Osman Uzunkaya
Osman Uzunkaya AŞK ŞİİR ve NİSAN YAĞMURLARI

AŞK ŞİİR ve NİSAN YAĞMURLARI

Nisan yağmurları; Şifa, bereket ve rahmet kaynağıdır. Nisan ayının 20’sinden, Mayıs ayı’nın 14’üne kadar yağan yağmurlar, nisan yağmurları olarak adlandırılır. Bu tarihler arasında kaplara toplanıp, yedi sabah aç karnına ve şifa niyetine içildiğinde, bazı dertlere faydalı olacağına dair söylentiler mevcuttur.

                Konyanın Selçuklu’ya başkentlik yaptığı dönemde, nisan yağmurlarının kaplarda biriktirilerek, mevlevihane de hastalara şifa olarak dağıtıldığı ve yapılan yemeklerin içine katıldığı; Ayrıca bu yağmurların  “nisan tası” adı verilen kaplarda muhafaza edilerek, gelen misafirlere de ikram edildiği bilinmektedir.Bronz üzerine altın ve gümüş kakmalı “nisan tası” halen Mevlana müzesinde sergilenmektedir.

                Nisan yağmurları hakkında bu küçük bilgiyi paylaştıktan sonra, geliniz nisan yağmurlarının şairlerin yüreğindeki yansımalarına bir göz atalım.

                Nisan yağmuru yılanın ağzına düştüğünde “zehir” midyenin ağzına düştüğünde “inci” olurmuş. Sen neyin yağmuruydun ki, yüreğime düşünce “can” oldun. (Edebiyat Denizi) Turhan Oğuzbaş Nisan Yağmuru adlı şiirinde,  sevgilisiz geçen bütün gecelerin adını unuttuğunu vurgulayarak      dizelerin de şöyle sesleniyor.

Nasıl tutuldum sana bilemezsin sırılsıklam,                                                                                                İliklerime kadar doluyum şimdi.                                                                                                                Nisan yağmurum benim, sultanım, yavru ceylanım.                                                                            Gel otur yanıma ellerimden tut;                                                                                                           Gel otur yanıma dudaklarıma yağ serin serin,                                                                                    Adını unuttum şimdi,  Sensiz geçen bütün gecelerin.

Bendeniz’in kaleme aldığı, aşk ve yağmur temasını işlediğim Nisan Yağmuru adlı şiirimde duygularımı dizelere şöyle aktardım :

Yüzünü ıslatsın nisan yağmuru,                                                                                                                 O gül dudağını öpsün damlalar.                                                                                                             Şimdi vuslat tamam aşkın anı bu,                                                                                              Dinmesin bu yağmur sabaha kadar.

Siyah saçlarından alnına aksın,                                                                                                                     Yavaşça süzülsün kirpiklerinden.                                                                                                       Teninde müstesna bir iz bıraksın,                                                                                                    Farzet ki o süzülen damlayım ben.

              Eskilerin deyimiyle ab-ı nisan yani nisan yağmurları,  yağmurdan da öte bir rahmet ve  aşk kaynağıdır. Bu kaynağın şelaleri çağladıkça dağ taş lal olur,  her şey susar ve  sadece ilham perileri konuşur. O periler durmadan aşk sözcükleri fısıldar şairin yüreğine.

                Artık nisan yağmurlarının başlayacağı döneme girmek üzereyiz. Çisil çisil yağacak bu rahmet silsilesi,  bırakın ıslatsın bedenimizi, sarsın sarmalasın bizi. Aksın ruhumuzun derinliğine..

Önceki ve Sonraki Yazılar
Osman Uzunkaya Arşivi

Bitsin

29 Ağustos 2024 Perşembe 00:03