Tazminat davası mı dediniz?
Memleket sevdalısı olan milletler bir başkadır. Böyle kaç millet kalmıştır, bilemiyorum; ama bu sevdayı bağrında taşıyanlar, hep ayakta kalmış ya da zaman zaman sekteye uğramalar olsa da daima ayağa kalkmıştır.
Memleket sevdalısı bir askerimiz, komutanından emir aldı. Vatanımızın helal süt emmiş yiğidi, emri canı pahasına yerine getirdi; çünkü emirde gerekirse ölmesi ama o vatan hainlerini püskürtmesi yönündeydi.
O elebaşlarını bitirdi, onun yardakçıları da askerimize on beş el ateş etti. Can vermediğini anladıklarında bir on beş el daha sıktılar, başlarını yitirdikleri için intikam alma amaçlı mıdır, yoksa korku paniğiyle midir bilinmez.
Vatan evladımız şehadete yürüdü. Vatan haini bilmem hangi karanlığa gömülürken ona itaat edenler saptıkları yolda ilerlemeye devam ettiler. Onları bu denli itaate iten nedir diye düşünüyorum, sorunun cevabını bulamıyorum.
Yaratan Rablerinin adıyla ayet, hadis okuyarak (!) bir yola giriyorlar, ama bu öyle bir yol ki, Yaratan Rablerinden uzak, rab edindiklerine kulluk ettikleri bir yol. Ne büyük yanılgıdır, ne büyük şaşkınlıktır. Hani Kuran ayetleri yerine okudukları kitaplar vardı, o kitaplar aslolan Kitap’tan uzaklaştırdığı için bu yanılgıya düşmüş olmasınlar!
Hala bu yanılgıda ısrar edenleri aslolan Kitap farklı örneklerde anlatıyor. Okumaya yeltenirlerse doğruları görürler. Tabi işitmeyen kulaklara, görmeyen gözlere, düşünemeyen akla sahip değillerse.
*****
Şimdi bir anne ve baba düşünelim…
Tüm ülkenin kendisinden övgüyle bahsettiği, ardından dua ettiği, diğer birçok anne ve babanın çocuklarına örnek gösterdiği bir evladı olan…
Ülkesi için canını feda eden…
Aldığı emri namus bilen…
Böyle bir evladın anne ve babası olmak, hem dünyada hem de ahirette yüz aklığıdır.
Bir de bu emri veren komutanı düşünelim. Öl ama o hainlere geçit verme diyen komutanı… Kim bilir hayatı boyunca kaç askere böyle bir emir vermiştir ya da vermiş midir? Bir emriyle kalkışmanın rengi değişti. Kolay yetişmeyen bir askerini kaybetti belki, lakin ülkenin geleceğinin seyri Allah’ın izniyle değişti.
Bu ülkeye biçilen kaftan dar geldi. Böyle komutanların desteğiyle dünyanın Türkiye’ye oynadığı oyun bozuldu. Şah dediler, şah mat oldular.
*****
Oğullarına öl emri veren komutanı, baş tacı eden bir aile düşünelim bir de. Hangi toplum böylesine bir emri vereni bağrına basar, kendi evladının elini tutarcasına onun elini tutar. Bir izahı var mıdır bu durumun? Tek izahı vardır bu durumun:
Söz konusu vatan ise gerisi teferruattır. Vatan uğruna verilmişse bu emir, o aile o komutanı bağrına basar.
*****
Gelelim o hain komutanın ailesine. Hainlik bulaşıcıdır. Neden mi? İsin yanında dura dura is kokusu her bir hücreye siner. Herkes kendine yakışanı yapıyor. Vatan haininin ailesine de böylesi yakışır.
Kendi insanına, vatandaşına sıkan bir hainle, bu haini tek kurşunla alnının ortasından vuran vatan evladı bir olur mu?
Çıkmış bu hainin ailesi tazminat davası açmış, herkes haddini bilmeli.
O dava, bu millete açılmış bir davadır.
O dava, bu ülkeye gönül vermiş tüm insanlara, milletlere, devletlere açılmış bir davadır.
O dava, bu ümmete açılmış bir davadır.
Kazanan kazandı, haydi siz kumda oynamaya devam edin.