Esra Doğan
Esra Doğan Kilometrelik Kaçak

Kilometrelik Kaçak

Ömür sürdüğümüz hayatın bir sınav olması yanında, ömrümüz boyunca sınavlara tabi tutuluyoruz. Seviyemiz tespit ediliyor, bursa hak kazanmamız birkaç soru fazla yapmamıza bağlı. Önceleri ilkokul sonrası ortaokul tercih sınavları vardı, sonraları kesintisiz eğitime dönüştü. Şimdilerde TEOG sınavı kaldırılıp yerine alternatifler üretilmeye çalışılıyor.

Ardından üniversite sınavı geliyor. Çalış, çalış, dirsek çürüt… Sonra yüksek lisans yapabilmek için ALES’ten seksen üstü bir puan almak için çabala. Doktora yapmak için bir yabancı dilinin iyi seviyede olması gerekli, haydi bir de YDS’ye çalış ve 65 puanı al, sonra doçentlik için gerekli puan için bir kez daha uğraşma.

Devlet kurumlarına atanmak mı istiyorsun, KPSS’de alanına göre yüksek puanlar almak için geceni gündüzüne kat. Formasyonun olmadan öğretmen olamıyor musun, haydi kendi şehrindeki bir üniversiteye ya da yerleşemezsen şehrine en yakın başka bir şehirdeki üniversiteye başvur, formasyon eğitimi sonrası sınavlarda başarılı ol, sertifika almaya hak kazan.

Çalış, çabala, dirsek çürüt, gayret et, gece gündüz demeden kurslarda, dershanelerde destek eğitimler al; birileri gelsin, ÖSYM binasının sınav sorularının hazırlandığı kısma on iki kilometre kablo çeksinler, senin çabanı, emeğini hiçe sayıp kendilerine itaat eden birilerini haksızca adaletsizce bir yerlere getirsinler.

Bu insanlar tüm bunları yaparken motive amacıyla bu kişilere sürekli Müslümanların bir yerlere gelebilmesi için bazı hilelerin yapılmasının doğru olduğunu söylemişler. Hatta daha ileri giderek Hendek Savaşı’nda Yahudilerin gönderdiği elçileri farklı bilgilendirip bu durumdan Müslümanların galip çıktığını söyleyerek, bu durumla kendi durumlarını benzetme gafletinde bulunmuşlar.

Ah ah… Neresinden tutsan elinde kalır.

Turgut Özal Üniversitesi’nden Ösym binasına on iki kilometre kablo çekilirken o bölgenin belediyesi, o bölgenin amirleri, sorumluları neredeydi? Bu çalışmaya kimler ortak oldu, kimler destek verdi, çok detaylı incelenmeli…

Kilometrelik kaçak… Öyle sıradan bir durum değil bu, on iki kilometre kablo çekenler bakalım daha neler yaptı!

Daha ne kadar hain içimizde? Vatanına, milletine, devletine ihanet edip de vatansever gibi aramızda dolaşan daha ne kadar hain var kim bilir…

Gelelim çalışıp çabalayan binlerce insanın hakkına ki bu hainler hak, hukuk nedir bilmezler… Bu hainlerin yaptıkları bu kadar usulsüz işe rağmen bizler yine kendi çabamızla, kimsenin hakkına tecavüz etmeden alnımızın teriyle hedefimiz olan noktalara geleceğiz.

Bizler kendi emeğimizle bir şeyleri başardığımızda ya da istediğimize ulaşamamış bile olsak vicdanımız rahat olacak. Bu hainler haksız kazanç elde ederek geldikleri noktalarda huzursuz olacaklar. Vicdanları onların yakasını ömür boyu bırakmayacak.

Bu olayın kaybedeni varsa onlar da adaleti hayatlarından çıkaran, çıkarlarına olan işlerde her yolu caiz gören haysiyet yoksunlarıdır.

Dürüst, dişini tırnağına takan, samimi, azimli, gayretli, işinin hakkını veren kimler varsa, onlar, bu olayın kazananlarıdır. Onlar dünyada bahtiyardır, ahiretini de sağlama almaya niyetlenmiş insanlardır.

Kazanlı amca samimiyeti, Niğdeli yiğit cesareti, kamyonla yola koyulan teyze feraseti ve vatanı uğruna günlerce nöbet tutan vatanseverlerin asaleti bizi muzaffer kıldı. Bundan daha ötesi var mıdır bahtiyar olmak için!

Önceki ve Sonraki Yazılar
Esra Doğan Arşivi