İnfak
İnfak kelimesi Allah’ın (c.c) hoşnutluğunu kazanma niyeti ile harcamada, yardımlar da (maddi,manevi) bulunma anlamına gelir. Aynı zamanda “infak” kelimesinin taşıdığı mana iyi tahlil edilirse, bu ibadetin bir hikmetinin de insanı ruh, şahsiyet ve karakter bakımından maddenin esaretinden kurtararak maneviyatı, maddiyata hakim kılması olduğu görülür. Bu yönüyle ibadetler içinde infakın ruha sağladığı belkide en büyük fayda “vicdan huzuru” dur.
Rabbimiz buyuruyor:
“Allah yolunda infak edin. Kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın. Amellerin hepsi en güzel olsun. Allah iyilik yapanları hayır, hasenat amel-i salih işleyenleri sever.”(El Bakara 195)
Zira her Mü’min çevresinden mesuldur. Muhtaçların, mazlumların feryatlarına duyarsız kalamaz. Cenab-ı Hak rızkın temininde mahlukatı birbirine vesile kılmıştır. Dolayısıyla muhtacı gözetmek Allah Teala’nın bizlere olan ihsanlarından onlara pay ayırabilmek büyük bir fazilet ve ilahi bir lütuftur. Muhtaçların feryatlarına teselli olmadıkça mü’minin ruhu da teselli bulamaz.
Hazreti Mevlana ne güzel buyuruyor:
“Şunu iyi bil ki bedenden, maldan, mülkten kaybetmekte, ziyana uğramak ta ruha fayda vardır; onu vebalden kurtarır. Mal bağışlamakla, infak etmekle, görünüşte elden çıkar gider ama onu verenin gönlüne yüzlerce manevi hayat gelir.”
İnfakta gözetmemiz gereken edebi Rabbimiz şöyle bildiriyor.
“Mallarını Allah yolunda harcayıp ta arkasından başa kakmayan , fakirlerin gönlünü kırmayan kimseler var ya,İşte onların Allah Katında mükafatları vardır. Onlar için korku yoktur ve onlar mahzunda olmayacaklardır.
Güzel bir söz ve bağışlama, peşinden eza gelen bir sadakadan daha hayırlıdır. Allah hiçbir şeye muhtaç değildir, hilim sahibidir.
Ey iman edenler! Allah’a ve ahret gününe inanmadığı halde malını gösteriş için harcayan kimse gibi başa kakmak ve incitmek suretiyle yaptığınız infak ve sadakaları boşa çıkarmayın”(Bakara 262-264)
“Sağ elin verdiğini sol elin duymayacağı” şeklinde vermek gerekir. Bu şekilde infak edenler, günahları affedilen ve kıyametin dehşetli anında Arş’ın gölgesi altında bulunacak olan mes’ud kimselerdir.”(El Bakara 271, Buhari Ezan 36)
“Kişi kendine verildiğinde gönül huzuru alamayacağı kalitesiz ve bayağı şeyleri fakirlere infak diye vermemelidir.”(El Bakara 267)
Yani kalp kırarak, muhtacı hor görerek , mihnet vererek ve başa kakarak yapılan bir hayrın Allah katında hiçbir değeri kalmaz. Böylesine kaba ve duygusuz bir kalp ile infak edenler , verdiklerinin ecrini kendi elleriyle imha etmiş olurlar.
ALLAH hepimizi infak edenlerden eylesin. Amin. Selam Ve Dua