Sabit Talha Şahin
Sabit Talha Şahin Geride Kalan Sonbahar Yaprakları

Geride Kalan Sonbahar Yaprakları

Çünkü sevgiyi var eden kalbin amansızca çarpmasından başka bir şey değildir.

Birinin sözcükleri, kişiliğinde barındırdıkları, anlatmak istedikleri. Bunca şey sevgiye bir sebep olmuşken sevgi, yalnızca kalbin normalden daha hızlı atması mıdır?

Sessizlik ele geçirdiğinde karanlığı, etraf kırık cam parçalarıyla dolu olsa da hisleri için o karanlık odada kalplerinin hızla çarpmasına sebep olanları arayan insanlar varken sevgiye haksızlık değil midir böylesine basit bir şeymiş gibi davranmak?

Belki de sesimizdir, sevgimiz. Gülümsememiz, gözlerimize bakıldığında anlatmak istediklerimiz, varlığımız ya da yokluğumuz. Bunların hepsidir farkında olmadığımız ancak çevremize yaydığımız sevgi.

En tükenmiş anda bile bulunan umudun her daim hedeflenene ulaştırmaması gibi, sevgi de kırıklarla doludur.

Ancak onu değerli kılanlardan biri de bu değil midir, kırıklarından yeniden ve yeniden onu oluşturmak. Sevgi, öylesine kapsamlıdır ki bazen anlamaz kimse dilinden. Herkesin içinde sakladıklarıdır, ya da gerçek olamayacak kadar imkansız olandır. Ama en sonunda sevgi her şekilde ulaşır. Bir ırmağın kıyısında dökülen gözyaşlarına o ırmağın kıyısındaki taşlardan başkası şahit olamayacak olsa da sevgi her daim görülür. Çünkü zaman, yalnızca insanların değil, sevginin de gözlemcisidir. Ve öyle midir bilinmez ancak, ondan hızlı akar belki.

Sevginin yumuşattığı kalplere şahit oldukça tekrar yaşansın diye. Sevgi onlarla beraber ölsün ve bir başkasında tekrar var olsun diye.

En sonunda, sevgiyi tadımlayanlar kainatın öksüz ve yetim çocukları olmuşlardır. Çünkü sevgi aşk kadar zehirli ya da tesirli olarak nitelendirilemese de istediği zaman en büyük hançeri saplayabilecek olandır.

Farkında olmasakta sahip olduğumuz sevgi, notalara, mısralara, heykellere, tuvallere akan boyalara, yüze çizilen eşsiz çizimlere dönüştü ve bunları gördükçe gerçek sevgiye sahip olanlarımız yüreklerinde o küçük kıvılcımın parladığını hissettiler.

Bazılarımızı da nefret kaplamıştı belki de, sevgiyi lanetleyecek kadar, kalplerinde kıvılcımları hissedenlerimiz gösterecekti nefretin yok ettiği hislere nasıl var olunacağını.

Çünkü sevgi zehirli bir su olsa bile kana kana içerdi insan, susuzluktan ölmek üzere olduğu için değil, içerdi çünkü yüreğindeki çiçeklerin can suyunun  o olduğunu bilirdi. Ve o gün zehirli su bir çeşmeden aktı ve insanlar sorgulamadan içtiler. Bazıları reddetti ve bugün onlardan bir parça olanların hislerinde nefretin sevgiden daha baskın olmasına izin verdiler.

Sevgi zehirdi belki, suya karışmış minik bir zehir damlasıydı, ancak onun tesiri ne bir nesile ne tek bir kişiye etki etmişti, sonsuza kadar sürecek olan varlığında acının da, mutluluğun da sebebi olacaktı kuşkusuz, ama o sevgiydi ve ulaşmak isteyene ne sunacağını söylemese de en büyük umutlar onun hakkında olacaktı.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Sabit Talha Şahin Arşivi