Bu işin çözümü yok mu?
Ülkemize milyonlarca mülteci sığındı.
Hepsine kucak açtık ve ev sahipliği yapıyoruz.
Bu mülteciler içinde, kayıtlı olanları olduğu gibi kaydı olmayanların sayısı da az değil.
Ve bu kişiler, hayatlarını sürdürebilmek için çalışmak zorundalar.
Bunun için de kayıtlı olmaları gerekiyor.
Göç İdaresi Müdürlüğü, başvuruları inceleyip, arşiv taraması yapıyor.
Kişi bir suça karışmış mı ya da kayıt verilmesinde bir sorun var mı inceliyor.
Herhangi bir sorun yoksa zaten kayıt veriliyor.
Sonrasında çalışma izni için sözleşme imzalanıyor.
Bu süreç ise 2 ay sürüyor.
İnşaat firmasına, 10 günlüğüne kalıpçı lazım.
Firma başvuruyor.
Ama mültecinin kayıt süresi bitmediği için 2 ay beklemek zorunda.
Bu süreç işveren üzerinden işliyor.
Yani işveren, işçinin çalışma iznini alıyor.
Bu da önemli ölçüde süreci uzatırken, şöyle önemli bir sorun ortaya çıkıyor;
Kayıt dışı istihdam…
Mülteci işçiye de para lazım ve değil 2 ay 2 gün bekleyecek bir zaman dilimi yok.
Çoğu beklemiyor zaten.
Kayıtsız şekilde çalışıyor.
İşyerine denetimler sonucunda ise işveren, birçok ceza ile uğraşmak zorunda kalıyor.
Toplamda, milyar liralık prim kayıplarından bahsediliyor.
İşveren bunu kazanç gibi görse de 3 yıl sonra hizmet tespit davasının açılmayacağının garantisi var mı?
O nedenle, bu işler kuralına göre uygulanmalı.
İlgili kurumlar, çalışma izni sürecini kısaltmalı.
İşveren değil de işçi üzerinden çalışma izinleri alınmalı.
Avrupa’da böyle…
Tıkır tıkır da sistem işliyor.
Kaydı olmayan mülteciye, sivil toplum kuruluşlarından, vatandaşlardan da epeyce bir yardım geliyor.
Ama kişi çalışıyor.
Yani aslında diğer mültecilerin de hakkına girmiş oluyor.
Bu soruna çözüm gerekli.
Gelecek yıllarda yaşanabilecek sorunlar şimdiden engellenmeli.
Çünkü bu durumun iki tarafa da zararı var.
Çözümü ertelemek, sorunu gelecek yıllarda bir dağ gibi önümüze dikebilir.
Sorun dağ olduktan sonra aşılması güç olur.
Onun için şimdiden tedbirimizi alalım, takdiri Allah’a bırakalım.