Hamdi Bağcı
Hamdi Bağcı Yazın Irak’la savaşa mı giriyoruz?

Yazın Irak’la savaşa mı giriyoruz?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçtiğimiz pazartesi günü kabine toplantısı sonrası yaptığı konuşmada önemli açıklamalar yaptı.

Bu açıklamaların büyük bir bölümü de terörle mücadeleyle ilgiliydi.

Erdoğan konuşmasında, “Irak sınırlarımızı güven altına alacak çemberi tamamlamak üzereyiz. Bu yazın Irak sınırlarımızla ilgili meseleyi kalıcı olarak çözüme kavuşturmuş olacağız.” dedi. Türkiye’nin, güney sınırında kurulmaya çalışılan bir “teröristan” ile dize getirilemeyeceğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, terörle mücadelenin kararlılıkla süreceğini de vurguladı.

Uluslararası ilişkiler açısında bakıldığında şu anda Türkiye’nin en önemli gündem konularının ilkinin Gazze, ikincisinin ise Suriye ve Irak sınırındaki terör faaliyetleri olduğunu net bir şekilde söyleyebiliriz.

Millî İstihbarat Teşkilâtı (MİT) Başkanımız İbrahim Kalın biliyorsunuz ABD’ye gitti ve çok önemli stratejik görüşmeler yapıyor, yapacak ve önemli toplantılara katıldı, katılacak.

Şimdi Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan da ABD’ye gidiyor.

Bu ziyaretlerde çok önemli konuların ele alındığını biliyoruz ve bu ziyaretlerin anlamının büyük olduğunu da biliyoruz.

Bir taraftan ABD ile Türkiye yeni bir yol haritası oluşturmaya çalışıyor, yıllardır sabit duran ABD’nin Türkiye’ye bakış açısında ciddi değişiklikler olmuşa benziyor.

Diğer taraftan ise çok ciddi sorunlar var, bu sorunlar da çözülüyor, NATO için de yeni bir konsept oluşturuluyor.

Türkiye ABD’ye güvenemez, bunu biliyor ama gerçek şu ki ABD’siz de yol yürüyemiyoruz.

NATO’dan çıkacağız, Rusya ile yeni bir blok oluşturacağız, dünya yeniden şekillenecek…

Bu mümkün mü?

Mümkün değil.

Her geçen yıl artan karmaşaya karşı NATO ile iş birliğimiz daha da önemli hale geliyor ve hatta bu ilişkinin güçlenmesinin de çok değerli olduğunu anlayabiliyoruz artık.

Konu hamaset duyguları ile bakılma seviyesinde bir konu değil, Türkiye’nin geleceği ile ilgili ve zaman bizim Batı bloku ile bir şekilde kaderimizi birleştiriyor.

Onlar bize muhtaç biz onlara muhtacız. Birlikte güçlüyüz, birlikte güvenliğimizi sağlayabiliriz.

Rusya bizim dostumuz ama aynı zaman da kadim de düşmanımız, çünkü menfaatlerimizin çakıştığı noktalar var.

Karadeniz’e ABD’yi katmayacağız ama Karadeniz Rusya’nın inisiyatifine de bırakılacak bir alan değil.

Akdeniz’de zaten bambaşka konulardan konuşuyoruz. Türkiye meydanı boş bırakırsa bunun ağır sonuçları oluyor.

Neticede Türkiye bu karmaşık çağın içinde yeni bir yol haritası oluşturuyor kendine ve bu yol haritasında Rusya ile dostluğumuzu devam ettiriyoruz ama çok yönlü uluslararası ilişkiler çerçevesinde ABD ile daha yakın temas var, bunu artık net bir şekilde ifade edebiliriz.

F16 konusu biliyorsunuz Türkiye’nin istediği şekilde neticelendi.

Şimdi üretimin Türkiye’de yapılması konusu var, bu da sağlanırsa Türkiye bu alanda da önemli bir rol üstlenmiş olacak.

Bu konu F35’lerin yolunu açacak mı bilemiyoruz tabi?

Millî Savunma Bakanlığımızın açıklamalarını takip ediyorum, şu ana kadar diyebileceğimiz, Millî Savunma Bakanlığımız, Türkiye ve ABD açısında tarafların F35 konusunda duruşlarında bir değişiklik olmadığı noktasında bilgiler veriyor.

Ama bizim öğrenebildiğimiz kadarıyla bu alanda ABD’de ciddi bir yumuşama varmış.

Bazı konularda Türkiye’nin üretim gücüne de ihtiyaç duyuluyormuş, bu da tabi Türkiye açısından önemli, bunun da altını çizelim.

Fakat bu noktada Türkiye’nin yaptığı hamle gerçekten çok değerli ve tarihi tabi…

Türkiye’nin hamlesinin adı biliyorsunuz KAAN…

ASELSAN Genel Müdürü Ahmet Akyol’un açıklaması çok önemli tabi. KAAN’ı aynı zamanda Bilge KAAN yapabilirsek işte asıl hamle bu olmuş olacak.

Türkiye değerli, bunu gösterdik, göstermeye devam etmeliyiz.

Ve başlığa gelirsek, tedirginliğe gerek yok, Irak ile bir savaş yok, olmaz da…

Ama Türkiye, Irak Merkezi Hükümeti, Özerk Kürt Yönetimi ve bölgedeki diğer aktörler ile yürüttüğü diplomasi neticesinde Irak’ın derinliklerine bir operasyon yapabilir.

Net, biz bölgede terörist istemiyoruz. Gereği neyse de o yapılacak.

Bu operasyonlar ile de Hanekin, Celavla, Karatepe, Dakuk, Tuzhurmatu, Mahmur, Guver ve Sincar gibi bölgelerde müsaade edilen terör yapılanmaları da tamamen temizlenecek ve Türkiye o bölgeden kendisine yönelik herhangi bir tehdidin gelmesine müsaade etmemiş olacak.

Türkiye, çok yönlü ve yenilenmiş strateji içeren yol haritasında çok net bir şekilde kendisine tehdit olarak bölgesinde terör örgütüne müsaade etmeyecek. Bunun için de çok net yol haritalarını belirlemiş durumda.

Ürettiğimiz füzeler ile şu anda çok rahat bir şekilde Irak’taki terör yuvalarını, Suriye’deki terör yuvalarını net bir şekilde vurabilecek durumdayız.

Bu stratejinin içini dolduracak her türlü, maddi ve manevi adımları da attı Türkiye.

Teröre müsaade yok, bunun için de ne gerekiyorsa yapılıyor, yapılacak belirtmiş olalım ve

Ülkemizin gazası da mübarek olsun.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Hamdi Bağcı Arşivi