Uzun metrajlı gerilim filmi
Bir yıl olacak film başlayalı…
Çin’de bir pazarda başladı her şey…
Yarasa çorbası yiyen biri birden hastalandı…
Konulan teşhis bulaşıcılığı yüksek ölümcül bir virüsün onu hastaladığı oldu.
Çok kısa zaman içinde Çin koskoca kentleri karantina altına aldı. Çin güvenlik güçleri ağır silahlarla hastaları toplamaya başladılar.
Caddelerde ölen insan görüntüleri tüm dünyaya servis edildi.
Hastalar yüksek radyasyon saçıyorlar gibi özel araçlarla yüksek güvenlikli şekilde taşınıyordu.
Ve virüs tüm dünyaya yayılmaya başladı.
…
Hollywood yapımı bir film senaryosunu okur gibi okudunuz değil mi?
Muhtemelen doğada uzun yıllardan beri var olan bir çeşit virüsün (korona) insan eliyle mutasyona uğratılmış versiyonunu tüm dünyayı film setine çevirerek yaydılar.
Kazanımlarını mı merak ediyorsunuz?
Emin olun saymakla bitmez.
Aşıyı üretip satma kısmı en masum olanı diyebiliriz.
Daha ne zaman biteceğini bile bilmediğimiz bu film uzun süre tüm insanlığı psikolojik olarak etkilemeye devam edecek. Büyük bir korku imparatorluğu kuruyorlar. Acaba bitiyor mu? Diye düşünmeye başladığımız anda yeni bir şok sahnesi alt üst ediyor hepimizi. Aşılar ardı ardına onay almış insanlık aşıların güvenirliğini tartışırken, İngiltere’nin başı çektiği bazı ülkelerde, daha hızlı yayılan ve ölümcül etkisi daha yüksek olan mutant kovit19 tüm tartışmaları gölgede bıraktı.
Tüm dünyayı laboratuvar, insanlığı ise denek olarak kullananlar anlaşılıyor ki filmi uzun metraj planlamışlar.
Teknolojiyle öyle ya da böyle bir şekilde yolu kesişen herkesin muhakkak bir ürününü kullandığı, kullanmak zorunda kaldığı microsoft’un kurucusu, dünyada zenginlik denilince akla ilk gelenler listesinin uzun zamandır değişmeyen ismi Bill Gates ise görüşe göre filmin kamera arkasındaki isimlerden biri. Virüs daha ortada yokken yaptığı açıklamalardan tutun da virüsün ilk çıktığı günlerdeki çıkışları ve aşının bulunabilmesi için kendini paralaması oldukça garip. Dünya liderleri, sağlık alanında otorite olarak kabul edilebilecek isimler ve kurumlar Bill Gates kadar ilgili değiller virüsle.
Aşı olup vücuduna çip takılacağını düşünenler emin olun ki yanlış yerlerde geziniyor zihniniz. Parmak izinizle, retinanızla açılan cep telefonlarımız, okutup geçtiğimiz kredi kartlarımız, internetten yaptığımız alışverişlerimiz, internet aramalarımız, sosyal medya hesaplarımız ve daha bir sürü şey varken kimse boşuna masrafa girip bize çip takmaz.
Yeni bir dünya düzeni kuruluyor. Teknolojinin daha ön planda olacağı. İnsani ilişkilerin minimuma indirgeneceği. Ticaretin ve paranın merkezinin değişeceği. Yepyeni bir düzen. Psikolojik olarak yıkıma uğrattıkları insanlığı korku üzerine inşa edecekleri, kimsenin kimseye güvenmediği yeni bir dünyaya hazırlıyorlar. Yüzde yüz gerçek ölümcül bir virüsle karşı karşıya bıraktıkları, dublör kullanma şansı olmayan oyuncular ise bizleriz. Hele az daha sabredelim elbet bu filmin de sonu gelir. Ve elbet bu millet yeniden şahlanır ve film nasıl çevrilir tüm dünyaya gösterir.
Unutmayalım Maske, Mesafe, Hijyen…