Hakan Bahçeci
Hakan Bahçeci Üç İki Bir Seçim

Üç İki Bir Seçim

Yeni bir seçim takvimi başlamış oldu. Her seçimin kendine göre farklılığı ve kendine özgü süreci olduğu söylenir. Genel seçimlerin havası özellikle biz de hararetli tartışmalarla geçmiştir. Darbe dönemi ve takip eden zamanlarda yapılan seçimler ise ülkenin gidiş yolunu belirlemiştir.

            Haziran seçimleri de kendince ilginç yönler taşıyor. Muhalefet seçim yarışından çok seçtirmeme propagandası yapacağını ilkten söylemiş oldu. Hükümette olan bir partiyi nasıl geçerim çabası yerine kiminle hangi kontağı kurarsam iktidar el değiştirir zihniyeti devam edecek sanki.

            Burada kilit rolü HDP oynayacak gibi gözüküyor ya da böyle gözükmesi için ortam hazırlanıyor. Doğu oylarının dağılımı tüm partilerin neredeyse ortak hedef noktası; hal böyle olunca oradaki etki ve tepkinin sonucu genel görünüme de etki edecek duruma geliyor.

            HDP seçim barajı ile ilgili bir kara vermek durumunda, eğer dedikleri gibi kendi kendilerine karar verecek aşamaya ulaşmışlarsa, derin bir ikilem yaşayacakları muhtemel. Şimdiye kadar Kandil, İmralı, sokak üçgeni sürdürdükleri politika kabuk mu değiştirecek yoksa hepten mi yeni bir yola mı girecek, bunu zamanla kendileri de öğrenmiş olacak. Lakin bu yolda yalnız olmadıklarını, etkiden ve yönlendirmeden uzak kalamadıkları algısı kolay yıkılacağa benzemiyor.

            Barajı aşamama tedirginliği ve bu korkunun getirdiği şüphe, HDP için değil aslında coğrafyaya yön belirlemek isteyenler için gözden kaçmayacak bir nokta; belki bu yüzden HDP yetkilileri neredeyse hep bir ağızdan “barajı aşamazsak sokağa ineriz” söylemini dillendiriyor.

Burada şu soru akıllarına gelmiyor mu acaba? Hani diyelim ki, barajı aştılar, muhalefet çok iyi çalıştı filan ve bir şekilde iktidara geldiler ya da koalisyon kurdular. Cizre’deki bir olayı nasıl önleyecekler? Nitekim kamu düzenini sağlamakla görevli hale onlar gelmiş olmayacak mı? Polisin ve jandarmanın amiri onlar olmayacak mı? Politikalarımızla kimse sokağa dökülmez diye düşündeler, peki o politikalar Anadolu’da bir şehirde tutmaz da başka bir şehirde sokak eylemleri başlarsa ne deyip ne yapacaklar?

Seçim barajı konusunda karar verme aşamasında olanlardan başka muhalefet partilerinin de karar vermeleri gereken başka noktalar olmalı. İktidarı nasıl devirebilirim başlıklı bir program yerine ben ne yapabilirim düşüncesi verimli olmaz mı acaba? Gerçi bunu yaparken Yunanistan’dan ilhamla yola çıkmak ne kadar isabetli olur o da ayrıca bir analiz konusu…

Seçimin hem iktidar hem de muhalefet için riskli, çetin ve tuzaklarla dolu olduğu bir gerçek. AKP aslında kendini test etmiş olacak, halef selef kıyaslaması illa yapılacak, yıpranmışlık, değişim, tüzük gibi noktalar direnç noktasını zayıflatabilir. Muhtemeldir ki muhalefet seçtirmeme tutumundan iktidar her şeye rağmen “devam” tutumundan vazgeçmeyecektir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Hakan Bahçeci Arşivi