Ömer Kocabaş
Ömer Kocabaş Bitmiş Haziran

Bitmiş Haziran

Mübarek Ramazan ayıydı, peşine bayram derken bir de bakmışız ki yazın ilk bölümünü ıskalamışız. Haziran ayında havaların mevsim normallerinin altında seyretmesiyle sanki Mayıs ayı etkisi yaşamıştık. Tabi ki burada anlamak isteyenler için çok büyük bir hikmet gizliydi. Yüce Allah’ın izniyle Ramazan’ı serin bir şekilde ihya ettik. Bayramla birlikte ise nihayet yaz kendini gösterdi.

Ramazan ayını ve bayramı hakkıyla ihya edebilmiş olsaydık Haziran feda olsun diyecektim. Fakat maalesef birçoğumuz kendimizce bulduğumuz bahaneler eşliğinde bir kez daha kaybedenlerden olduk. İyice rayından çıkan, akraba ziyaretlerinden çok kendi reklamının yapıldığı bir mecraya dönen, mezarlık ziyaretlerinin bile sosyal medya üzerinden paylaşıldığı bayramdan bilmem bahsetmemize gerek var mı? Tamam, nerede o eski bayramlar geyiği yapmayalım ama en azından nereye gidiyor bu bayramlar, seviyeyi daha ne kadar düşürebiliriz, ne kadar daha alçalabiliriz sorularını kendimize soralım. Biliyorum verebilecek mantıklı cevabımız yok ama en azında bu soruyu sorarak bir başlangıç yapmış olalım.

Zaman kendi sonuna doğru ilerlerken bizler de gündelik hayatın koşuşturması içinde günü birlik hedeflere ulaşmak için birbirimizi paralamaya devam ediyoruz. O kadar yoğununuz ki durup bir nefes almaya, her mevsimin güzelliğini yaşamaya vakit bulamıyoruz. Ağır geçen kış mevsimi boyunca şikâyetçiydik, yaza olan özlemimizi dile getiriyorduk. Mayıs ve Haziran ayları da beklentinin altında olunca sızlanmaya devam ettik ama 3-4 gün üst üste sıcağı görünce de bu kez de sıcaklardan şikâyet ediyoruz. Neticede insanoğluyuz, nankörüz, ne ona geliyoruz ne de öbürüne… Yakında bir yaz klasiği olan Adana’da güneşe ateş edildi haberini de duyduğumuz zaman yaz mevsimi resmen başlamış olacak.

Haziran ayı bana 12 ay içinde hep en şansızlardan birisi olarak gelmiştir. Haziran demek hep bir telaş demektir. Öğrenciler için okul bitiyor, çalışanlar işleri toparlayıp tatil planlarının peşine düşüyor. Futbolda sezon bitmiş olup, Haziran boyunca transfer dedikodularıyla çalkalanıyor. Bu kadar yoğun koşuşturmacanın içerisinde Haziran ne zaman başlıyor ne zaman bitiyor anlayamıyoruz. Bunun için galiba Akdeniz akşamlarının Temmuz da bir başka olduğu söylenmiş, şarkıda bile Haziranın hakkı yenmiş.

Ahir zamanda sadece Haziranın değil diğer aylarında çabuk geçtiğini söyleyebilirsiniz, doğrudur. Özellikle kamuda çalışanlar için aylar üç günden oluşuyor; biri, on beşi ve sonu. Bu ay da nasıl bitti anlamadık geyiğini, her ay sıkılmadan yapmaya devam ediyoruz. Haziran ayının çabuk geçmesine benim üzülmemin sebebi bu ayın yazın başlangıcından dolayı hep beklenen bir ay olmasıdır. Yılın en uzun günü bile Haziran ayındadır. Benim Haziran doğumlu olmamın konumuzla hiçbir alakası yoktur(!)

“Bir kalp atışında, O yaz sıcağında, Bir damla gözyaşımla, Bitmiş Haziran…” sözlerini barındıran Teoman’ın “Haziran” isimli şarkısı eşliğinde geçtiğimiz aya ağıtımızı yakabiliriz. Böylece bir farkındalık oluşturup geride kalan yaz mevsiminin kıymetini bilebiliriz. Yoksa Eylül’ün ikinci yarısı gelince bu yaz da nasıl geçti anlamadık diye kendi kendimizi yiyip bitireceğiz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ömer Kocabaş Arşivi