Her Gün Hatırlayanlar
Siyasette sıklıkla kullanılmaya başlanan ve açıkçası gelişmiş olmanın gereği olarak gördüğüm kavram, sosyal devlet olgusudur. Konunun önemini öncelikle bireysel nedenlerle aktarmak istiyorum.
Özünde ihtiyaç sahibini görmek, yardım elini uzatmak, engelli veya gariban bir insana umut ışığı olmak güzel his. Bedenen ve ruhsal olarak, rahatlatan ve iyi bir şeyler yaptığını bilmenin hazzıyla insanı mutlu eden bir duygu. İnananlar için ayrıca Rabbin bu durumdan hoşnut olduğunu bilmekte oldukça önemli.
Kısacası insanın mayası, başkalarına el uzatma yani iyi olma üzerine.
Hal böyleyken neden insanlar birbirilerine zulmediyor diye sorarsanız , sebep gayet basit. Çünkü, zihinlerini, yaptıkları kötülüğün gerekli olduğu üzerine kuruyorlar. Örneğin insanlık vasfının temel özelliklerini taşımaktan yoksun Esad’ı ve onun çocukları dahi acımadan öldüren silahlı güçlerini düşünün. Eminim yapıkları eylemin doğru hatta iyi olduğundan zerre kadar kuşku duymuyorlardır.
Aynı durum tarihe adını kanla yazdırmış, diktatörlerde de mevcut. Kötülüğe iyi bir kılıf aramak, merhamet duygusu ve inancı tükenenler için hiçte zor değil.
Özellikle günümüzde Batı dünyasında bu durum, çağın çıkarları ve maddesel hevesleriyle daha da perçinleşti. İyiliğe kötü kılıf aramaya bile lüzum duymuyorlar artık. Çıkarlarına uyan ne varsa mubah onlar için.
Samimiyetle ve verilere dayanarak söyleyebiliriz ki Anadolu insanı bu bakımdan daha iyi. Yardımsever olmak, garibanı ve ihtiyaç sahibini, düşkünü koruma şehirlere göre farklılık gösterse de milletimin gönlünden silinmemiş bir his. Komşusu açken tok yatan bizden değildir diyerek, kendince elindekini paylaşır yurdum insanı.
Şüphesiz ki geçmişte bu paylaşım daha fazlaydı. Hele ki toplu yaşamanın, insansız yaşama olmadığı dönemlerde ne çoktu paylaşımlar.
Teknolojinin hızlandığı ama hislerin yavaşladığı son yıllarda ise iyilik yapmakta önemini yitirmeye başlamıştı. Başkasına el uzatmak olması gereken bir hareketten çok artı bir lütuf şeklinde görüldü. Zaten darbeler, iç çatışmalar, ekonomik bunalımları sıklıkla yaşayan ülkemde herkes kendi derdine düşmüştü.
Günümüzde ise, ister alım gücünün artmasından deyin isterse insanların daha fazla duyarlı olmasına bağlayın, ihtiyaç sahibine kol kanat germe biraz daha arttı.
Bu davranış biçiminin yaygınlaşmasında ise Deniz Feneri’nin yeri yadsınamaz. Şimdi bilmeyen cahil kişilerin ağızlarında dolandırıcılıkla birlikte anılsa da bu güzel dernek, unuttuğumuz yardımlaşma alışkanlığı onların sayesinde hatırlanmıştı
Ayrıca artık eski reytingini almasa da , Sırlar Dünyası gibi programlar, İslam inancında el uzatmanın gereğini yeniden göstermişti.
Diğer derneklerinde çabalarını yadsımamak lazım. Onların gayretiyle, Osmanlı’daki vakıf kültürü Anadolu’da yardım dernekleriyle yeniden canlandı.
Zamanla, ihtiyaç sahibine yardım eli uzatma devlet politikası haline geldi ve böylelikle çok sevdiğim ve her alanda uygulamasını istediğim sosyal devlet olgusu oluşturuldu. Geçmiş dönemlerde kömür yardımları başta olmak üzere, muhalefetin eleştirilerine maruz kalsa da hükümetin yardımları, ülkemde kabul gördü.
Hayatında bir kez üşümemiş aç kalmamış insanların dişlerini gıcırdatarak yapılan yardımlara dilencilik demeleri ise ayrı bir vakaydı. Zamanla da etkisini yitirdi. Çünkü hakkını yemek lazım hükümet; belediyeler, kaymakamlıklar ve valilikler aracılığıyla yapılan yardımları sistematik hale getirmeyi başardı. Birkaç gün önce okuduğum bir haberde sistemleştirilmiş çalışmaların en ücra köşelere kadar nasıl ulaştığını gözler önüne sermişti. Yerel gazetelerde daha fazla yer bulan habere göre, Konya’nın Seydişehir ilçesinde soğuk ve fiziki şartları çok kötü durumda olan bir odada yalnız başına yaşayan 72 yaşındaki kimsesiz bir ihtiyarın, kaymakamlık aracılığıyla Konya’daki bakım evine yerleştirilmesi anlatılıyordu.
Konuya dair açıklama yapan ve aynı zamanda projenin mimarı olan Seydişehir Kaymakamı Tuncay Sonel, ihtiyar amcanın yeni yuvasına yerleştirilmesinde, valilikle birlikte yürüttükleri koordineli çalışmadan bahsediyor ve ‘Hatırlanmak Bir Gün Değil Her Gün’ projesini yaygın bir şekilde uygulamaya devam edeceklerini söylüyordu.
Tuncay Bey’in açıklamalarına istinaden bahsedilen projeyi bakanlık nezdinde ve daha önce uygulandığı yerler bazında biraz araştırdım. Sonel, "Hatırlanmak Bir Gün Değil Her Gün" projesini daha önce görev yaptığı Of Kaymakamlığında da başarıyla uygulamış. Ev ev, mahalle mahalle, köy köy gezilerek engelli vatandaşlara ve ihtiyaç sahibi insanlara ulaşılmış.
Tuncay Bey, Peygamber efendimizden gelen, toplumun tüm fertleriyle hele ki mağdur insanlarla ilgilenme geleneğine bir bürokrat olarak yeniden can vermiş.
İnanıyorum ki, sosyal devlet olgusunun yeniden yeşerdiği güzel ülkemde, Seydişehir Kaymakamı can verdiği bu projeyle çok daha güzel başarılara imza atacak. Temennim "Hatırlanmak Bir Gün Değil Her Gün" projesinin yurdumun her yerinde uygulanması. Umut ediyorum Tuncay Bey’in yılmadan devam edeceği bu çalışma bakanlık ve valilikler kapsamında tüm ülkeme yayılır.
Bakan değil gören gözlerin ve yardımsever siyasetçilerin artması temennisiyle