Prof. Dr. Ramazan Altıntaş
Prof. Dr. Ramazan Altıntaş Hep Birlikte Tarihe Tanıklık Ediyoruz

Hep Birlikte Tarihe Tanıklık Ediyoruz

Dünya tarihinde görülmemiş bir olaya hep birlikte tanıklık ediyoruz.

Bütün dünya korkunç bir salgın yaşıyor. Öyle bir hastalık türü ki, özellikle yaşlı kesimi hedef alıyor. Sanki “doğal bir seleksiyon” yaşanıyor.  Bu salgın daha çok belli bir yaş ürerindekileri derinden etkiliyor.

Bir çeşit korona, “turnusol kağıdı” işlevi de gördü. İngiltere ve İtalya gibi ülkeler yaşlıların tedavisini göz ardı ediyor. Bize gençler kalsın diyor. Zaten Batı “ötenazi” kanunu çıkarmadı mı? Bu konuda Türkiye İslam’ın insana bakışından hareketle genç-yaşlı, çocuk-kadın ayırmadan bütün ülke vatandaşlarına “insan” olarak değer veriyor ve eşit mesafede canhıraş bir hizmet götürüyor. Özellikle yaşlıların bu salgına yakalanmaması için özel çaba sarf ediyor. İnşallah bu tutum, ileri de bütün bir dünyada etkisini gösterecektir. Kim bilir, belki de fevç fevç insanların İslam’a yönelişinin de kapısını aralayacaktır.

Aralık 2019’da Çin’in Wuhan şehrinde ortaya çıkan bu salgın hastalık,  zamanında ciddi tedbirler almayan ülkelerde büyük hasarlara yol açıyor. Henüz tedavisi için bir aşı, ilaç geliştirilmiş değil. Binlerce insan ölüyor ve binlercesi de enfekte durumunda. Öylesine sinsi bir hastalık ki, sadece isabet edenle sınırlı kalmıyor. İsabet ettiği kimsenin dokunduğu kimselere de bulaşıyor ve zincirleme acı sonuçlar doğuruyor.

Bu hastalığın temel nedenlerinden birisi,  temizliğe dikkat etmemek. İslam’ın temizliğe verdiği değer bir defa daha ortaya çıktı. Avrupa ülkelerinde AWM’lerde tuvalet kağıdı kalmadı. İnsanlar su ve sabunla değil, kağıtla temizleniyorlar, hala.. Bu durum korona virüsü gibi salgın hastalıkları değil durdurmak,   daha da tetiklemeye devam edecektir. Akıl sahipleri olup-bitenden ders çıkarıncaya kadar..

Bundan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır.  Yeni bir tarihlendirme yapılacak: Koronavirüs öncesi ve sonrası  diye.. Bu salgının yol açtığı birçok sorun ortaya çıkacak ve travmalar yaşanacaktır. Uluslararası kara, hava ve deniz yoluyla  yapılan  her türlü giriş-çıkışlar durduruldu. Sınırlar kapatıldı. Ticari ve insani hareketlilikler askıya alındı. Bunun ekonomik ve iş hayatına  olumsuz yansımaları olacaktır. İşsizlik artacak. Çünkü ithalat ve ihracat durdu. Nasıl ki ülkeler izolasyona uğradıysa, sokaktaki insanlar da sosyal izolasyona uğramak zorunda kaldı. Sosyal mesafeler uygulanıyor.  Kişiler annesinden babasından, anne-baba evladından uzaklaşıyor. Komşuluk ilişkileri durdu. Elbette bütün bunlar, hastalığın yayılmaması için zorunlu tedbirler. Evde kalmak öğütleniyor. Sokaklar boş, kimi yerlerde ins ve cin top oynuyor. Bu durum zorunluluktan elbette.. Birçok işyeri kapatıldı.

Dini hayatla ilgili tarihte görülmemiş olaylar yaşanıyor. Dünya fetva kurumları birbiri ardına Cuma ve cemaat namazlarını camilerde  kılmayın, diye fetvalar veriyor. Bu sebeple Mescid-i Haram, Mescid-i Nebi ve Mescid-i Aksa ile birlikte bütün dünyadaki ibadet mekânları kapatıldı. Umre ziyaretleri durduruldu. Bu gidişle Hac da durabilir. Önümüz  şehr-i Ramazan.. Büyük ihtimalle herkes teravih namazlarını evlerinde kılmak zorunda kalacak. Yine Ramazan bayramı namazı da kılınmayabilir.

Türkiye’de hükûmet, koronavirüs hastalığıyla ilgili  mücadelede yoğun çalışmalar içinde..  Sağlık Bakanlığı üst üste kararlar alıyor. Hastanelerle ilgili hergün yeni açıklamalar yayınlanıyor. Tüm sağlık çalışanları ilk elden risk altında olmalarına rağmen can siperane ve özverili bir şekilde çalışmalar ortaya koyuyor.  Onları takdir etmemek elde değil.  Bu durum zaman içeresinde onlar ve hastalar üzerinde derin psikolojik travmalar yaşatacaktır.  Aynı travma, evlerinde zorunlu ikamete tabi olan vatandaşlarımızda da yaşanacaktır.  Tüm toplum kesimlerinde.. Bu sebeple ülke çapında ilkokullardan Üniversitelere varıncaya kadar bütün eğitim kurumları, eğitime ara verdi. Bütün bu olup bitenler ileride araştırmalara konu olacaktır.

Rabbim ülkemizi ve bütün insanlığı bu tür musibetlerden korusun. İnsanlık birbirini öldürmek için silah üretme yarışına gireceğine, birbirini yaşatacak ilaçlar üretme yarışına girse, keşke..Mazlumların, mağdurların olmadığı, her hak sahibinin hakkını aldığı adalet, hakkaniyet ve merhametin egemen olduğu yeni bir dünya kurulsa. Yeryüzünde insanlığın başına gelen felaketler kendi elleriyle yaptıklarından dolayı olduğu unutulmasa ve zihinlere kazınsa..

Rabbim, koronavirüsten hayatını kaybeden vatandaşlarımıza rahmet, bu hastalığa yakalanıp da tedavi süreci yaşayan kardeşlerimize de  eş-Şafii ismiyle âcil şifalar versin.

Rabbim, bizlere çekemeyeceğimiz yükleri yüklemesin.

 Bizlerin günahlarını affetsin!.                                                                  

Yardımını ve inayetini üzerimizden eksik etmesin!..

Önceki ve Sonraki Yazılar
Prof. Dr. Ramazan Altıntaş Arşivi