Ömer İnal

Ömer İnal

ABD’nin terörle dansı

ABD’nin terörle dansı

ABD’nin Ortadoğu’daki operasyonlarını yürüten komutanı General Votel’in, geçtiğimiz günlerde yaptığı bir açıklamada ‘’ABD’nin Türk ordusundaki yakın müttefikleri tutuklandı’’ şeklinde ifadeleri vardı.

Aslında şaşırmadığımız, sadece malumun ilanı olarak gördüğümüz bu açıklama, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın verdiği tepkiden sonra düzeltilmeye çalışılsa da, bu açıklama büyük bir itiraf olma özelliğini hiçbir zaman kaybetmeyecek mahiyettedir.

FETÖ terör örgütünün, tüm bunlara rağmen ABD ile bağlantısını görmezden gelenler olmasına rağmen, biz bu örgütün kullandığı yöntemlerin ABD’nin daha doğrusu CIA’in yöntemleriyle çok benzeştiğini, bu yönüyle de aralarındaki ilişkinin çok rahat bir şekilde görülebileceğini söyleyebiliriz.

Öncelikle bilmemiz gereken ise bir terör örgütünün yolu muhakkak CIA’den geçer. CIA, terör örgütlerini besler, büyütür ve hedefine ulaşmak için kullanır, nihayetinde ise imha eder.

Bilindiği üzere, İŞİD olarak ortaya çıkan bu örgütün arkasında CIA, MI6 ve Mosssad olduğu defalarca önemli kaynaklarca söylenmiştir… İŞİD, İslam adını kullanarak, dini duyguları sömüren, cihad yaptığını zanneden gençlere cennet vaadiyle mürted ilan ettiği Müslümanları ve diğer insanları katletme emri veren bir terör örgütüdür.

FETÖ’ de aynı şekilde İslam adını kullanarak kendine taraftar toplamış,  İslam’a hizmet adı altında, soruları çalıp önemli makamları elde etmeyi, dinleme gözetleme yaparak şantajla istediklerini yaptırmayı, hülasa düşman olarak gördükleri kişileri saf dışı bırakmak için her türlü ahlaksızlığı yapmayı dönemin cihadı olarak görmüştür.

Bu iki terör örgütünün temel özelliği,  taraftarlarının ‘’İslam’a hizmet’’ parolasıyla beyinlerinin teslim alınarak, değil İslam ile hiçbir insanlık değeriyle bağdaşmayan işlerin yaptırılabilmesidir. Yani her iki örgütte de hipnotik bir durum söz konusudur.

İslam’a hizmet yalanına sarılan gerek İŞİD gerekse de FETÖ’ nün en önemli ortak yönü ise, İslam’a en büyük zararı vermiş olmalarıdır.

ABD, İŞİD ile ‘’Radikal İslam’’,  FETÖ ile de ‘’ılımlı İslam’’ şeklinde iki model ortaya çıkarmıştır. Amaçları, ABD’nin menfaatlerine uygun hareket etmeyenlerin İŞİD’le işbirliği halinde gösterilerek teröristleştirilecek olması, ABD’nin menfaatlerine uyanlar ise ‘’ılımlı İslam’’ ile sisteme entegre edilerek, hem genetiği değiştirilmiş mensuplar haline getirilecekler hem de kendilerine çalışan bir piyon haline gelmiş olacaklardır.

Türkiye, özellikle Suriye konusunda kendi menfaatleri doğrultusunda politikalar belirlediğinde ve bu durum ABD’nin hoşuna gitmediğinde bir anda ‘’Türkiye İŞİD’e destek veriyor’’ tezviratlarıyla hükümet üzerinde baskı kurulmaya çalışılmıştır.

2014 yılı Ocak ayında MİT TIR’larının durdurulması; 17-25 Aralık darbe operasyonları sonucunda Emniyet’te büyük oranda görevden alınmış olmalarına verilen bir cevaptır. Üst akıl bu olay ile ‘’ya İŞİD’e destek veren ülke olarak, Uluslararası Ceza Mahkemesine gönderilirsin ya da ‘ılımlı İslam’ müttefiklerime yol açarsın’’ tehdidini savurmuştur. 15 Temmuz öncesinde FETÖ ile yeterince mücadele etmeyen bürokrat ve siyasilerin korkusu belki de bundandır.

ABD, bölünmüş ve ‘’ılımlı İslam’a’’ tabi bir Türkiye hayal etmektedir. Bu yüzdendir ki, gölge CIA olarak bilinen Stratfor, devamlı surette bölünmüş Türkiye haritası yayınlamaktadır.

ABD, Türkiye ve Ortadoğu’daki kalkınmanın önüne geçmek, petrol kaynaklarının güvenliği ve doların rezerv para olma özelliğini korumak için 22 ülkenin sınırlarını İŞİD, PKK, vb terör örgütleriyle parçalamayı amaçlarken, İslam’ın yeniden şahlanışını önlemek için de FETÖ ile pranga vurma niyetindedir.

Lakin bilinmelidir ki;

 ‘’Kâfirler istemese de Allah nurunu tamamlayacaktır.’’

Rabbim devletimize zeval vermesin, Milletimizin birlik ve beraberliğini daim eylesin, Ordumuzu peygamber ocağı eylesin, aziz eylesin ve muzaffer eylesin..

Selametle..

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ömer İnal Arşivi