Senan Kazımoğlu
Senan Kazımoğlu Azerbaycan Aleyhindeki Propagandaya Cevap

Azerbaycan Aleyhindeki Propagandaya Cevap

4 aydan fazladır İsrail’in Filistin halkına uyguladığı katliam ve insanlık dışı uygulamalar, devam ediyor. Bu uygulamalar devam ederken de maalesef İslam dünyası bölünmüş durumdadır. Bir kısım Müslüman ülkeler İsrail’in bu katliam ve soykırımlarına karşı Filistin’in yanında dururken, diğer kısım ülkeler de ya sessiz kalıyor veya daha beteri İsrail lehine açıklamalar yapıyor. Her ne kadar Türkiye’de yanlış bir algı oluşsa da hamdolsun Azerbaycan, Filistin halkının yanında olan tarafta yer alıyor.

İsrail tecavüzünün başladığı daha ilk günlerden Azerbaycan hükümetinin açıklamalar hep Filistin halkından yana olmuştur. Fakat, bu mesele ile ilgili sosyal medyada konuştuğum insanların çoğunun ya merdiven altı medya kuruluşlarının kaynaksız, isnatsız haberlerinden veya Azerbaycan aleyhine faaliyet gösteren özellikle de İran kaynaklı haber ajanslarının değerlendirme yazılarıyla Azerbaycan’ın İsrail’i desteklediğiyle ilgili oluşturulan algıdan etkilendiğini fark ettim. Halbuki, bu meselede Azerbaycan hükümetinin görüşü yansıtan Azerbaycan Cumhurbaşkanlığı ve Dış İşleri Bakanlığının resmi haberleridir ki, buralarda paylaşılanlar Azerbaycan’ın Filistin tarafında olduğunu gösteriyor. Bununla ilgili daha önceden “Azerbaycan İsrail’i Destekliyor mu?” başlıklı bir yazım olduğu için bu konuya girmiyorum. Dileyenler yazıyı bulup oradan bakabilirler. Bugün ise başka bir konuya temas etme niyetindeyim.

Geçenlerde arkadaşlarımdan birisi bana paylaşım bir gönderdi. Paylaşım, sosyal medyada örgütlenen bir grubun Azerbaycan’ın İstanbul’daki Başkonsolosluğu önünde yaptığı eylemle ilgiliydi. Filistin için toplandığını iddia eden bu grup, Azerbaycan’ın İsrail’e petrol sattığını ve bunun durdurulmasını talep ediyorlardı. Paylaşımı gördükten sonra bu konuya eğilmek istedim.

İlk önce onu söyleyeyim ki, malum olduğu üzere Azerbaycan’ın İsrail ile hiç bir kara sınırı yok. Bahsedilen konu, Azerbaycan petrolünü Türkiye üzerinden dünyaya ulaştıran Bakü-Tiflis-Ceyhan Petrol Boru Hattıyla ilgili. Evet, Azerbaycan kendi petrolünü Türkiye üzerinden pazara çıkarıyor ve burada da dünya devletleri, uluslararası anlaşmalar ile petrol satın alıyorlar. Diğer dünya devletleri gibi İsrail de Azerbaycan’dan petrol alabilir. Buradan yola çıkarak bazı kimseler Azerbaycan’ın petrol “vanasını” kapatmasını istiyor. Öncelikle şunu ifade edeyim ki, yukarda da söylediğim gibi Azerbaycan bu petrolü İsrail için akıtmıyor. Azerbaycan petrolünü Ceyhan’da satışa çıkarıyor ve alıcılar içersinde İsrail de var. Hadi diyelim Azerbaycan bunu kapatmadı bu sonuçta Türkiye’den çıkıyor, öyleyse Türkiye niye kapatmıyor? Kapatamaz. Çünkü bu su “vanası” değil ki, öyle “ha” deyince kapansın. Enerji meseleleri uluslararası anlaşmalar ile ayarlanıyor. Onu öyle kolayca kapatamazsın. Rusya-Ukrayna Savaşı devam ederken bile Rusya, batı ülkelerine Ukrayna üzerinden enerji aktarmaya devam etti. Kaldı ki, İsrail’in en büyük petrol ihtiyacını karşılayan ülkeler Mısır, Kazakistan ve Batı Afrika ülkeleri olduğu halde onların yerine Azerbaycan’ın gündeme gelmesi de dikkat çekicidir.

Gelelim bu propagandanı yayanlara. Paylaşımları inceleyince propagandayı sol veya İran’a yakın grupların yaydıkları görülüyor. Bu gruplar ve bu grupların propagandaları aldananlara hatırlatmak istediklerim var. Birinci Karabağ Savaşından sırasında veya sonrasında, yahut, İkinci Karabağ Savaşı ve günümüze kadar devam eden süreçte Müslüman Azerbaycan Türklerini katleden İslam karşıtı küfür devleti Ermenistan’a enerji aktaran kimdir? Tabi ki İran. Şimdi size soruyorum, Ermenistan da en az İsrail kadar katil ve küfür devleti değil mi? Madem o kadar samimisiniz aynı şeyi neden Ermenistan’a destek veren İran hakkında yapmadınız? Neden, üstelik savaş zamanında Ermenistan’a her türlü yardım ve yataklık yapan İran konsolosluğu önünde protesto eylemi gerçekleştirmediniz? Yapmazsınız! Çünkü samimi değilsiniz. Atasözünde de söylendiği gibi bunların maksadı üzüm yemek değil, bekçi dövmek. O yüzden okuyuculardan ricam bu grupların propagandalarını fazla ciddiye almamalarıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Senan Kazımoğlu Arşivi