Yüz yüze eğitime iyi hazırlanmışlar!
Koronavirüs nedeniyle 31 Ağustos’ta başlayan uzaktan eğitim sürecinin ardından yüz yüze eğitim de bugün başladı.
Yüz yüze eğitim şimdilik seyreltilmiş uygulamalarla anasınıfı ve ilkokul 1'inci sınıflarda haftada bir gün yapılacak. Öğrencinin yüz yüze eğitime katılımı zorunlu tutulmayacak, veli yazılı bir başvuruda bulunmaksızın kendi isteğiyle öğrencisinin uzaktan eğitime devamını sağlayabilecek.
Okul yönetimleri bu hafta boyunca derslerin hangi gün olacağına öğretmenlerle birlikte karar verecek.
Okul öncesi eğitim kurumlarında 30'ar dakikalık 5 etkinlik saati olacak şekilde 1 gün, ilkokul 1'inci sınıflarda ise 30'ar dakikalık 5 ders saati ve aralarda 10'ar dakikalık teneffüsler olacak şekilde 1 gün üzerinden planlama yapılacak.
Uyum haftasından sonraki 28 Eylül-2 Ekim tarihlerini kapsayan hafta ve devamında da haftada 2 gün her biri 30'ar dakikalık 5 ders saati yüz yüze eğitim yapılacak.
Buraya hepsini yazmasam da Milli Eğitim Bakanlığı olabilecek her türlü önlemi almış, her ayrıntıyı düşünmüş.
Dilerim kötü bir sınav vermeyiz.
Bunun üstesinden gelebilecek kabiliyete sahip bir ülke olsak da önümüzdeki 2 hafta çok büyük önem arz ediyor. Pandemi sürecinde yüz yüze eğitimi başlatıp acı tecrübe yaşayan Güney Kore, Almanya ve ABD’nin yaşadığı süreçten ders almamız gerekiyor.
Öte yandan böyle bir süreçte hem çocukların hem de öğretmenlerin motivasyonu çok önemli.
Konya İl Milli Eğitim Müdürü Seyit Ali Büyük de bunu düşünmüş olacak ki geçtiğimiz akşam çok güzel bir etkinlik başlattı. Seyit Ali Büyük’ün sosyal medyada başlattığı motivasyon kampanyası eğitim camiasından da büyük destek gördü.
Twitter’da en tepelere kadar tırmanan ‘Burası Konya’ başlığı altında yüzlerce mesaj paylaşıldı. Bu mesajlarda, ilçelerdeki okullardan da çeşitli fotoğraflar paylaşıldı. İzlenimlerime göre Konya merkezle birlikte en uzak ilçelerde bile önlemler tam anlamıyla alınmış. Konya yüz yüze eğitim sürecine iyi hazırlanmış.
İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün başlattığı ‘Açık Sınıf’ uygulamasını da çok beğendim. Konya’da şimdilik 353 okul bu uygulamaya geçmiş. Öğretmenler ve idareciler okul bahçelerinde bu ortamları oluştururken büyük emek vermişler.
Pandemiyi bir gün yeneceğimize inanarak, ‘Açık Sınıf’ uygulamasının ileriki yıllarda da devam etmesi gerektiğini düşünüyorum. Çocukların toprakla, ağaçla haşırneşir olması, etrafını izleyerek farkındalık kazanması adına bence doğru bir proje olur.
Ezberci eğitimi böyle özverili uygulamalarla yenebiliriz.
MÜFREDAT SADELEŞTİRİLMELİ
Yüz yüze eğitimde ilk 2 haftadan sonraki izlenimler olumlu olursa kapsamın daha da genişleyeceğini düşünüyorum. Doğru planlama ile bu süreci başarıyla yürütebiliriz.
Okulları açmak risk değil mi? Evet risk ama bu böyle devam edemez. Eğitim bir toplumun en değerli varlığıdır.
Çocukları okullara göndermiyoruz ama sokaklara gönderiyoruz. Sokaklar okuldan daha güvenli değil.
Ayrıca ebeveynleri çalışan, bakıcı tutacak maddi gücü olmayan çocuklara şuanda evin yaşlıları bakıyor. Risk grubundaki dedeleri-neneleri riske atıyoruz.
Bir de maddi durumu iyi olan aileler şuanda zaten özel öğretmenler tutarak çocuklarına eğitim aldırıyor. Maddi durumu olmayan çocuklar ise neredeyse okuma yazmayı unutmaya başladı.
O sebeple bir şekilde okulları açmalıydık. Fakat bazı kaideleri de dikkate almamız gerekli.
Zaman yönetimi açısından müfredatın daraltılması bence en makul olanı. Her şeyi ezberleyerek, ezberci sınav sistemiyle vedalaşmak için bu bir fırsat bile olabilir.
Mefulü-mefaulü-mefulün meseleleriyle vakit kaybetmeye gerek yok. Temel prensipleri öğretelim. Bazı konularda öğrencinin kendi emeği olması şartıyla proje ve ödev verelim.
Hatta ‘Açık Sınıf’ uygulamasını fırsat bilerek temastan kaçınmak şartıyla uygulamalı eğitim bile verebiliriz. Dijital çağın sokak fakiri çocukları hem böylece sokağı, yaşamı, tarımı, ağacı öğrenir.