Fetö ile mücâdele ediliyor mu?
Evet, Fetö ile mücadele ediliyor.
Nasıl mı?
Gâliba, Fetö'nün istediği şekilde.
15 Temmuz ihanet girişiminin üzerinden beş yıl geçmesine rağmen hâlâ dâvalar devam ediyor ve hâlen yeni gözaltılar var. İlk defa gözaltına alınanlar var.
Fetö'nün itlerine, içimizi soğutan bir ceza da verilmiş değil henüz.
En vahim olanını söyleyelim:
15 Temmuz ihanet girişiminin başarılı olması halinde görev verilecekler listesinde yer alan bir kişi terfi etmeye devam ediyor, general oluyor ve Kara Kuvvetlerinin istihbarat başkanı bile oluyor.
Bunları kim koruyor, kimler kayırıyor?
Eyvah eyvah...
Fetöcü itlere hak ettikleri cezaları vermek şöyle dursun, fetöcü olduklarında hiç şüphe bulunmayan ve kurumlardan atılan hainler yakında kurumların koridorlarını yeniden kirletmeye başlarlarsa, kimse şaşırmasın.
Gidişat hiç de hayra alâmet değil.
Nasıl olsun ki...
15 Temmuz'dan hemen sonra şunu demiştim:
15 Temmuz'dan önce atanmış bütün bürokratların, genel müdüründen daire başkanına, il müdüründen yardımcısına kadar bila istisna hepsinin görevine derhal son verilmelidir.
Bu bürokratlara, o geceyi sokakta mı geçirdikleri, yoksa yatakta mı geçirdikleri sorulmalı ve bu soruya cevap veremeyenin ismi bir daha görev verilmemek üzere çizilmelidir.
Yapıldı mı?
Maalesef hayır.
Yapılacak mı?
Ümidim kalmadı.
Şunu çok iyi biliyoruz ki, 15 Temmuz gecesi yatağından çıkmayan, çıkamayan bürokratların riyakâr takımı, sonraki gecelerde meydanları kirlettiler ve boy boy resimler ile makamlarını tahkim ettiler.
Kıymetli bir hemşehrim, '15 Temmuz'dan önce Fetö'yü öve öve makam sahibi olanlar, 15 Temmuz'dan sonra Fetö'ye söve söve makamlarını korumaya devam ediyorlar' demişti.
Aynıyla gerçek bu ahval içinde, Fetö ile mücadele ediliyor edilmesine ama tam da Fetö'nün istediği şekilde, galiba. Teğmenlik yıldızını fetoş iblisinin elinden almış biri 15 Temmuz'dan sonra bile terfi edip general oluyor. Bu da yetmiyor, istihbarat başkanı oluyor.
Böyle mücadele düşman başına...
Devletim, 15 Temmuz ihanetinden sonra bünyesinde ihtiyat temizliği yapmadı, maalesef.
Bu temizlik yapılmadığı için, kripto fetöcüler 15 Temmuz öncesinde elde ettiği yetkileri, beyni satılmış itleri motive etmek ve yeni bir ihanet için diri tutmak maksadıyla kullandıkları hususunda hiç şüphem yok.
Bu kriptoların, ellerinde bulundurdukları yetkileri devlet adamları ile Milletin evlatlarının arasını açmak için kullandıkları hususunda da hiç şüphem yok.
Devlet adamlarını kullanarak makam sahibi olanlar, fetöye karşı alenen tek bir cümle kurmadan riyakarlığa devam ediyorlar. Kendi kirli meclislerinde ise devlet adamlarını beceriksizlikle suçlayarak, akıllarınca bir sonraki döneme yatırım yapıyorlar.
Bu mücadelede bir yol ayrımına ihtiyacımız var. Bunun çaresi de 15 Temmuz'dan önce atanmış bütün bürokratlarla yolların ayrılmasıdır.
Hem de bila istisna...
Şöyle bir tespiti de paylaşmak isterim:
Reis-i Cumhur’umuzu, Millî Görüş gömleğini çıkarmakla suçlayan Saadet Partili kardeşler, aralarına 15 Temmuz'dan sonra sızanlara dikkat etsinler.
Merhum Erbakan Hocam’la hiçbir alakası olmayan ve hatta sağlığında ona ve davasına düşman olan Fetö'nün kriptoları Milli Görüş gömleği ile ortalıkta dolaşmakta, hatta ve hatta elde ettikleri yetkileri kullanarak, o yetkileri kendilerine veren devlet adamlarına kendi meclislerinde arsız, hırsız, yolsuz diyerek yollarını bulmaya devam etmektedirler.
Milli Gençlik Vakfı, Anadolu Gençlik Derneği gibi hamurunda hamiyetperverlik ve samimiyet olan kurumların görüşleri ile teşkilatın görüşlerinin Boğaziçi meselesinde olduğu gibi önemli oranda ayrışması da fetöcülerin sadece Millî Görüş gömleği ile değil teşkilatçı kimlikle de Erbakan Hocam’ın ruhunu sızlattıkları aşikardır.
Bu kriptolar biliyorlar ki kendileri için en iyi kamuflaj milli görüş gömleği ve Erbakan Hocamın geleneğinin mensubu gibi davranmaktır.
İktidar sahiplerinin, bu rollere kandıkları da yetkilendirme tavırlarından kolayca anlaşılmaktadır.
Tavsiyemizi edelim:
15 Temmuz gecesini yatakta geçirmiş bir kriptonun, bu Milletin başına daha nice belalar açabileceğini devletimiz görmek zorundadır.
Ümidimiz azalsa da hükmümüzü de verelim:
15 Temmuz’dan önce atanmış ya da yetki sahibi olmuş bila istisna bütün bürokratlar, o geceyi sokakta mı geçirdin, yoksa yatakta mı sorusuna muhatap kılınmalıdır. Bu soruya cevap veremeyenlerin, işgal ettikleri koltuklarda kılları bile bırakılmamalıdır.
Artık kimsenin aldatılma kredisi de kalmadı, aldatılmaya tahammülü de…