GRUP SAYISI DÖRTTEN ALTIYA ÇIKAR MI?
2002 yılından bu yana alışık olmadığımız bir tabloyla karşı karşıyayız.
Ak Parti’nin tek başına hükümeti kurmak için yeterli sandalyeye ulaşamamasıyla birlikte tek parti iktidarı yerini koalisyona bırakacak.
Bütün partiler şu anda hükümet olmak ya da olmamak meselesi üzerine kafa yorarak bu durumun kendilerine getireceği avantaj ve dezavantajları düşünüp ona göre bir karar almak için mesai harcıyor.
Tabi bunu yaparken, yani hükümet olmanın yollarını inceden ararken pazarlıkla elde edecekleri bakanlık sayısını da artırmaya çalışıyorlar.
Seçim galibi doğal olarak Ak Parti olunca çatı elbette yine Ak Parti olacak.Bu kaçınılmaz.
Zaman zaman bir vatandaş olarak aklımdan “ bıraksın Ak Parti diğerleri hükümeti kursun, anlasın bu millet ak koyun kara koyun nedir” diye geçirsem de, bunca kazanımdan sonra ülkenin talan edilmesine de vicdanım el vermiyor.
İyi ama şimdi ne olacak? Hepimizin aklındaki soru bu…
Söyledim ya, bu tabloyu unutmuşken yeniden karşımızda.
En iyi koalisyon ihtimalleri ne? Bütün hesap kitap bunun üzerine.
Tabi bu sorunun yanıtı vermek güç.
Gözle görülen Ak Parti – MHP koalisyonun vatandaş tarafından makul karşılandığı. Ancak her ne kadar yakın gibi görünse de bu iki parti arasında ilkesel anlamda ciddi sorunların olduğu da muhakkak.
Geçen hafta Baykal’ın Cumhurbaşkanı’yla görüşmesi kulisleri hızlandırmıştı.
Ankara’da konuşulan senaryo Baykal’ın 20 Milletvekiliyle CHP’den ayrılıp başka bir parti kuracağı ya da SHP’yi canlandıracağı ihtimaliydi.
Aslında düşününce kulağa güzel geliyor.
Baykal’ın Kılıçtaroğlu’na kini olduğu bilinen bir gerçek. Arkadan yemiş olduğu hançeri hala unutmuş değil Baykal.
Hep söylüyorum. Kılıçtaroğlu çok zeki politikalar izlemese de akıl hocaları doğru işler yaptırıyor.
Kılıçtaroğlu sol oyların zirvesine dayanınca ve bu oylar yüzde 25’i geçmeyince partiyi sağa yasladı. Hatta bıraksanız ortaya merkez parti çıkartacak. Bu yüzden hep şunu söyledim. Ulusalcı popüler bir sol parti olmalı siyasette.
Bunu da ancak Baykal yapar. Şayet Baykal bu bahsettiğimiz harekâtı yaparsa Türkiye hem hükümetsiz kalmaz. Hem de sol yeniden dizayn edilmiş olur.
Öte yandan bir başka kulis HDP cephesinde. HDP’de Selocan takımı ve radikaller arasında bir gerilim var.
Özellikle yemin töreninde krize neden olacak bir tavır sergileme eğiliminde ki radikallerin ne yapacağını merakla bekliyoruz.
Fakat asıl bunu yanında HDP’nin 20 milletvekiliyle BDP’ye de grup kuracağı.
Her ne kadar kimi gazeteciler tarafından HDP krizi olarak değerlendirilse de bu durum stratejik bir hamle.
HDP yumoş tavırlarla aldığı oyları kaybetmek istemiyor. Ancak bu şekilde davranırsa tabanını rahatsız edeceği ortada.
İçlerinden BDP’ye mecliste grup kurdurup agresif siyasetle tabanlarına mesaj verirken aldıkları emanet oylardan da vazgeçmek istemiyorlar.
Hükümet nasıl kurulur bilmiyorum. Satranç devam ediyor. Fakat görünen o ki TBMM’ye 4 parti girmesine rağmen bu sayı 6’ya da ulaşabilir, 4’te de kalabilir.
Uluslararası oyun kurucuların yıllarda umut ettiği ve özlediği tabloyu kendi ellerimizle armağan ettik. Bakalım Türk Siyaseti içinde bulunduğu bu tablodan ülke lehine çözümlerle çıkabilecek mi? merakla ve umutla bekliyorum.