Mehmet Toker
Mehmet Toker Tehlikenin Farkında mısınız?

Tehlikenin Farkında mısınız?

Bugün özellikle Müslüman gençliğin inancına yönelen saldırılar popülarizmin üzerinden gerçekleştiriliyor. Popülizm ile Popülarizmi birbirine karıştırmayalım. Popülizm kelimesi fransızcadaki "peuple" veya "population" yani halk veya nufus/insanlar manasında gelen bir anlamda "halkçılık" gibi yorumlanabilecek fakat Türkiye'de kullanmış olduğumuz tabirle "tribünlere oynamak" manasında gelen bir kavram. Popülarizm ise kitlesel algıyı yönetmek için kullanılan ve hiçbir geleneksel yapı ile bağlantısı olmayan, hiçbir düşünce temeline veya eksenine dayanmayan, günübirlik kullan-at beğenilerin, şişirilmiş bir takım geçici değerlerin dayatılmasını içeren ikinci bir kavram.
Böyle olduğu için popülist kültür, yani "tribünlere oynayan" kültür kapitalizmin ya da materyalizmin bir anlamda öncü birliği gibi kullanıldı. Ancak, popülarizm dediğimiz zaman işin bir kaç basamak daha yukarıya taşındığını görüyoruz. Özellikle algı yönetimi noktasında, insanlar zihnen oyalanırken, perdenin arkasından birçok şeyin götürüldüğü durumlara paravan yapılıyor. Böyle olunca popülarizm, zaman zaman sinemayı, müziği, tiyatroyu kullanıyor. Bu enstrümanları kullanabilme adına da bazen şişirilmiş, balon türü insanlar veya gruplarla dünya kamuoyuna sesleniyor.
Popularizmin en fazla kullanmış olduğu enstrüman bugünlerde televizyon ve internet. Televizyon kanalları ve internet aracılığıyla bir takım kişi veya kişilerin ortaya koymuş olduğu davranış, söylem, dans, giyinme yada müzik eserleri bir anda şişirilerek dünyayı, özellikle gençleri meşgul edip kendisine bağlar hale getiriliyor. 70'li 80'li yıllardan başlayarak, özellikle Yahudi Lobisi'nin pis işlerine paravan yapılan popüler kültürde farklı ülkelere ait oluşumlar sahneye sürülmüştür. Son dönemlerde Uzakdoğu'dan(Batıya göre) özellikle Güney Kore eksenli birtakım kişiler veya gruplar Yahudi lobisinin pis işlerine paravan yapılarak tavşana bak denilmektedir. Hatırlanacağı üzere, geçmiş 25-30 yıllık süreç içerisinde Amerika'dan bir takım müzik grupları yada müzisyenler şişirilerek dünya kamuoyuna sunuldu. Fakat bu grupların içerisinde siyah adamların olması ve bu siyah adamların, zaman zaman Amerika'da ve Avrupa'da, siyahların görmüş olduğu zulüm ve haksızlıkları da satır aralarına sıkıştırmalarından dolayı paravanın değiştirilme ihtiyacı hissedildi. Dünya nüfusunun ciddi bir oranını meydana getiren Uzakdoğu coğrafyası ve o coğrafyadan çıkarılacak ve popüler hâle getirilecek paravanlarla, hem dünya halklarının özellikle Müslümanların bakış yönü ve açısı değiştirilecek, hem de beyaz adamı eleştiren, karalayan siyah adamların söylemlerinden kurtulmuş olunacaktı.
Birkaç yıl önce, Güney Koreli bir sanatçının "Gangnam Style" isimli şarkısı ve dansı bir anda popüler hâle getirildi. Öyle ki; ayağa kalkıp yeni yürümeye başlayan Müslüman çocukları bile "Gangnam Style" dansı yaptırılır hale getirildi. Tabii o balon kısa sürede söndü. Aynı dönemlerde, Kanada vatandaşı bir yeni yetme daha şişirilip, özellikle genç kızların gözüne sokuldu. Fakat o balonda söndü. Şimdi ise yine uzak doğu eksenli BTS kısaltması ile meşhur edilmiş ve 7 kişiden oluşan bir grup paravan olarak popularizmin öncü birliği olarak kullanılıyor. Elbette yakında bunlar da sönecektir. Ancak yeni balonların yolda olduğunu da unutmayalım. Ancak bu müzik grubunun resmi fandom adı "A.R.M.Y" kısaltması ile ifade ediliyor. Army İngilizce'de asker/ordu demek! Bunlar kimin askeri, kimin ordusu? Bu kısaltmanın açılımı ise "Adorable Represantative M.C for Youth" dur. Ne manaya geliyor? "Gençlik için tapılası müzik sunucu temsilcisi" Güya bu ismi de grubun hayranları vermiş. Grup kız görünümlü oğlanlardan oluşuyor ve şu anda özellikle 14-25 yaş arası dünya gençliği grubun resmi adında da ifade edildiği ya da bilinçaltına yerleştirildiği şekliyle bu balona tapıyor. Birçok Müslüman ailenin bu yaşlardaki kız çocuklarının odalarını bu grubun posterleri süslüyor. Birçok genç artık onlar gibi giyinip, onlar gibi olmaya yani feminen kadınsı çizgiler ile gözükmeye çalışıyor. Gençlerin hayata bakışı ye, iç, dans et, gez, eğlen, karşı cinsten partnerin olsun-mümkünse kullan at olsun- düşüncesi etrafında dönüp dolaşmaktadır. Çevreye, insanlığa, manevi değerlere, duyarsızlaştırıldılar.
Bir taraftan nesil bozulurken, bu paravanın arkasına sığınarak birçok insanlık değeri ayaklar altına alınıyor. Genç beyinler perdenin önünde bunlarla ilgilenirken, perdenin arkasında pek çok dolaplar çevriliyor. Darbeci Sisi tarafından Mısır'da idam edilen 9 genç, Türkiye dışındaki ülkelerde gündeme bile gelmedi. Petrol görünce bütün değerleri ayaklar altına alan Yahudi lobisinin Venezuella'ya müdahalesi, Türkiye dışındaki ülkelerde satır arası haber olarak geçiyor. Farkındaysanız Kaşıkçı cinayeti unutturuldu. Fransa'daki "Sarı Yelekliler" gözden düşürüldü. Suud'daki iç hesaplaşmalar, Yemen'deki ölüm ve zulümler gündeme bile gelmiyor. Hiç kimse Yahudi Lobisinin Suriye ve Irak'ta ki maşalarına vermiş olduğu 7000 tır silahtan söz etmiyor. Çünkü eğlence, hedonizm ve bunların terkibi ile oluşturulmuş olan popularizm dünyanın algısını farklı yere yönlendiriyor . Sadece Türkiye'de değil neredeyse tüm İslam ülkelerinde özellikle gençler şimdilik BTS grubunun hayaliyle yatıp-kalkıp, dünyayı toz pembe olarak görmeye devam ediyor.
Bu noktada bir öz eleştiride kendimize yapmak istiyorum. Gündem dışı yaşayan bir eğitimci kitlesine dönüştük. Gerek yaygın, gerek örgün eğitim yapan eğitimciler olarak, bu tür popülist dayatmaları basit, sıradan önemsiz hadiseler olarak değerlendiriyoruz. Yukarıdaki örneklerde olduğu gibi, gerek dünya kamuoyu ölçeğinde populer hâle getirilen, gerekse kendi ülkesinde yerel bazda popüler hale getirilen kişi, grup veya anlayışların hipnotik bir algı oluşturduğunun, özellikle genç zihinleri hipnotize ettiğinin farkında bile değiliz. Onun için okumayan toplumlarda fikrî düşüncelerle, ideolojilerle o toplumun inancını, ahlakını, manevi değerlerini bozmanız çok daha uzun zaman alıyor ki; bu 90 yıldır bu ülkede denendi ama başarıya ulaşamadığı, ulaşmadığı görüldü. Yani sosyalizm, komünizm, faşizm, kapitalizm gibi fikri arka planı olan anlayışlar bu toplumda istediği ilgiyi uyandıramadı. Beklediği karşılığı göremedi. Ancak popülizmin etkisi ve popularizmin yumuşak saldırıları bu fikri cereyan ve akımlardan çok daha yıkıcı oluyor.
Bu konuda gerek Milli Eğitim Bakanlığı'nın, gerek Diyanet İşleri Başkanlığı'nın farklı çözümler üretmesi, gençlerin ilgi ve algısını kendi kültür ve medeniyetimize yönlendirmesi, kanalize etmesi gerekmektedir. Bunu yapmadığınız zaman, Dünya Yahudi Lobisi'nin ekmeğine yağ sürmüş oluruz. Zira dünya Yahudi Lobisi, Yahudiler dışındaki dünya halklarının, neslini genetiğini, inancını, maneviyatını, ahlakını, bozmak adına farklı yöntem ve planlarla saldırıyor. Bu yöntem ve planların başında da hem algıları yönetebileceği, hem de kendisine paravan olarak kullandığı popularist anlayışı kullanıyor. Şayet bugün uyanmaz ve öncelikle İslam Dünyasını, akabinde de dünya insanlığını uyandıramazsak, yarın bir gün, hiçbir milletin kendi kültür ve medeniyeti kalmayacak. Milletlerin kültür ve medeniyetinin yerini, kullan-at, tüket anlayışlar alacak. Çünkü kültür ve medeniyet, aşığın maşukuna, el emeği, göz nuru işlediği oyalı bir mendil ise; popularist anlayış kullan-at kağıt mendildir. Kültür ve nesil böyle bozulur. Bozulmama adına kendi kültür ve medeniyetimizi ayakta tutmanın yollarını aramalıyız. Gençlerimiz "Gangnam Style" yada BTS'nin dilini bile anlamadığı şarkılarını bildiği kadar, diline pelesenk ettiği kadar aşk, izzet, naiflik ve ahlak kokan;
"Ey benim bahtiyarım,
gönlümün tahtı yarim,
yüzünde göz izi var,
sana kim baktı yarim?"
türkümüzü bilmiyorlarsa şapkamızı önümüze alıp iki kere düşünmemiz gerekiyor. Aksi halde yarın bir gün erkek görünümlü kızlar, rujlu, ojeli erkekler görmeye başladığımız da popülarizmin dünyayı ahtapot gibi saran kollarından kurtulmak için çırpınmamız beyhude olacaktır. Üzgünüm, dost acı söyler...

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mehmet Toker Arşivi