Ömer Kocabaş
Ömer Kocabaş 75 kuruşa ekmek var yersen

75 kuruşa ekmek var yersen

Şu ara haksız yere yapılan zamlara takmış durumdayım. Gittiğim markette belli başlı ürünlerin fiyatına bakıp genel alışverişi ona göre yapıyorum. Eğer her hangi bir üründe orantısız bir fiyat varsa marketi anında terk ediyorum. Geçtiğimiz günlerde Konya'da gördüğüm birkaç manzara neşelenip, geleceğe umutla bakmamı sağladı.

Biliyorsunuz Konya'da ekmek, simit ve etliekmeğe yapılan fahiş zamlarla ilgili epey yazı yazdım. Yetkililer umursadı mı? Elbette hayır(!) Davulcu yellenmesi gibi dikkat çekmedi. Peki, yapılan bu zamlara karşı vatandaş sessiz kaldı mı? Tabi ki kalmadı. Herkes kendince önlemini almaya çalıştı. Vicdanlı, lafta değil gerçek yerli ve millî esnaflarında desteğiyle çeşitli alternatifler üretildi. Örneğin ekmeği 75 kuruşa, 90 kuruşa satan yerler var. Biraz dolaşın mutlaka görürsünüz. Ekmeğin kalitesi ve gramajı da yerinde. Kadınlar pazarının civarında tandır ekmeğini bir liraya satan teyzeler var. Bunlar nasıl mı kâr ediyor. Her şeyden önce sürümden kazanıyorlar. Ekmeği bir lira 10 kuruşa satan yerlere göre üç-dört kat daha fazla ekmek satıyorlar. Daha fazla para kazanma hırsının peşine düşmedikleri içinde kazançları bereketli oluyor, vatandaştan aldıkları hayır duası da cabası. Bir ekmeğe 35 kuruş daha az vermek günlük 10 ekmek tüketen bir aile için aylık 100 liranın üzerinde bir kazanç demektir.

3-5 sene öncesine kadar bedesten çevresinde, çarşının belli başlı noktalarında belediyeye işgaliye ücretini ödeyerek satış yapan simitçiler vardı. Şimdi nedense hiçbiri kalmadı. Bunun en büyük sebebi belediyenin ekmeğini satan büfeler ve her tarafta mantar gibi biten simitçi dükkânlar... Buralarda simidin fiyatı da elbette yüksek. Simit dükkânlarında bir lira 50 kuruştan satılan simit, belediye büfelerinde ise bir lira 25 kuruş. Elbette bu fiyatlar vatandaş için yüksek. Peki, vatandaş simit yemeyecek mi? Alternatif yollardan yemeye devam edecek. Tepsilerde, muz kolilerinin içerisinde 75 kuruşa bir liraya simit satan güzel insanlar var. Ayrıca yine bu fiyatlarla satış yapan vicdanlı esnaflarda var. İnşallah fiyat kırıyorlar diye gözünü para hırsı bürümüş aç gözlü esnaf müsveddelerinin saldırılarına uğramazlar...

İsteyen istediği kadar keyfince fiyatlara zam yapsın. Piyasada son sözü her zaman vatandaş söyler. İşine gelmeyen ürünü almadığı zaman bir süre sonra fiyatı otomatik olarak düşer ya da fahiş fiyata satmaya çalışanlar batar. Bu her zaman böyle olmuştur. Patates-soğan fiyatlarında artış olunca mahalle arasında kamyonla dolaşan sebzeciler yeniden ortaya çıktı ve makul fiyattan satış yapmaya başladılar. Yukarıda anlattığım manzara 90'larda, 2000'lerin başında çokça yaşadığımız bir durumdu. Sene 2018 oldu ama işler biraz ters gidince adsız kahramanlar tekrar devreye girdi ve vatandaşı bir nebze olsun rahatlattı. Eminim şimdi bu satırları okuyan bir kısım her şeyi ben bilirim kafasındaki zevat ama kayıt dışı ekonomi ama hijyen falan diyecekler. Bunları diyebilmeniz için önce bu fahiş zamlar yapıldığında itiraz edecektiniz. O gün bir şey söylemeyenin bugünde konuşmaya hakkı yoktur...

Bırakın uyanık fırıncılar Türkiye'de en ucuz şey ekmek, ucuz olunca değeri de olmuyor. Değeri de olmayınca kutsallıktan çıkmış oluyor diye saçmalamaya devam etsinler. Kutsalını maddiyatla ölçen zihniyete zaten söyleyecek sözümüz de yok. Vatandaşta elbette kendi bildiğini okumaya devam edecektir...     

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ömer Kocabaş Arşivi