Doç. Dr. Ömer Akdağ
Doç. Dr. Ömer Akdağ Biat

Biat

"Çok bilenler" konuşuyor. Cumhuriyetin entelleri üfürüyorlar.

Mesela diyorlar ki, “biat kültürü”…

Bu 1930’lu yılların mütehakkim ve mağrur marjinallerine hatırlatırız;

1930’lu ve 1940’lı yıllarda “milli şefe” biat konusunu hatırlatmak isteriz.

Söz gelimi, 1940’lı yıllarda Türkiye’de yayın yapan (kanki gazeteler ve diğer gazeteler) “değişmez genel başkan milli şefi” ikinci sayfada haber olarak versin de bir görelim.

“Değişmez genel başkan’a” biat etmeyin de görelim.

Yarım ağız ve mütehakkim beylerin “biat” meselesini hatırlatmış oldum.

Bu meseleyi bizim mağrur ve entel marjinaller bilir de, yeni yetmeleri bilsinler istedim.

YUMRUK

Cumhuriyet gazetesi Gürcistan televizyonunda canlı yayında milletvekillerinin kavgasını manşetten vermiş. İki milletvekili yumruklarla birbirlerine giriyor. Yanlarında bulunanlar müdahale ediyorlar. Canlı yayın devam ediyor. Gürcüce bilmediğim için konuşmalarından bir şey anladım. Fakat bir kelime dikkat çekiciydi.

Çok tekrarlanan kelime “ayıp” ifadesine çok yakındı.

Herhalde “ayıp” demek istiyordu.

Anlaşıldığı kadarıyla açık oturuma iştirak edenler kavga etmenin ayıp olduğunu söylüyorlardı. Ama bu haberi “iştahla” manşetine taşıyan “bizim” gazete herhalde, Türkiye’ye de “örnek” olsun arzu ediyor olmalı.

CHP’nin erken seçimi gündeme getirdiği bu günlerde karışık manzaraları arzu etmiş olabilir.

SES

15 Temmuz darbe teşebbüsünden aylar sonra Türkiye’ye gelen İngiltere Dışişleri Bakanı Borris Johnson, CHP Belediyesi tarafından inşa edilen ve yine CHP’li bir kısım “arslanlar” tarafından beş ay sonra şaşalı bir nümayişle yerinden sökülen çocuk parkının içinde bulunduğu Anıtkabir’i ziyaret etti.

İngiliz hariciye vekili Borris, CHP’liler tarafından çocuk bahçesi yapılmasına nedense müsaade edilmeyen Anıtkabir’in defterine yazdığı ifadelerinde “demokratik Türkiye” ifadesini kullandı. Ama “laik Türkiye” ifadesini kullanmadı.

Bir kısım CHP’lilerden henüz bir ses çıkmadı.

FERYAT

Şu anda 1. 5 milyon Müslüman Halep’te katliama tabi tutuluyor.

“Modern dünyada” tıpta süper gelişmelerin yaşandığı günümüzde İslam dünyası canlı yayında katlediliyor.

Tıp sahasında kafa nakli yapılmak üzere. İnsanlık dünya dışında ikamet etmenin yollarını aramakta.

Ama Suriye’de katliam var.

Doğu Türkistan’da katliam yıllardan beri var.

İslam dünyasının diğer bölgelerinde Müslüman kanı sel-sebil.

Biz, bir Müslüman olarak, inancı ne olursa olsun bütün katliamlara karşıyız.

“İnsanlık suçu işleniyor” lafının ne anlamı var ki?

Halep’ten bir Türkmen feryat ediyor ve diyor ki,

“Bizim BM, dünya ve insanlıktan hiçbir beklentimiz yoktur. Bizim iki ümidimiz var. Birisi Allah, diğeri ise Türkiye’dir”.

Dünyanın en son şahit olduğu ve dünya barışının teminatı olan 15. Asırdaki “Osmanlı Barışı” döneminden sonra insanlık, ıstırap içinde kıvranmaktadır.

Halep’deki Türkmen bunu fark etmiştir.

ABD’deki şarlatan da bunu görmüştür.

Türkiye’nın Lozan’da kendisine biçilen “40 okkalık” ağırlığı aşıldığından harici ve dış destekli dahilî ihanetler peş peşe sökün etmektedir.

TÜRKİYE İSLAM DÜNYASININ TEK ÜMİDİDİR.

EHL-İ SÜNNETİN KALESİ TÜRKİYE’DİR

Önceki ve Sonraki Yazılar
Doç. Dr. Ömer Akdağ Arşivi

YAZI

02 Ocak 2017 Pazartesi 09:01

DUA

19 Aralık 2016 Pazartesi 09:04