sadece 2 dakika sonra tüm tesisi kaplaması çok şaşırtıcı geldi bize. Benzin dökseniz o sürede yangın o düzeye çıkmaz. Kullanılan malzeme ya da başka bir şey ama o yangın görüntüleri izleyenleri şaşkına çevirecek düzeyde çok hızlı yayılıyor.
Başkan Recep Konuk’un “tüm makine teçhizatımız sigortalı, maddi bir kaybımız yok” dese de zararın ekonomik boyutunun 40 milyon dolar yaklaşık 72 milyon(trilyon) TL olması oldukça üzücü bir durum.
İşin diğer tarafında bu işletmede 3 bin kişi ilk 6 ay içinde işe başlayacak olması, tesisinde günlük 4200 hayvan kesimi ve 2 bin ton süt işlemesiyle piyasaya şok bir giriş yapacaktı. Bu girişle Panogra et ve süt piyasasının %15’ne hakim olup, ilk beş yılda bu oran belki ikiye katlayacaktı.
Önümüzdeki yıllarda çok büyük bir endüstri olacak ve belki savaş sebepleri sayılacak gıda sektörü için oldukça büyük bir yatırımın üretime 6 ay kadar gecikmeli başlayacak olması açıkçası daha büyük bir kayıp. Hem rekabette denge için, hem de yerli Anadolu üreticisin malını hakkıyla satın almak bakımından.
Birkaç ay önce de Konya Organize Sanayi bölgesinde bir mobilya üretim tesisinde bir yangın çıkmış, orada da tüm Konya bir olup yangını ancak söndürebilmişti. Orada kayıp bu kadar ağır değildi fakat bir şeyi görmüştük bu tür göz bebeği fabrikalarınızı bu tür yangınlara karşı korumanın yollarını geliştirmemiz gerekiyor. Sadece iş yerleri de değil, yaşam mahallerini de. Yerel yönetimlerin yangın algılamasının değişmesi, itfaiye yatırımlarının çok daha gelişmesi gerekiyor. Yıllarınızı verdiğiniz tesislerin birkaç saatte kül olması her bakımdan büyük bir acı olur.
Gıdanın öneminden bahsetmişken, Cumartesi günü Meram Belediyesi ve Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme derneği tarafından açılan Konya’nın ilk organik pazarından bahsetmeliyiz.
Meram’ın en güzel yerlerinden olan Melikşah Pazarı Çarşamba günleri semt pazarı olarak devam ederken, cumartesi günleri sadece organik ürünlerin satıldığı bir yer olarak hizmet verecek.
Konya, organik ürün yetiştiriciliğinde aslında hızla mesafe alan bir şehir. Bu konuda Konya Özel İdare’nin katkılarıyla taşra ilçelerde çok önemli işler yaptığını biliyoruz. Özellikle “organik çilek” tek başına özel idarenin becerisi. Meram Belediyesi ise halkın beklentilerini bir bir yerine getiriyor.
Bu Pazarın açılmasında gördüğüm kadarıyla ismini bundan sonra sıkılıkla duyacağımız, Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneğinin de büyük payı var. Türkiye’de yerel üretim ve tüketimin önemine ve teşvik edilmesi gerektiğine inanan, sadece İstanbul’a sıkışmış bir taleple organik tarımın yaygınlaşmayacağını savunan Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği, organik tarım yapan üreticinin son kullanıcıya doğrudan ulaşmasını sağlayan bu pazarlarının sayısını yakın gelecekte mutlaka artıracaktır.