Macit Uluçamlıbel
Macit Uluçamlıbel Sanatçı”cı”

Sanatçı”cı”

Ben dönem dönem sinema, dizi, tiyatro gibi faaliyetlerin toplum inşaası üzerindeki etkileriyle ilgili yazılar yazdım. En çok üzerinde konuştuğumuz konu bugün yeşilçam diye andığımız bana göre ise Türk toplumunun o zamanki örf adet ananelerini tahrip etmek için planlı dikilen belki “çam” olan ama yeşil olmadığı kesin bir ucubedir. Bir çoğunuzun yahu ne alakası var o kadar da değil dediğinizi duyar gibiyim…

Ama o kadar. Hatta daha fazlası bile var emin olun…

Hepimizin yıllarca kahkahalarla izlediğimiz o komedi filmlerinde seçilen isimler de tesadüf değil, hacı diye anılan esnafların üçkağıtçılığı da tesadüf değil, imam rolü oynatılan oyuncuların en çirkin insanlardan seçilmesi de tesadüf değil…

Senelerce ilmek ilmek işlenen bir süreçti bu… Zihinlere öyle kazındı ki evlatlarına isim verme alışkınlıklarını etkiledi toplumun. Öyle işledi ki zihinlere üçkağıtçılıkla hacılık dindar insanlar için bile aynı kefeye konan olgular haline geldi.

Sinema ile başlayan bu kültürel iç savaş televizyonlarla devam etti yıllardır. AK Parti’nin yirmi küsür yıllık iktidarını bu yönden de değerlendirmek lazım. Sözde demokrasi savunucusu olan sanat camiasının milletin teveccühü ile iktidara gelen AK Parti’ye karşı duruşu. Millete rağmen milleti küçük görerek milleti iktidara karşı kendilerince uyarma çabaları.

Sanatçı bağımsız olur tarafsız olur söylemleriyle yola çıkıp her seçimde AK Parti karşısında kim varsa ona destek olmaları.

Ne zaman bir AK Parti karşıtı eylem olsa bütün sanat camiasının topyekun içinde olmaları. Yahu bunlar nasıl bu kadar milletin görüşüne düşman olabilirler düşüncesini akıllara getiriyordu hep.

Son operasyonlar, gözaltılar ve tutuklamalar gösterdi ki fi tarihinde başlayan kültürel operasyonlar bugünlerde de birileri tarafından yönetilerek devam ettiriliyormuş.

Bazı sanatçıcılar kendilerine bağlı sözde sanatçılarını sinema, televizyon haricinde de çalıştırıyorlarmış. Toplanın şurada eyleme gidin. Hadi hepiniz şu paylaşımı yapın. Hadi bunu destekleyin. Hadi şunu kötüleyin. Diye uzaktan kumandayla yönetilen ünlülerimiz para için yardım kampanyaları, protestolar, siyasal kampanyalar hatta sevgililik rolleri gibi gerçek hayat filmlerinde de oynamışlar gibi görünüyor.

Yani memleketin sosyal medya çılgınlıkları sonrasında vatandaşının yaşamaya başladığı sahteliği sanat camiası daha uzun bir süredir yaşıyormuş. Ben bu gelişmelerin daha pis organizasyonlara ışık tutacağı kanaatindeyim. İnşallah milli üretim seferberliğimizi milli sanatçılar çıkartarak kültürel millileşme seferberliğine de dönüştürebiliriz. Yoksa üç kuruşa her role giren sanat camiası milletin ayarlarıyla oynamaya devam edecek.

Tabi sözümüz milleti için devleti için canını verebilecek dosdoğru adam gibi adam kadın gibi kadın olan sanatçılarımız için değil.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Macit Uluçamlıbel Arşivi