Âfetlerin Gölgesinde Ramazan Ayına Giriyoruz
Mübarek Ramazan hilali doğmak üzere.. Çarşambayı Perşembeye bağlayan akşam ilk teravih namazları kılınacak ve sahura kalkılacak.. Perşembe gününden itibaren oruç tutmaya başlayacağız..
Bu sene âfetlerin gölgesinde Ramazan ayına giriyoruz. 6 Şubat 2023 tarihinde Kahramanmaraş merkezli depremler on şehrimizi yıktı-geçti.. Hala ülkemizde düşük ve orta şiddette depremler artçılarıyla birlikte yaşanmaya devam ediyor. Asrın felaketi diye isimlendirilen bu depremde elli bine yakın vatandaşımız vefat etti.. Binlerce kardeşimiz yaralandı ve sakat kaldı. Hala tedaviler devam ediyor. Binlercesi de ülke içinde iç göç yaşadı. Bütün ülke bir şekilde depremin etkisi altına girdi.. Devlet-millet el ele hep birlikte depremin yaralarını sarmaya çalışıyoruz. Toplumumuzun her kesimi seferberlik ruhuyla hareket etti ve deprem bölgesine bir sel olup aktı..
Ramazan ayının girişiyle birlikte depremzede kardeşlerimize karşı görevlerimiz ve sorumluluklarımız bir kat daha arttı. Bu acıyı yaşayan kardeşlerimiz şehirlerimizde.. Ya KYK yurtlarında, ya komşumuz ya da aynı mahallede yaşıyoruz. Şimdi ciddi anlamda yaraları sarma zamanı..
O halde ne yapmalıyız?
Evvela, mutlaka bu kardeşlerimize ellerimizi maddi ve manevi anlamda uzatma zamanı.. Sadece maddi ihtiyaçları karşılama değil, bununla birlikte manevi ihtiyaçları da karşılama zamanı.. Mutlaka ziyaret etmeli, onların gönüllerine dokunmalı.. Kendimizden birisi olan kardeşlerimizi adeta ailemizin bir parçası gibi bağrımıza basmalıyız.. Ekmeğimizi, aşımızı güler yüzümüzü onlarla paylaşmalı, acılı gönülleri dindirme yolunda da bir şeyler yapmalıyız.
İftar sofralarımız onlar için açılmalı.. Aile olarak, resmi ya da sivil toplum kuruluşları olarak depremzede kardeşlerimizin yaşadığı yerlerde toplu iftar programları düzenlemeli, yüz yüze konuşmalı, gönüllerine dokunmalı.. Aynı durum deprem bölgesi illerimizde de sürdürülmelidir. Dün nice zengin olan kardeşlerimiz bugün ihtiyaç sahibi haline geldi.. Onlarca yakınını kaybetti., Çocuklar yetim, eşler dul ya da hanımlar gitti.. Çok büyük acılar ve dramlar yaşanmakta.. Onlara bir nebze de olsa, gülmekte güçlük çeken yüzlerine Ramazan Ayının sevincini yansıtabilmek için bir şeyler yapmalıyız. En azından zekât, fitre ve sadakalarımızı onlarla paylaşmalıyız.
Halkımız ramazan münasebetiyle beş vakit namaz ve teravih namazları için camilere koşacaklar. Camilerde din görevlilerimiz, vaizlerimiz, kısaca din adamlarımız bu konuyu hep gündemde tutmalı, cemaatimize onların acısının bizim acımız olduğunu hatırlatmalı ve toplum olarak depremzede kardeşlerimize sahip çıkmalıyız. Esnafımız, alış-veriş merkezlerimiz gerektiğinde onlardan ücret almamalı, aksine ayaklarına gelmiş bu nimeti değerlendirerek sevap hanelerini yapacakları iyilikleriyle doldurmalıdırlar.
Toplumda bazı kimselerin acılar üzerinden fırsatçılık yaptıklarını duyuyor ve üzülüyoruz. Örneğin, yüksek fiyata ev kiraları istedikleri görülüyor. Değil onlara kira ile ev vermek, aksine meccanen verip ensar olduğumuzu göstermeliyiz. Yarın bu kardeşlerimiz memleketlerine döndüğünde bir kardeş ailemiz olduğu unutulmamalı, elbette onlar da bu iyiliği unutmayacaklar. Ben inanıyorum ki, yapılan bu iyilikler nice güzelliklerin doğmasına zemin hazırlayacak, tarafeyn hakkında ilahi lütuflara mazhar olacaktır.
Rabbim yeryüzüne sükûnet, kalplerimize sekinet, kazançlarımıza ve ömürlerimize bereketler versin. Bu deprem, inşallah bizi birbirimize daha çok yaklaştıracak, bizim bilmediğimiz nice güzelliklerin kapılarını aralamaya vesile olacak.. Bunu zaman gösterecektir. Millet olarak bizleri aynı dini ve milli değerler etrafında toplayacak, belki de Rabbim omuzlarımıza insanlığın kurtuluşu için iftihar vesilesi olacak hayırlı sorumluluklar yükleyecektir. Ramazan ayının gelmesi de acılarımız üzerine rahmet ve iyilikler ekecek, bizi daha çok güçlü hale getirecektir. Kim bilir? Her sabah, doğan güneş, her akşam doğan ay ve doğan yıldızlar… Nice hayırlara ve güzelliklere gebedir! Kim bilir! Kim bilir…
Evlerimizde, iş yerlerimizde ve şehirlerimizde ramazan ayının hazırlıklarının yapıldığı bu günlerde birbirimizi dualardan unutmayalım.. Evlerimiz Kur’an sesleriyle çınlasın, Mekke’nin, Medine’nin, Kudüs’ün maneviyat rüzgarları evlerimize ve yüreklerimize aksın.. İçimizi serinletsin.. Bu üç nokta bizim manevi şarj merkezlerimiz, varoluş güvencemizdir. Rabbim bütün İslam âlemini; barış, huzur ve kardeşlik içinde ramazan iklimine ve coşkusuna eriştirsin.
Şimdiden şehr-i Ramazanınız hayırlı ve bereketli olsun..