Salih Köprülü
Salih Köprülü Eyy Konya uyuma!

Eyy Konya uyuma!

Türkiye ile Çin arası 10 bin 271 kilometre.

Araçla, 5 gün 7 saat…

Uçak ile 7 bin 531 kilometre…

Tam, 10 saat 32 dakika…

Konya ile Tebriz arası, bin 554 kilometre…

Araç ile 17 saat 45 dakika…

Arada sarp ve geçilmesi zor dağlar var.

Uçak ile bin 209 kilometre…

Yolculuk, 2 saat 6 dakika sürüyor.

Türkiye, Sudan arası 4 bin 740 kilometre…

Türkiye ile Japonya arası ise, 4 bin 321 kilometre…

Diyeceksiniz ki bu kilometreleri neden sayıyorsun? Bekleyin…

Konya-Akşehir arası 135 kilometre…

1 saat 45 dakika…

Konya-Ereğli arası 151 kilometre…

2 saatlik mesafede.

Konya-Seydişehir arası 90 kilometre…

1 saat 12 dakika…

Konya-Çumra arası 46 kilometre…

Adeta, “bağırsan duyulur” mesafesinde…

Selçuklu, Meram, Karatay… Buradaki mahalleler şehir merkezine, bir otobüs, dolmuş, tramvay mesafesinde.

Elin oğlu-kızı taa Çin’den gelip, Mevlana’nın felsefesini araştırıyor ve öğrenmeye çalışıyor.

Sudanlı Abdulkadir, “Burada ruhumu doyuruyorum” diyor.

İranlı Davut, Mevlana için İran’dan Konya’ya gelmek isteyen çok kişinin olduğunu belirtiyor.

Hepsi, ortak bir dil ile Mevlana’nın felsefesinin kendilerini etkilediğini söylüyor.

Bu etki sayesinde, Müslüman olan Japon ve Çinli de var.

Türbenin bahçesine ne zaman gitsem, çoğunlukla yabancı turist görürüm.

Başka şehirlerden Mevlana için gelenler de çok fazla.

 

Fakat ne hikmetse, bizim Konyalı eğer başka şehirden veya yurt dışından misafiri gelmemişse, türbeye uğramıyor.

Hadi eskiden paralıydı o nedenle diyelim… Şimdi ücretsiz.

Peki, “Mevlana kim ve ne anlatmış” niye merak edilmiyor?

Galiba şehir olarak Mevlana’yı tam olarak anlayamadık.

Orayı sadece sıradan bir müze gibi görüp,  oraya gezmeye ve vakit geçirmeye gidiyoruz.

Mevlana’nın fikirlerini sosyal medyadan güzel söz olarak paylaşıp, felsefesini anlamak için kafa bile yormuyoruz.

Çinli, dünyanın bir ucundan erinmeden “Mevlana ne demiş?” diye merak ediyor.

Yaylapınar Mahallesi’ndeki Mehmet Ağa ise, eriniyor.

Bu şehirde yaşayıp da Mevlana Türbesi’nin içine hiç girmeyen, hadi onu da geçtik merak bile etmeyen insanlarımız maalesef var.
 

Sudanlı, Çinli, İranlı, Almanyalı, Mevlana’yı araştırıyor ve ondan kısa vakitte etkilenebiliyor da bizimkiler, etrafı seyretmeye veya  “sınavda başarı”, “eş”, hatta “para” duası etmek için gidiyorsa, alacağımız çok ders var demektir.

Mevlana Türbesi, burnumuzun dibinde… Gidin ve görün.

Konya’da yaşayıp, yüzyıllar önce Konya’da ölen ve halen Konya’ya büyük değer katan önemli bir ismi, binlerce kilometre ötedeki insanlar merak ediyor da Konyalı merak etmiyorsa, nerede yanlışlık olduğuna siz karar verin.

Başımızı kaldıralım ve burnumuzun dibinde ne olduğunu görelim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Salih Köprülü Arşivi