Arif Tekeli
Arif Tekeli CHP’NİN DAVUTOĞLU KORKUSU

CHP’NİN DAVUTOĞLU KORKUSU

 

 

Türk siyasetindeki en anlamsız konuların başında dış politika konusunda dahi birleşememe konusu vardır. Genelde tüm büyük devletlerin belli bir dış politika anlayışları vardır. Bu anlayış tarihleri boyunca çok büyük değişimler geçirmez. Tabi burada yanlışta ısrar etmekten bahsetmiyorum.

İktidar partileri dış politikanın belirlenmesinde söz sahibidir fakat muhalefet bunu eleştirip yönlendirmek ister ancak kendi ülkesinin çıkarları çerçevesinde bu iki kutup uzlaşır ve tek sesli, güçlü bir politika üretilir. Türkiye’de bu böyle değildir. Son Patriot Füzesi meselesinde dahi bir kaşık suda fırtına kopartıldı. Patriotların savunma sistemi olduğunu CHP’lilerin bilmediklerini zannetmiyorum. Etrafımızda meşruiyeti kalmamış ve neredeyse bir terörist olarak niteleyebileceğimiz bir Esed gerçeği varken böyle bir savunma sisteminin Türkiye’ye kurulmasına itiraz eden muhalefet bir başka ülkenin iktidarı gibi tepki gösterdi. İran dahi CHP’nin gösterdiği bu tepkinin yanına yaklaşamadı. Bu füzeler geçici bir süre için yerleştirilen füze savunma sistemleridir. Eğer Türkiye’ye yönelik herhangi bir saldırı gerçekleşmezse kullanılamaz. Örneğin ABD’nin Irak’a girdiği dönemde de Türkiye kendini savunmak amacıyla böyle bir önlem aldı. Fakat herhangi bir saldırı olmadığı için hiç kullanılmadan geri kaldırıldı. Aslında olay yine bu kadar basit olacak ama bunu gel de Esed’i lideri gören CHP’ye anlat. Böyle bir muhalefetin olması gerçekten ciddi bir şanssızlıktır. Özellikle dış politikadaki ve milli savunmadaki bu tutumu iş bilmezlikten başka bir şey değil.

CHP bugüne kadar hiçbir bakana yapmadığı muhalefeti Konya Milletvekili ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’na yapıyor. Bugüne kadar işini hakkıyla yapamayan çok bakan oldu Ak Parti döneminde yine yolsuzluklara karışıp Başbakan tarafından bir sonraki dönem seçilmeyen milletvekilleri oldu fakat hiç birisine muhalefet edilmedi CHP tarafından. Çünkü bu anlamsız olurdu. CHP ne zaman milletin çıkarlarını düşündü ki bundan sonra düşünsün? Tam tersi CHP kimi daha çok eleştiriyorsa biliniz ki o bakan ya da milletvekili milletin yanında olan biridir. 1960’da üzerine Adnan Menderes ve iki bakanının kanı sıçrayan CHP bu dönemde de aynı kafa tarzıyla tam gaz yoluna devam ediyor. “Dış politikada ortak bir ses çıkartalım veya ülkenin savunulması noktasında gelebilecek bir tehdide karşı önlem alalım, savunma sistemimizi yenileyelim” demesini değil bunu yapanı ağır eleştirmesini beklerdim. Sağolsunlar beni hiç yanılmadılar. “Yeni CHP” diyorlar kendilerine ama yeni CHP eskisinden daha fena. Eski CHP en azından söylediğiyle yaptığı bir biriyle örtüşen bir partiydi. Yeni CHP’de ise bir riya durumu var. Söylemlerini değiştirdiler fakat 1960’da Menderes’i katleden zihniyet yerli yerinde. Bir din korkusu ile oluşan bu anlayış bu noktadaki çekindikleri kişiler kimse eleştirilerini hemen ona en sert şekilde vermekle temayüz ediyor.

CHP değişemez. CHP’den değişmesini beklememeli. Fakat tarihin en başarılı ve bir önceki yazımda yazdığım üzere dış politikada insani değerleri ön plana alarak en Türkiye’ye yakışan bakanı olan Ahmet Davutoğlu CHP’nin eleştirisiyle yıpranmaz aksine yükselir. Çünkü bu millet CHP’yi de Ahmet Davutoğlu’nu da bilir. Buradaki benim tek çekincem Ak Parti’nin dış politikasını doğru anlatabilmesi. Bu sadece Ak Parti’nin görevi de değil aydınların akademisyenlerin, medyanın bunu yapması gerekir. Türk dış politikası halk tarafından tam ve doğru bir şekilde anlaşılmalıdır. Bunu yapmak öncelikle iktidar partisi ve medyanın görevidir. Bir bebek katili diktatöre karşı önlem almanın aslında bizleri korumaktan başka bir şey olmadığını söylemek zor olmasa gerek.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arif Tekeli Arşivi