YAMAN ÇELİŞKİ
Müslüman olduğumuz için midir bu kadar zulüm? İman eden insanlar bu kadar korkutucu mu? Korku mu salıyoruz dünyaya? Neden peki, bizde ne görüyorlar?
Kudüs’te Mescid-i Aksa’ya girerken İsrail askerleriyle göz göze geliyoruz, başlarını çeviriyorlar. Acayip korkuyorlar, göz göze gelmek bile onları rahatsız ediyor, ama Filistinli kardeşlerimize zulüm etmekten geri kalmıyorlar.
Arakanlı Müslüman kardeşlerimizi yılan olarak görüp vahşice öldüren Budistler, dini ritüellerinden haberdar değil gibi görünüyorlar. Kendi dini inanışlarından uzak bir topluluk, her şeyi kendisine mübah görerek işkencelerle Müslüman kardeşlerimizi öldürüyorlar. Bu şekilde mi Nirvana’ya ulaşacaklar sormak gerekir.
Kendi dinine mensup olmayan insanları yok etmeye çalışmak ne büyük bir yanılgı ve insanlık dışı bir harekettir. Hani bizler onların yöntemleriyle “meditasyon” yaparak arınmaya çalışıyoruz ya, nasıl bir arınmadır, nasıl bir yanılmadır bu!
“Benim inanışımda olmayan herkesi yok etmek” hastalığı ne yazık ki dünyayı sarmış durumdadır. Lafa geldi mi Müslümanlar teröristtir, ama nedense zulme uğrayanların çoğunluğu da Müslümandır. Bu ne yaman çelişkidir böyle!
Biri çıkıp bayat bir espri yapıyor, “İslamofobi” diye, İslamı ve Müslümanları karalamaya çalışıyor; bizler de yıllarca İslamın böyle bir din olmadığını, Müslümanların terörist olmadığını açıklamaya çalışıyoruz.
Bu kadar basite indirmek istemezdim; ama gerçeklerle yüzleşmek gerek zaman zaman.
------------
Arakanlı kardeşlerimizle ilgili paylaşılan ve yürekleri dağlayan birçok fotoğraf ve video gördük. İçimiz burkulurken kapılarını açacak bir ülke yok mu diye hayıflandık. Dayanamadık, ağladık, sızlandık.
Halbuki bir kısmımız kapılarımızı açtığımız Suriyeli kardeşlerimizden rahatsızdık, her fırsatta, her oturmada onları ağzımıza doladık. Ne ahlaksızlıkları kaldı, ne pislikleri. Onların neler yaşamış olabileceklerini düşünmedik. Kimi ailesini kaybetmişti, kimi kolunu, bacağını.
Arakan uzaktı bize, kahrolduk, dövündük, üzüldük. Suriye sınırımızdı, kapılarımızı açtık diye dövündük, üzüldük. Sizce bizde de bir şeyler yanlış işlemiyor mu?
Anlayışımız değişik, bakışımız tuhaf, bunları tekrar düzeltmek ise zor; ama imkansız değil. Bir yerden başlasak iyi olacak. Yoksa rahatlıktan mazlum kardeşlerimizi görmez olacak gözlerimiz, duyarsızlaşacağız tamamen, kör, sağır, dilsiz olmaktan Allah’a sığınalım.
------------
Tarihimize bakıyorum; yüzyıllarca dünyanın birçok noktasında hüküm sürmüşüz, bir insana dahi İslama mensup olmaları için baskı yapmamışız. Dün bugün hüküm sürmeye başlayanlar dünyayı abluka altına almaya çalışıyorlar. Bu duruma izin vermeyişimiz, bundandır.
------------
Yukarda Budistlerin kendi dini ritüellerinden bihaber olduklarından bahsettim; peki biz kendi dinimizden ne kadar haberdarız?
Ömrü boyunca bir kez kendisi için indirilen Kitabı okumamış insanlar var. Bir kez olsun Rabbim bana ne diyor diye merak etmeyenler var. Müslümanların dinini tanımaması, İslam adına gerçekleştirilen en büyük terör eylemi değildir de nedir?
Ömür tüketiyoruz, tükenen bu ömrü nasıl geçirdiğimizden de sorumlu olduğumuz Kitabımızda yazıyor. Okumazsak boşa giden bir ömür olacak. Böyle olsun istemeyiz değil mi?
Kitap sadece yemin edeceğimizde el basmak için indirilmedi ki! İçi hazine, ondan ne kadar nasiplendiğimize bakalım. Zenginlik arıyorsak, O’nu başucu kitabımız yapalım.