Demlenip kafayı bulmanın âlemi yok
Yerel seçim gündeminde eski HDP yeni DEM Parti ön plâna çıkarılmaya çalışılıyor. Muhalif basını bir yere kadar anlayabiliyoruz ama iktidarı destekleyen medya organlarında DEM Parti ve aktörlerinin bu kadar yer bulması doğru değil. DEM Partililer artık ne ile demleniyorsa yeniden bir çözüm süreci olabilir falan diye hayal kurmaya başladılar. Çay içerek bu kafaya ulaşılamayacağı kesin(!) Gerek vatandaş, gerekse de hükümet onların gerçek yüzünü göreli çok oldu. Kendi iradeleri yok, PKK’nın figüranlığını yapıp siyasetçilik oynayarak da anca bir yere kadar ilerleyebilirler.
DEM’in belediye başkan adayı çıkarıp çıkarmayacağı sadece İmamoğlu ve CHP’nin gündeminde olması gereken bir konudur. Nitekim Demirtaş’ın karısı aday olduğunu söyledi. Parti sözde onu açıklayacaktı fakat Kandil’den zılgıtı yediler. Kandil ittifak yapılması gerektiğini söyledi. Hâl böyle olunca da Demirtaş’ın karısı yerine iki silik tipi aday diye gösterdiler. Atletizmdeki tavşan atletler gibi hareket edecek bu iki aday mümkün olduğunca az oy alıp, İmamoğlu’na çalışacak.
Basına elbette malzeme lazım, bir şekilde sayfalar dolacak 20’den fazla haber kanalında her akşam saatlerce konuşulacak mevzu lazım. Lakin artık bu PKK sorununun ele alınacak bir tarafı kalmadı. Çünkü karşı tarafta muhatap kabul edilebilecek bir parti yok. Durum böyle olunca hükümette doğrudan bölge halkına yöneldi. Aracısız, yaptığı hizmetlerle halkın gönlü alınmaya çalışıyor. Ne kadar yol alındığı elbette tartışılır. Cumhurbaşkanlığı seçiminde Kılıçdaroğlu’nun bölgede aldığı oy birçok şeyin göstergesidir…
Çözüm süreci döneminde de PKK’nın siyasi partisinden bir beklenti yoktu. Hükümet en azından bir adım atmış olmak için birçok şeyi göğüsleyerek bir süreç başlatmıştı. İlk başta görüşmeler iyi gidiyordu. Lakin diğer taraftan son sözü PKK söyleyince en başa dönüldü. Bugün Demirtaş güzellemesi yapanlar o günleri ne çabuk unuttu. Hendek olayları zamanı kafalarına göre özerklik ilan ediyorlardı. Demirtaş coşmuştu; Doğu bölgesinin tamamını isterken İstanbul’da da referandum yapılması gerektiğini söylüyordu. Şimdi hâli ortada… Bunlarda birazcık cesaret olsa PKK’nın karşısına çıkabilecek bir parti kurarlar. Hadi bir günde olmaz diyelim. Demirtaş’ın karısı İstanbul’dan bağımsız aday olsun. Olamaz, çünkü cesaretleri, iradeleri yok. Kandil ne derse o. Ondan sonra yerseniz Cumhurbaşkanı Erdoğan diktatördür.
Hükümeti destekleyen basınımız Ahmet Türk’ün açıklamalarını ön plâna çıkarmaya çalışıyor. Ahmet Türk, Kılıçdaroğlu’nu destekledik ama Kürt sorununu çözeceğine inancığımız yoktu. CHP’de o irade yok. Bu işi çözerse Cumhurbaşkanı Erdoğan çözer demiş. Günaydın. Lakin Ahmet Türk’ün anlamadığı Kürt sorunu diye bir sorun yok. Bölücü terör örgütü PKK sorunu var. Bu arada hasta olduğu için cezaevinden çıkarılan 82 yaşındaki Ahmet Türk DEM’in Mardin Büyükşehir Belediye Başkan adayı olmuş. Seçimi de büyük ihtimalle kazanır. Ondan sonra da niye kayyum atanıyor diye kızıyorlar. Ellerinde demek ki adli sicili düzgün bir aday yok.
Yıllardır aynı siyaseti güdüyorlar. Zerre değişiklik yok. Adımı hep hükümetten bekliyorlar. Hükümetin attığı adıma bile karşılık vermekten acizler. Hükümeti destekleyen basındaki eski solcular da bunları adam hesabına alıp konuşturuyor. Yok, Ahmet Türk, Leyla Zana güvercinmiş de şahinlerin sesi fazla çıkıyormuş. PKK’nın siyasi partisinde güvercin ya da şahin yok. Sadece dut yemiş bülbüller var. Kandil ne derse o. Eski Türkiye geri de kalalı çok oldu. Onlar bunu anlamak istemeyebilir çünkü işlerine gelmiyor. Lakin basınımız ne dediğine dikkat etmeli. Ne zaman PKK’yı karşılarına almaya cesaret edip, sicili düzgün adamlarla siyaset yaparlarsa o zaman söyleyecekleri bir sözleri olur. Diğer türlü ne söylerlerse söylesinler boştur.
DEM Parti’ye değer verip, meşru göstermenin bir âlemi yok. CHP’nin, bir anahtarının verilmediği kalmıştı yine yaranamadılar. Her şeyi devletten, hükümetten bekleyerek bir yere varılmaz. Bölge halkı devletin, hükümetin kendilerine gösterdiği değerin farkına varıp ona göre adım atmalı. Atmıyorlarsa da kendileri bilir. Bu saatten sonra devletin yapması gereken son PKK’lı kalasıya kadar mücadeleye devam etmektir. Devletimiz de hendek olaylarının ardından bu stratejiyle hareket ediyor. Tatlı su solcuları beğense de beğenmese de böyle devam edilecektir.