Devlette tasarruf süreci başlıyor, bu sefer tutar mı?
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek dün kameralar karşısına geçti ve Kamuda Tasarruf ve Verimlilik Paketi’ni Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde açıkladılar. Sayın Mehmet Şimşek, 8 başlıkta açıkladı tasarruf tedbirlerini ve bu noktada yasal düzenlemeye ihtiyaç olan konularda da yasaların çıkarılacağını söyledi.
Açıklanan tedbirlere göre, kamuya yeni araç satın alma ve kiralama 3 yıl süreyle durduruluyor…
Savunma ve güvenlik hariç, kamuda personel servisi hizmeti toplu taşıma olan yerlerde kaldırılacak.
Deprem riski olanlar hariç yeni bina alımı ve yapımı 3 yıl durduruluyor. Yeni bina kiralanmasına da izin verilmeyecek.
Kamu istihdamında 3 yıl boyunca emekli olanlar kadar yeni personel istihdamı sağlanacak.
Kamu çalışanlarının aldığı yönetim kurulu ücretlerine üst sınır getiriliyor.
İdari yapılanmada etkinliği esas alacak kapsamlı çalışma başlatılıyor.
Kamuda yeni kurumlar kurulmasının önüne geçilecek, mükerrer yapılanmalar önlenecek.
Hazine ve Maliye Bakanlığının defterdarlık ve vergi daireleri birleştiriliyor.
Hizmet içi eğitimler kamu tesislerinde yapılacak, kesinlikle bu işler özel kuruluşlarda ve otellerde yapılmayacak.
Yurt dışı geçici görev harcamalarına sınırlama geliyor ve bu kaleme başka ödeneklerden aktarım yapılamayacak.
Enerji ve atık yönetimi konularında verimlilik artacak.
Haberleşme ve iletişim giderlerinde dijitalleşme yoluyla tasarrufa gidiliyor. Elektronik yazışmaya geçiş yaygınlaşacak. Kurumsal arşivler elektronik ortama taşınıyor.
2024 yılı temsil ve tanıtma ödeneklerinde yüzde 25 kesinti yapılıyor. Devam eden yıllarda kesintili ödenek baz alınarak bu orandan yine kesinti uygulanacak. Uluslararası kabuller ve milli bayramlar hariç gezi ve kokteyl düzenlenemeyecek.
Zorunlu haller hariç mobilya, ofis donanımı gibi demirbaş alımları 3 yıl süreyle durdurulacak.
Makine ve teçhizatlar ekonomik ömrünü tamamlamadan elden çıkarılamayacak. Kamu alımlarını DMO yapacak.
Bu sene için deprem ve zorunlu harcamalar hariç mal ve hizmet alım ödeneklerinde yüzde 10, yatırım ödeneklerinde yüzde 15 kesintiye gidiliyor. Tek seferlik gelirlere dayalı kalıcı harcama yatırımı yapılamayacak. Bu sene hiçbir bakanlık ödeneklerini bu çerçevede aşamayacak ve kendilerine ilave ödenek verilmeyecek.
2024 yılında bütçedeki bütün harcama alanları gözden geçirilecek ve verimsiz olanlar sonlandırılacak.
Kamu yatırımlarında da önceliklendirmeye gidiliyor. Yatırım ödeneklerindeki yüzde 15'lik kesinti öncelikli alanlara kanalize edilecek. Fiziki ilerlemesi yüzde 75'e ulaşan yatırım projeleri ile Kahramanmaraş ve Hatay depremi sonrası planlanan projeler önceliklenecek, diğer yatırımlar şimdilik bekleyecek.
Ajanda, takvim, plaket, eşantiyon türü hediyelerin verilmesi yasaklanacak.
Ayrıca Sayın Mehmet Şimşek, uygulanacak bu tasarruf tedbirlerini yürütecek bir de mekanizma geliştirdiklerini ifade ediyor ve “Kamu idarelerinin tasarruf tedbirlerine uyum konusunda veri girişi ve raporlama yapması gerekiyor. Hazine ve Maliye Bakanlığı süreci izleyip takip edecek. Burada tabi ki tasarruf tedbirlerine istisnasız tüm kamu idarelerimiz uymak zorundadır. Tasarruf genelgesine aykırılık tespit edilirse idari yaptırım ve para cezası uygulanabilecek.” diyor. Gördüğünüz gibi tasarruf tedbirlerine uymak mecburi oluyor, bu tedbirlere uymayan kamu kuruluşlarına ceza bile öngörülüyor.
Cumhurbaşkanlığı Yerleşkesinde konunun açıklanması, Sayın Cevdet Yılmaz’ın bu programa katılması sanırım konuya ilişkin kararlılığı göstermeyi amaçlıyordu, bunu anlayabiliyoruz. Biliyorsunuz, Sayın Mehmet Şimşek 4 Haziran 2023 tarihinde bakan olarak atandığında, ilk iş olarak, bütün devlet kurumlarına, uyulması zorunlu olan bir ‘tasarruf genelgesi’ göndermişti. Bu genelgeye uyulmadığına şahit olmuştuk. Bu süreçte devlet birimlerinin harcamaları arttı, azalmadı.
Peki şimdi başarılı olunabilir mi? Keşke “kesinlikle başarılı olunur” diyebilsek, bugün kamu kuruluşlarındaki yapılanmaları gördüğümüzde çok fazla umutlu ne yazık ki olamıyoruz. Tasarruf bir mantalite işidir. Şu anda bu mantaliteye sahip insanların kamu kurum ve kuruluşlarını yönettiğine biz de inanmak isteriz. Halep oradaysa arşın burada, hadi başarın, hadi devlet malı yetim malıdır, diyerek koruyun, hadi ey bakanlar, ey bakan yardımcıları, ey genel müdürler, ey daire başkanları, ey valiler, ey belediye başkanları, ey kaymakamlar, ey bölge müdürleri, ey il müdürleri makam araçlarına binmeyin, hadi itibarınızdan biraz tasarruf yapın, evinize toplu ulaşım araçlarıyla gidin gelin, bisikletlere binin. Hadi başarın, biz de sizi kutlayalım… Servisi kaldıracaksınız, olan gariban memura olacak, yöneticiler, amirler evlerine devlet araçlarıyla konulmaya devam edecek. Böyle olmasın, sadece alt memurlara uygulanmasın, her kademeden yönetici de makam aracıyla evine gitmesin, tasarruf her kademede kendini hissettirsin, yöneticiler, amirler de toplu taşıma, bisiklet kullansın. Bugün valiliklere, belediye başkanlıklarına, kaymakamlıklara, hatta bölge müdürlüklerine bakın, buralarda bile onlarca makam aracı olan kurum, kuruluş bulabilirsiniz. Onlarca yatırım ne yazık ki atıl durumda, birçok yatırım toplumdan kopuk oluşturulduğu için anlamsız yatırıma dönüşmüş durumda. Birçok yatırım daha bitmeden tekrar tadil ediliyor vs. Verimlilik yok, tasarruf yok. Şunu da bütün netliği ile yazmak istiyorum, bizim bu tasarruf tedbirlerine uyulduğuna inanabilmemiz için, öncelikle tasarruf tedbirlerine Cumhurbaşkanlığının uyması gerekiyor. Buradaki kabarıklık giderilmeden, bakanlıklardaki, Cumhurbaşkanlığının birimlerindeki, TBMM’deki kabarıklıklar giderilmeden diğer birimlerde, özellikle taşrada uygulanacak tasarruf ne inandırıcı oluyor ne de kimse bu tasarruf tedbirlerine uyuyor, bilginiz olsun. Zaten sadece alt memurların tasarrufa uyması, bir anlam da ifade etmiyor.
Burada asıl sorunu da tespit etmeliyiz, Devlet Planlama Teşkilatı yok edildi, devletin tek elden yönetilmesi denetim açısından bazı aksaklıkları beraberinde getiriyor. Devletin bu yapısı, ne acıdır ki hesap verilebilirliği de zor hale getirmektedir. Sistem değişikliği sonrasında kamuda ciddi bozulmalar meydana geldi ve düzeltilemedi. Cumhurbaşkanının bir partinin genel başkanı olması, o partinin devlette çok rahat hareket edebiliyor görüntüsü ciddi sorunlar oluşturuyor. Türkiye’nin, kamuda tasarruf konusunda hesap verilebilirliği getirmeden, kurumların sadece tek kurum tarafından denetlenebiliyor görüntüsünü ortadan kaldırmadan, kurum, kuruluş ve yetkilileri daha fazla denetlenebilir hale getirmeden kamuda verimliği oluşturması pek mümkün gibi görünmüyor. Bu konuda adım atabilmek için kamuda şeffaflığı da öngören ciddi bir yönetim değişimine ihtiyaç olduğu muhakkak.
Atılan adım doğrudur ama endişelerimiz var, mesele açıklama değil, mesele tasarrufun uygulamasının sürdürülmesi… Bu esası buraya bir kayıt olarak yazalım, süreci izlediğimizi de belirterek bugün de yazımızı bitirelim.
Yarın yine karşınızda olabilme temennisi ile hepinize güzel ve bereketli bir gün diliyorum.