Barış Pınarı Harekâtı Üzerine

Gibbon, “cesaret bütün silahlardan üstündür” demektedir. Liderliğin de en önemli vasıfları arasında kifayet ve cesaret gelmektedir. Elbette bu özellikler bilgi, derin/ince bir diplomasi, kararlılık ve strateji bilgisiyle desteklenmelidir. Şu anda Türkiye liderliğinde bütün bu özellikler vardır.

Türkiye, Osmanlı Devletinin bir bakiyesidir. Emperyalist güçler, Osmanlı coğrafyasını parçaladıkları yıllardan beri emellerini bir saniye bile bırakmış değillerdir. Onlar hala büyük Osmanlı rüyası görüyorlar. Bu sebeple onun “bâkiye”sinden bile çekiniyorlar. Biz de bir atasözü vardır: “Korkunun ecele faydası yok.” Bizim İstiklal Marşı’mız “korkma!” diye başlar. Bu duygu hiçbir zaman bizi adaletsizliğe sevk etmemiştir. Hatta her işte “adâlet ve hakkaniyet” ölçülerini gözetmek, bu milletin irfanında yer alır. Bizi güçlü ve haklı yapan da bu erdemli tavrımızdır. On yedi yıldır Ak Parti iktidarı ve onun cesur lideri milletine mütemadiyen siyaset dersleri vermektedir. Bu millet başöğretmeninden dersini iyi almış ve öğrenmiştir.

Türkiye’nin ezeli hasımları tarihsel yürüyüşümüzü durdurmak için sürekli engeller çıkarmaktadır. Bunlardan birisi de milletimizin birliğini ve bütünlüğünü bozmaya çalışan ve dış güçlerin maşası terör örgütü, PKK’dır. Türkiye’nin bir bölgesinde başarılı olamayanlar, sınırlarımızın dışında korsan bir devlet kurdurmak istemektedirler. Eğer zamanında Zeytin Dalı, Afrin, şimdi de Barış Pınarı harekâtlarını yapmasaydık, serhat boylarındaki şehirlerimizin halini düşünmek istemiyorum. Hep birlikte istemiyorsak, bu harekâtları en güçlü bir şekilde desteklemeliyiz. İçimizden Türk ordusuna işgalci diyen bre gafiller, bir duşunun!.. Ta ABD binlerce kilometre öteden kendi varlığı için Irak ve Afganistan’ı tehdit olarak görüyorsa, 30 senedir ülke içinde ve ülke dışında kana doymayan canavarı biz niçin tehdit olarak görmeyeceğiz?

Türk ordusunun Suriye’de terör koridorunu temizlemek için girdiği sınırlı operasyon dünyada geniş yankı uyandırdı. Özellikle de ordumuzun silip süpürme harekâtı karşısında teröre her türlü lojistik desteği veren ABD, İsrail, Avrupa gibi bazı ülkelerde panik yaşandı. İsrail’in Filistin’i her geçen gün ilhak etmesi, Suriye’de binlerce Müslümanın öldürülmesi, milyonlarcasının göçe zorlanması karşısında sesini çıkarmayan Arap Birliği Teşkilatı, şimdi Türkiye’nin bu operasyonuna istila adını veriyor. Çünkü bu teşkilat, İslam Birliğini parçalamak adına ırkçı bir temelde İngiltere tarafından kurdurulmuştur. Şu anda yaptığı şey, sahibinin sesi olmaktır. Sanki dünyada özgül ağırlığı varmış gibi konuşuyor! Sözcülüğünü de Irak’lı bir bakana yaptırıyorlar. Sevsinler seni. ABD’nin ülkesini işgal ederken bu işgale çanak tutanlar, Türkiye aleyhine konuşuyorlar. Ne kadar da gülünç oluyorlar. KKTC Cumhurbaşkanı Akıncı’ya ne demeli! Yazık, yazık, çok yazık.. Hala o koltukta oturuyor. İnsanda biraz onur, biraz ar olmalı. 1974 ve öncesinde Rumların soydaşlarımıza yaptıkları ne zaman unutuldu? Kıbrıs Barış harekâtı olmasaydı acaba bu Akıncı soyadlı kimse olur muydu? İnsanda biraz vefa olmalı..

Netice, biz büyük bir milletiz. Herşey misak-ı milli sınırlarımız içinde cereyan ediyor. Aklı ermeyenler Türkiye’nin bu kutlu ve istikbalimiz için umutlu operasyonunu anlayamazlar. Lütfen gitsinler de terör örgütünden temizlenen Afrin ve Cerablus sokaklarını bir gezsinler. Belki o zaman anlayacaklardır, Türk ordusunun Suriye topraklarında bulunuşunun ne manaya geldiğini. Anlamayana tarih zaman içinde öğretecektir. Millet olarak bütün gücümüzle bu harekâtın arkasındayız. Unutmayalım. “Büyük mezarların üzerinde büyük vatanlar vardır. Büyük ölüleri (şehitleri) olmayan milletler ebedi olamazlar.” (N. Topçu). Bu bizim için bir beka sorunudur.

Rabbim şehitlerimize rahmet, gazilerimize âcil şifalar versin.