Ticaretin organiği makbuldür
Ekonominin gidişatında enflasyon rakamları önemli veriler sunuyor. Fakat bu rakamlar soyut olduğu için gündelik yaşamda vatandaş için çok fazla bir şey ifade etmiyor. Biz genelde somut rakamlarla ilgileniyoruz. Pazarda meyve-sebze fiyatları ne oldu? Diğer gıda ve gündelik yaşamda kullanılan ürünlerin fiyatları ne durumda ya da faturalarda bir kabarma var mı? vb. bugün fiyat dalgalanmasında borsayı bile geride bırakan meyve- sebze meselesinden bahsetmek istiyorum.
Ülkemizde yıllardır meyve-sebze fiyatları dalgalı bir seyirde ilerliyor. Mevsimsel geçişlerden kaynaklanan fiyat artışları doğal karşılanabilir ama nasıl ürünlerin doğası bozulduysa, fiyat artışlarında da doğal olmayan etmenler ağırlığını artırdı. Spekülatörlerin yaptığı manipülasyon, aracıların ve satıcıların (pazar veya market) daha fazla kazanması hırsı yüzünden meyve-sebzeyi en az yüzde 25-30 daha pahalıya tüketiyoruz. Klasik hikâye ile tarladan 30-40 kuruşa çıkan ürünün evimize gelmesi 1 liranın üzerine mal oluyor. Buradaki “üzerine” kelimesinin sınırını pazarcı, çoğu zamanda süper marketlerin keyfi belirliyor. Fiyat belirlenirken mantıklı bir veri kullanmak yerine çoğu zaman paşa gönüllerine göre davranıyorlar. Şimdi, kardeşim bildiğimiz şeyleri bize anlatma, ülkemizde yıllardır aynı geyik muhabbeti dönüyor. (“Üreticiler zarar ediyor, bütün parayı aracı ve son satıcılar götürüyor. Bu yüzden vatandaş ürünleri pahalıya alıyor.”) yeni bir şey söyleyeceksen, çözüm önerin varsa söyle. Yoksa boş yere mürekkep akıtıp bizimde vaktimizi çalma diyebilirsiniz. İşte geliyoruz naçizane önerimize.
İşimize gelmeyen konuda hemen serbest piyasa ekonomisi palavrasına sığınıyoruz. Ürünlerin üretim miktarı, stok durumu ve fiyatları üzerinde düzgün işleyen bir denetim mekanizması olmadığı için fiyatları kafalarına göre belirleyen satıcılar hem vatandaşın aynı ürünü daha ucuza tüketmesine mani oluyor hem de durduk yere enflasyonun artmasına çanak tutuyor. Tarım bakanlığı, üreticiler, meyve -sebze halindeki aracılar iş birliği yaparsa ya da yetkililer tarafından bu iş birliği zorunlu kılınırsa fiyatlar makul bir seviyeye çekilebilir.
Teknolojinin gelişmesi ile birlikte verileri kayıt altına almak kolaylaştı. Geliştirilecek basit bir yazılım ile tarladan çıkan bir ürünün soframıza gelesiye kadar kimlerin elinden geçtiğini, el değiştiriş sürecindeki fiyat artışı noktasında çok sağlıklı bir veri akışına ulaşabiliriz. Bir örnek üzerinden gidersek, Antalya’da üretilen domatesi, üretici hangi aracıya kaç kuruştan kaç ton sattığını sisteme girecek. Bakanlığın il müdürlüğü, belediyeler sistemin alt yapısı konusunda üreticiyi bilgilendirir ve bu kayıt sisteminin ekstra bir vergi yükü getirmeyeceği anlatılırsa eminim üreticiler kısa sürede uyum sağlar. Aracı da üreticiden aldığı ürünün üzerine eklediği maliyet ve kar oranı ile satıcıya ürünü devredecek ve bunlar kalem kalem sisteme işlenecek. Denetim mekanizması da son satıcı üzerinden işletilecek. Fiyatı normalin üzerinde olan bir ürünle ilgili yetkili (bu denetim görevi en işlevseli zabıtalar üzerinden yürütülebilir) sistem üzerinden verileri inceleyip yüksek meblağlı cezalar keserek caydırıcı olabilir. Aynı şekilde sattığı ürünün belgelerini ortaya koyamayan satıcılarda cezalarla yola getirilir. Oluşturulacak şikâyet hattı ile de vatandaş doğrudan denetim mekanizmasına katkı sağlar. Domatesin üretim süreci (tohum, sulama, ürünün kalitesi, organik olup olmaması, tarlada çalışan işçi vb.) ile ilgili ortalama maliyet çıkarılır. Satılan ürünün miktarı üzerinden nakliye maliyeti yansıtılır, belli oranlarda kar miktarı belirlenerek ortalama bir son satış miktarı belirlenir. Fiyatlar ürünlerin çeşitlerine göre haftalık veya 15 günlük sürede ilan edilir. Zaten büyük firmalar fiyat konusunda standardı sağlarla diğer satıcılarda rekabet koşullarından dolayı mecburen uyum sağlamak zorunda kalacaktır. . Böyle bir sistemin oluşturulması ile kazanan üretici ve tüketiciler olur. Marketlerin halk günü adıyla aynı ürünü bir gün yüzde 30-40 daha ucuza, diğer günler ise daha pahalıya satması bile denetlense önemli bir aşama kaydedilir.
Ticaretin organik hale getirilmesi, (manipülasyon, keyfi fiyat artışları, stokçular gibi doğal olmayan zararlı maddelerin devre dışı bırakılması) organik gıdadan daha önemlidir. Yukarıda kaba bir çerçevede anlattığımız sistem belli bir mantık çerçevesinde geliştirilirse gıda fiyatları makul bir seviyeye iner. Böylece hem vatandaş kaliteli ürüne ucuz fiyata ulaşır hem de devlet enflasyon konusunda önemli bir yükten kurtulur.