Gündem tarım!
Sevgili okurlar, bu yazıyı kaleme almadan önce, haber merkezimize düşen önemli haberlere göz atıyordum. Mail kutumdaki haberlerin neredeyse yarısı tarım ve hayvancılıkla ilgiliydi.
Benimkisi algıda seçicilik olabilir, mail adresim genelde tarım sektörüyle alakalı kişilerde olduğu için böyle oluyor sanırım, diye düşünüp bir de ajanslara baktım.
Orada da durum hiç farklı değildi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Kabine Toplantısı'nın ardından yaptığı açıklamalarda en önemli başlıklardan birini çiftçilere ve tarıma açtığını yeniden okudum.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un ise Antalya’da düzenlenen COP22 Konferansı’nda kuraklık ve iklim değişikliğinin neden olduğu felaketlerle ilgili uyarılarını okudum.
TBMM’de söz alan MHP Konya Milletvekili Esin Kara’nın da Konya kapalı havzasında iklim değişikliğine bağlı yaşanan kuraklığın, bölgenin tarımsal geleceğini tehdit ettiğini, bu durumun, tarımla geçimini sağlayan çiftçilerin zor durumda kalmasına neden olduğunu dile getirdiğini gördüm.
Yine AK Parti Konya Milletvekili Ahmet Sorgun’un, KOP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı’nın bütçesi görüşülürken AK Parti Grubu adına söz alarak, iklim değişiklikleriyle birlikte yaşanan su sıkıntısına dikkat çektiğine şahit oldum.
Yani herkesin gündeminde tarım ve çiftçi vardı.
Öte yandan Konya’da yağışların yüzde 60 azaldığı yönündeki bir habere rast geldim.
Tuz Gölü’nün gittikçe daraldığı ve sularının yüzde 65’inin çekildiği yönünde de bir başka haberi okudum.
Son 24 saatteki bu haberlerin arasında bir tane de iyi habere denk geldim.
O da Türkiye İstatistik Kurumu’nun, 2020 yılına ilişkin "il bazında gayrisafi yurt içi hasıla" verilerinde; Konya’nın yüzde 5,9 payla; tarım, ormancılık ve balıkçılık sektöründe ilk sırada yer almasıydı…
İncelediğim ve yukarıda saydığım haberlerde, konuşan kişilerin ve konuşulan konuların bir yerinde özne olarak hep Konya’nın geçtiğini müşahede ettim.
Tüm dünyada artan gıda fiyatlarını ve ham madde sıkıntısını göz önünde tutunca, Konya’nın ne kadar stratejik bir konumda olduğuna bir kez daha kani oldum.
Doğrusu başka türlüsü olması da beklenemezdi. Her fırsatta söylediğimiz gibi, Konya, Türkiye’nin tarım sigortasıdır.
Fakat Konya kuraklık tehdidi altında hızla yok olma tehlikesi yaşıyor…
Yakın bir geçmişe kadar; su kaynaklarının zengin, yer altı ve yer üstü sularının bol, göllerinin ve akarsularının çok olduğu söylenen ülkemiz maalesef şu anda küresel ısınma ve kuraklıkla birlikte su kaynakları kıtlığı yaşanan ülkeler arasına girdi.
Türkiye'de yağış bakımından en fakir bölgenin İç Anadolu, bölgenin en az yağış alan bölümünün de Tuz Gölü Havzası olduğu uzmanlar tarafından dile getiriliyor.
Uzmanlar, 2030'da nüfusumuz 100 milyona ulaştığında, kişi başı kullanılabilir su miktarımızın 1000 metreküp olacağını ve su fakiri sınıfına gireceğimizi de söylüyor.
O yüzden bizim ülke olarak bütün enerjimizi artık bu işe vermemiz gerekiyor.
Suyun tasarruflu kullanımı, bilinçli tarım, yeni su kaynaklarının üretilmesi, iklim değişikliğine sebep olan faktörlerin sona erdirilmesi gibi önemli başlıklar önümüzde bekliyor.
Fakat bir de hayatın gerçekleri var. Konya çiftçisi üretmek istiyor. Daha fazla tarım yapmak için ovaya su bekliyor. Bu konuya bir çözüm bulunması için bir kez daha üzerime düşeni yapmak adına bu yazıyı kaleme almak istedim…
