Avrupa’nın ikiyüzlülüğü
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, geçenlerde Paris’e resmi bir ziyaret gerçekleştiren Mısır cuntası lideri Abdülfettah es-Sisi’ye devlet onur (Legion d’Honneur) ödülü verdi.
Daha önce aynı ödülü alan ve Mısır diktatörüne de verilmesini protesto için ödülünü Fransa’ya geri iade edeceğini açıklayan İtalyan gazeteci ve yazar Corrado Augias’ın da ifade ettiği gibi, Paris’te ödüllendirilen Abdülfettah es-Sisi “korkunç suçların ortağı” eli kanlı bir lider ve Fransa’nın böyle birine devlet onur ödülü vermesi “adalet ölçülerini aşan bir skandal”.
Mısır cuntası liderinin Paris’te olduğu gibi Avrupa’nın birçok başkentinde kırmızı halılarla karşılanması, yıllardır Türkiye’ye insan hakları nutukları atan ve bir takım kriterlerden dem vuran Avrupa Birliği’nin ikiyüzlülüğünü de gayet net bir şekilde gösteriyor.
Yeni Şafak gazetesi birkaç gün önce oldukça önemli bir habere imza attı ve Mısır’da yaklaşık 5 yıl önce ölü bulunan İtalyan doktora öğrencisi Giulio Regeni’yi işkenceyle katledenin Abdülfettah es-Sisi’nin oğlu Tuğgeneral Mahmud es-Sisi olduğuna dikkat çekti.
Aslına bakarsanız, katil kim olursa olsun cunta lideri İtalyan gencin vahşice katledilmesinden birinci derecede sorumlu.
Abdülfettah es-Sisi’nin sorumlu olduğu tek cinayet Regeni’nin işkenceyle öldürülmesi değil elbette.
İtalyan öğrencinin acılı annesi Paola Regeni, Mart 2016’da İtalyan Parlamentosu’nda yaptığı konuşmada oğlunun vahşice katledilmesine isyan ederek, “Sanki bir Mısırlıymış gibi ona işkence etmişler” demişti.
Yani Mısır’daki askeri vesayet rejiminin Mısırlılara nasıl kötü muamelede bulunduğunu o da biliyor.
Mısır zindanları insan yaşamına uygun olmayan koşullarda suçsuz yere alıkonulan yüzlerce masum insanla dolu.
Daha da ötesi, Regeni cinayeti ilk ortaya çıktığında Mısır güvenlik güçleri Roma’yı aldatmak ve dosyayı kapatmak amacıyla beş masum Mısır vatandaşını yargısız infazla öldürmüş ve İtalyan öğrencinin katilleri olduklarını ileri sürmüştü.
İtalya’nın ısrarla gerçeğin peşine düşmesi sonucu o iddianın asılsız olduğu bizzat Kahire tarafından itiraf edildi.
Fakat ne yazık ki Mısır vatandaşı oldukları için boşu boşuna öldürülen o masum insanların hesabını katillerinden soracak kimse yok.
Roma, Regeni cinayetine karışan Mısırlı dört subayın İtalya’ya teslim edilmesini istiyor.
Kahire de buna karşılık Luksor’daki İtalyan eski fahri konsolosu Ladislav Otakar Skakal’ı ve İtalyan Büyükelçiliği’nde görevli diplomat Massimiliano Sponzilli’yi 2018 yazında 22 bin parça tarihi eseri Mısır’dan İtalya’ya kaçırma girişiminde bulundukları gerekçesiyle yargılamak üzere Roma’dan talep ediyor.
Kısacası Regeni cinayeti dosyasını kapatması için İtalya’ya şantaj yapıyor.
Sırf Avrupa Birliği üyesi diye Yunanistan’ın ve Güney Kıbrıs Rum Kesimi’nin asılsız ve haksız iddialarına destek veren Avrupa ülkeleri Regeni cinayetinde niye sessiz?
İşkenceyle katledilen İtalyan öğrenci Avrupa Birliği vatandaşı değil mi?
Hani nerede o övündükleri insan hakları kriterleri?
ABD Başkanı Donald Trump’ın “favori diktatörüm” dediği Abdülfettah es-Sisi’ye devlet onur ödülü veren ve ayakları altına kırmızı halılar seren ikiyüzlüler yarın çıkıp bize insan hakları dersi vermeye kalkışmasınlar.