Toplumumuzu kalemle katlediyorlar

Her gün yeni bir çocuk istismarı, çocuk cinayeti duyuyoruz.

Her geçen gün artmaya devam ediyor.

Böyle bir ortamda son skandal bir kitap oldu.

Abdullah Şevki adlı birisi Zümrüt Apartmanı isimli bir kitap(!) yazıyor.

Kitabın tamamını okumadım. Sadece sosyal medyada paylaşılan bir sayfasına denk geldim. Ruh sağlığı normal olan hiç kimsenin o satırları bırakın yazmayı, okumayı bile midesi kaldırmıyor.

Kitap 2013 yılında basılmış. Tam 6 sene önce.

Bu 6 sene boyunca kimler okudu, kimlere ulaştı varın siz hesap edin.

Peki, bu skandalın tek sorumlusu o kitabı yazan mı?

Bütçe ayırıp bu kitabı yayınlayan yayınevinin hiç mi suçu yok?

Okuyup onay veren editörün hiç mi suçu yok?

Bu kitap devletin hangi kontrol mekanizmasından, nasıl geçti?

Bunun bedeli ödenmeli ve bunu sadece yazan değil gençlerin ve çocukların önüne gelene kadar kimlerin önünden geçtiyse hepsi ödemeli!

Kitabın yayıncısı Kurgu Kültür Merkezi Yayınları bu iğrençliğe bir de destek olduklarını pişkin pişkin açıkladı. Yayınevi sahibi Alaattin Topçu; “Sizin o karga beyniniz Abdullah Şevki'yi, Alaattin Topçu'yu ve kurguyu kaldıramaz. O nedenle linç kültürünüz tarihin her döneminde yenilgiye ve zavallılığa mahkûmdur.” dedi.

İnanılır gibi değil. Sadece yayınevi mi sosyal medyada sanat adı altında bu adamın(!) yaptıklarını meşru gören azımsanmayacak bir kitle var.

Bunun sanat olduğunu mu düşünüyorsun?

Bunun ifade özgürlüğü olduğunu mu düşünüyorsun?

Bunun sadece basit bir hayal ürünü / kurgu olduğunu mu düşünüyorsun?

Rüyalarınızda suçtan keyif alıyorsanız, uyandığınızda da keyif almaz mısınız?

Pedofiliyi pornografik bir anlatımla özendirici bir şekilde kaleme almak sanat veya edebiyat değildir.

Edebiyat açısından ele alacak olursak bile anlatım tarzında üçüncü tekil şahıs değil birinci tekil şahıs kullanılmış. Bu anlatım tarzı üçüncüden daha etkilidir ve birebir aksettirir. Bu bağlamda yazan, olayı anıları gibi aktarmıştır.

İçinde bir yerde böyle bir sapıklık taşıyan fakat cesaret edemeyen birisine yaşanan hazzı ballandıra ballandıra anlatırsan cesaret edemediği eyleme geçmesi için teşvik edersin.

Bu bir toplumu kalemle, sözlerle katletmektir.

Bu hastalık değil bir sapkınlıktır.

Bu sadece bir sapkınlık da değil bir ülkenin ahlak, akıl sağlığı, insaniyet ve inanç karinelerini katletmektir.

Abdullah Şevki, yine sosyal medya sayesinde gözaltına alındı.

Tabi ki bu “dostlar alışverişte görsün” göz altısıdır. 2 gün sonra serbest bırakılır.

Neden mi böyle düşünüyoruz?

Orada yazılanları gerçekten yapanlar bile serbest kalıyor. Yapan cezasız kalırken, anlatan mı cezalandırılacak?

Bu ceza sistemi ile bunların önüne geçemeyiz. Ne insanı, ne çocukları ne de hayvanları koruyabiliyoruz.

İçeride kaldıkları kısa sürelerde mahkûmlar tarafından ya da dışarıda ki öfkeli insanlar tarafından cezalandırılmalarına seviniyoruz.

Öyle bir cezalandırma sistemine mahkûm edildik ki herkesin adaletini kendi kendine sağladığı bir yer olmaya doğru gidiyoruz ve bu tehlikenin farkında değiliz.

İki gün sonra seçimlerdi, ekonomik darboğazdı, askeri operasyonlardı derken yine arada kaynayıp gidecek.

Gitmesin. Çünkü giden nesil olacak. Nesli kaybedersek, geleceğimizi kaybederiz.

Anne, babalar bu gündem olan bir kitap ama bu kadar gündem olmayan buna benzer emin olun çok kitap var.

Önce sizin okumadığınız kitapları çocuklarınıza okutmayın, izledikleri filmleri, oynadıkları oyunları, girdikleri siteleri gözden kaçırmayın.

Yeni nesle sahip çıkın, çıkalım.