Lokman Koyuncuoğlu
Lokman Koyuncuoğlu Hz. Hüseyin

Hz. Hüseyin

 

İslam tarihinin en dramatik olaylarının başında gelir Cemel savaşı. Günümüze dek süregelen çatışmaların başlangıcıdır aynı zamanda. Peygamber Efendimizin iki en yakını; eşi Hz. Aişe ve Damadı ve torunlarının babası Hz. Ali.

Bu acı olayı, okudukça üzülür, üzüldükçe okursunuz.

Üçüncü halife Hz. Osman’ın şehit edilmesinden sonra, katillerin bulunması konusunda bir fikir ayrılığı ile başlamıştır bu tartışma. Sonrası…

Hz. Ali meselenin sulh yoluyla halledilmesi için Ka'ka isminde bir elçisini Hz. Âişe, Hz, Talha ve Hz. Zübeyr'e göndererek onlara, tefrikanın fenalığını, birlik ve beraberliğin ehemmiyetini, her şeyin sulh yoluyla daha iyi hallolacağını anlatmasını istedi.

O da bu emir mucibince, Hz. Âişe, Hz. Talha ve Hz. Zübeyr'in yanına giderek onlara Hz. Ali'nin  görüşlerini, bu yaranın ilâcının sükûnet olduğunu, sükûnet olduktan sonra her tedbirin alınabileceğini, aksi halde fitne ve fesat çıkacağını, bunun da İslâm'a ve Müslümanlara getireceği sıkıntının büyük olacağını izah etti. Onlar: "Eğer Ali bu fikirde ise, aramızda bir görüş ayrılığı kalmamıştır" dediler.

Bu neticeden her iki tarafın mensupları da memnun oldular. Böylece bir istikrar, bir sükûn hali hâsıl oldu. Herkes kendisini emniyet ve huzur içerisinde görerek çadırlarına çekildiler.

Bu durumdan-barıştan, ziyade rahatsız olan münafık İbn-i Sebe, taraftarlarını toplayarak onlara:"Ne yapıp yapıp harbi kızıştırmanız ve Müslümanları birbirine düşürüp kırdırmanız lâzım. Bizim hakkımızda iki tarafında fikri birdir. Barıştıkları gibi bizi idam etmeye kalkarlar.Şayet bir netice alamazsak, bütün gayretimiz boşa gider; hedefe varamamış oluruz" dedi. Ve savaşı başlatmak üzere yeni bir plân hazırladılar. Sabaha yakın saatlerde tatbike koyulacak bu yeni plân gereği, İbn-i Sebe kendi adamlarını Hz. Ali ile Hz. Zübeyr ve Hz. Talha'nın çadırlarının etrafında yerleştirdi. Bunlar daha sonra her iki tarafın çadırlarına baskında bulundular. Gürültü üzerine uyanan Hz. Zübeyr ve Hz. Talha  "Ne var, ne oluyor?" diye sorduklarında, İbn-i Sebe'nin adamları,"Ali'nin adamları (Küfeliler) bize gece baskını yaptı," dediler.

Bu haber üzerine Hz. Talha ve Hz. Zübeyr : "Anlaşıldı, Ali, harbi kesmekte samimî değilmiş," dediler.

Öte yandan gürültüyü işiten Hz. Ali: "Ne oluyor?" diye sordu. Yine İbn-i Sebe'nin adamları: "Karşı taraf bize gece baskını yaptı. Biz de püskürttük" dediler. Hz. Ali de: "Anlaşıldı. Talha ve Zübeyr bizimle sulh mes'elesinde mutabık değilmişler," dedi. Böylece on bin kişinin hayatına mâl olan Cemel Vak'ası meydana geldi, Hz. Talha ve Hz. Zübeyr de bu savaşta şehit düştüler.

Fitneci hariciler böylece Hz. Osman'ın katlinden sonra ümmetin çok önemli simalarının da yer aldığı 10 bin kişinin ölümüne sebep oldukları gibi, bugüne kadar pek çok müminin ne için öldüğünü bilmediği bir fitneyi de tutuşturmuş oldular.
679 yılında babası Muaviye’nin vefatı üzerine Yezid halife oldu. Bu gelişme ile halifelik Yezid’in şahsında saltanata dönüşmüş oldu. Veliahtlığına karşı çıkanlar kendisine biat etmediler. Bu arada, Hz. Hüseyin’e  elçi gönderen Küfeliler, kendisini halife olarak tanıyacaklarını bildirdiler.

Hz. Hüseyin Küfe’ye doğru yola çıktı. Kerbela’ya ulaşan Hz. Hüseyin’in üzerine Yezid tarafından dört bin kişilik bir ordu gönderildi. Kendi maiyeti çok az olan Hz. Hüseyin yine de savaşmayı tercih etti.. Hz. Hüseyin 680 yılında ( Hicri 10 Muharrem) yetmiş kişi ile birlikte şehit edildi. İslam tarihine “Kerbela Faciası” olarak geçen bu olay özellikle Yezid başta olmak üzere Emeviler için büyük bir leke oldu.

O’nun için her gün Aşura, her yer Kerbela’dır.

Allah tüm ümmeti içimize girmiş fitneciler ve bozguncuların şerrinden esirgesin.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Lokman Koyuncuoğlu Arşivi